23 Ekim 2009Referans Gazetesi
Brezilya, tahvil ve hisse senedine yatırım yapmak amacıyla ülkesine gelen sermayeye yüzde 2 oranında vergi koydu. Vergi, bu sermaye ülkeye girdiğinde alınacak. Böylece yabancı yatırımcıların tahvil ve hisse senedi alımından elde etmeyi bekledikleri kazanç düşecek. Bu durumda da ülkeye bu amaçla giren sermayenin azalması ve bunun sonucunda da döviz arzının eskisinden daha az olması beklenir. Dolayısıyla döviz (dolar) değerlenecek ya da ülke parası "real" değer kaybedecek. Brezilyalı yetkililerin derdi de bu son nokta: Yıl başından bu yana "real" yüzde 35 dolayında değerlenmiş. Bu da ülkenin ihracatını olumsuz yönde etkilemiş, ithalatını ise şişirmeye başlamış. Brezilya'nın bu yılın ağustos ayında 3.1 miyar dolar olan ticaret fazlası, eylül ayında 1.3 milyar dolara düşmüş. Bunun temel nedeni, ihracatta durgunluk yaşanmasına rağmen, ithalatın artması. İhracatın bir önceki aya göre neredeyse sabit kaldığı eylül ayı ithalat rakamları, ağustos ayındakinden yüzde 15,7 daha fazla. Bunun siyasal sonuçları olabilecek ciddi bir olayla karşılaşıldığı açık. Dolayısıyla Brezilya hükümetinin bu kararı bir sürpriz değildi. Bir süredir hükümet bu sorunların varlığını ve bu türde bir karar alabileceğini kamuoyuna duyuruyordu.
Bu noktada temel sorun, alınan bu önlemin işe yarayıp yaramayacağı. Burada işe yaramak denildiğinde, aslında Brezilya otoritelerini ilgilendiren konunun "real'in" değerlenmesi olduğunu gözden kaçırmamak gerek. Yoksa sermaye girişlerini yasaklamak gibi bir niyetleri yok ya da olmaması gerekir. Öyle olsaydı vergi oranını yüzde 2 yerine yüzde 20 olarak belirlerlerdi. Nitekim bir süre önce Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, sermaye denetimi koymak gibi bir niyetleri olmadığını söylemişti. Gerçi son kararla daha önce yapılan bu tür açıklamaların uyumlu olup olmadığı konusunda bazı kaygılar doğmadı da değil.
Kararın açıklandığının ertesi günü, 21 Ekim 2009'da Bovespa (São Paulo borsası) 2.88 puan düştü. Ağlanacak bir durum mu? Galiba hayır. Çünkü bu endeks, bir yıl öncenin en yüksek değerinin hâlâ yüzde 74 üzerinde. Dolar ise yüzde 1,86 yükseldi, başka bir değişle "real" değer kaybetti. İlk bakışta, borsadaki fiyat düşmesi karşılığında, arzulanan sonuç sağlanmış gibi görünüyor. Üstelik ertesi gün borsa hafifçe yükseldi zaten. Ancak, olaya biraz daha uzun dönemli bakıldığında, durum o kadar da apaçık değil. Brezilya hükümetinin bu vergiden beklediği ek gelir, önümüzdeki bir yıllık süre için 2.3 milyar dolar. Demek ki Brezilya bu vergiye rağmen hisse sendi ve tahvil almak için ülkeye bir yıl içinde 115 milyar dolar sermaye girmesini bekliyor. Gerçi Brezilya büyük bir ekonomi ama bu da çok büyük bir miktar. Bu da "real'in" ilk günü değer kaybetmesinin fazla bir anlamı olmadığı, zaman içinde Brezilya mali piyasalarındaki tatlı kârların, yabancı sermayeyi, bu ülkeye davet etmeye devam edeceği görüşünü savunanlara bir anlamda destek veren bir açıklama.
Dolayısıyla bu tür bir verginin kendisinden beklenen işlevi (Real'in değerlenmesini engellemek) yerine getirememesi olasılığı hiç de düşük değil. Bunun temel nedeni ise ülke riski hesaba katıldıktan sonra bile, Brezilya menkul kıymetler piyasalarındaki getiri oranlarının, ABD ya da Avrupa piyasalarından çok daha fazla olması. Yatırımcı, bunun bir kısmını vergi olarak kaybettiğinde bile gelişmiş ülkelerin piyasalarına yatırım yapmasına oranla çok daha kazançlı. O zaman da Brezilya'ya gelmeye devam edecek. Brezilyalı yetkililer bu sorunun sadece bir ülkenin alacağı önlemlerle çözülemeyeceğini bilmiyorlar mı? Kuşkusuz biliyorlar. Bu yolu daha önce de denemiş ve vazgeçmek zorunda kalmışlardı. Ama ellerinden geleni yaptıklarını içeriye göstermek istiyorlar. Belki de dünyaya, G-20 kararlarının bir an önce yaşama geçmesi için bir uyarı yapma gereğini duymuşlardır. Kim bilir?