26 Şubat 2008
Bülent Ersoy için “Savaş isteseydi, alkışlayacaklardı. Barış istediği için lanetliyorlar” diyen Ahmet Altan’ın “Kum Saati” köşesindeki yazısından, bir bölüm şöyle:Haberin devamı
Bir tek Bülent Ersoy çıktı. Televizyondaki bir canlı yayında “savaşta çocukların öldüğünü” söyledi, “anaların yüreğinin yandığını.” Savaşperestliğin ortalığı sardığı, hiç bedel ödemeden kahraman olma salgınının yayıldığı bir ortamda bu sözleri söylemek kolay iş değil. Gerçek bir cesaret gerektiriyor.
Savcı hemen soruşturma açmış. Gazetelerin internet siteleri “tepki yağıyor” başlıkları atmışlar bile. Savaş isteseydi, alkışlayacaklardı. Barış istediği için lanetliyorlar. “Çocuklar ölmesin” dedi diye bir linç hareketi başlatmaya hazırlanıyorlar. İtiraf edeyim ki böylesine saygıdeğer bir cesareti bu toplumda az gördüm.
Eğer bir tane Bülent Ersoy yerine on tane Bülent Ersoy çıksaydı, onun gibi şöhretini, kariyerini sırf “çocukları kurtarabilmek” için tehlikeye atmaya razı, onun çapında ve onun şöhretinde on insan çıksaydı, bu ülkede daha az çocuk ölürdü.
Ama herkes kendi rahatını, kendi şöhretini, kendi kariyerini “başkalarının çocuklarından” fazla seviyor...
Çok akıllı bir tercih belki...
Ama çok da yüreksiz bir tercih...
Cesareti bu kadar çok öven bu ülkede bu kadar çok korkak olması ne acıklı.
Ben çocukken babamın Fransa’dan getirdiği bir plak dinlemiştim. Cezayir savaşı sırasında Moulodj’nin söylediği bir şarkı hep kulaklarımda kaldı:
“Ben savaşa gitmeyeceğim” diyordu.
Benim o Fransız şarkıcısını hatırladığım gibi yıllar sonra birçok insan da Ersoy’un sözlerini hatırlayacak.
“Çocukları kurtarmak istedi” diyecekler onun için...
Üstelik de milyonlarca insan, çocukları ölüme göndermek için utandırıcı çığlıklar atarken.