15 Nisan 2007Ergun Babahan
Cumhurbaşkanı Sezer, görevden ayrılmasına çok kısa bir süre önce "rejim" uyarısı yaptı. Sezer'e göre, iç ve dış güçler işbirliği içinde Türkiye'de laik rejimi değiştirme çabasında.Öncelikle Sezer'in konuşmayı yaptığı yer önemli. Sezer, böyle bir konuşmayı Çankaya Köşkü'nden tüm ulusa seslenerek yapabilirdi.O, Türkiye'de üç kez darbe yapıp "rejimi" silah zoruyla değiştirmiş bir kurumun genç temsilcilerine yaptı.İkinci olarak, zamanlama ilginçti. EğerTürkiye'derejimSayınSezer'iniddiaettiğigibiciddibirtehlikeiçindeyse,cumhurbaşkanıolaraküzerinedüşengörevibugünekadaryapmamışdemektir. Çünkü rejimin tehlikede olması durumu bir hafta içinde ortaya çıkmamıştır.Rejim tehlikedeyse uzun yıllardır tehlikede demektir, o zaman Cumhurbaşkanı'nın kendini Çankaya'ya hapsetmemesi, sık sık halk önünde bu tehlikeye işaret etmesi gerekirdi.Ankara'da bindirilmiş kıtalarla mitingler yapılıyor, devlet büyükleri birbiri ardına açıklamalarda bulunuyorsa, bunun tek gerekçesi cumhurbaşkanlığı seçimleri ile arkasından gelecek genel seçimlerdir.Sezer ve kendisi gibi düşünenleri asıl endişelendiren TayyipErdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasından sonra yapılacak genel seçimleri AK Parti'nin kazanma olasılığının çok yüksek olmasıdır. MilliGörüşçizgisindengelen,geçmiştebirçokkezkapatılmışbirsiyasiçizginintemsilcilerinin"değişmiş"olduklarıinandırıcıbulunmamaktadır.AB,Türkiye'yibölmeyihedefleyenbirkurumolarakgörülmektedir. Amerika'nın asıl amacının da bağımsız bir Kürdistan yaratarak Türkiye'den toprak koparmak olduğu düşünülmektedir.Özetle, halk yanlış partilere oy verdiği için beğenilmemekte, stratejik ortaklar kuşkuyla karşılanmakta, AB bir uygarlık projesi olarak değil, bir ihanet projesi olarak görülmektedir.Çözüm yolu olarak da daha fazla içine kapanmak, AB sürecinde sağlanan demokratik reformların bir bölümünden vazgeçmek gösterilmektedir.Kendi toplumunun önemli bir kesimi olmak üzere, her yerde "düşman" arayan bu anlayış ülkede korku ve gerilimi artırmaktan başka bir işe yaramaz ne yazık ki. Türkiye,70milyonluknüfusu,milyardolarlaifadeedilenekonomisi,güçlüordusuveköklütarihiylebutipkorkularıgeridebırakmasıgerekenbirülkedir. Tarihte birçok ülkenin karanlık dönemleri olmuş, işgal edilmiş, toprakları elinden alınmıştır.Ancak bu ülkelerin hiçbiri bugününü geçmişin korkuları üzerine inşa etmemektedir.İçinde bulunulan durumu doğru değerlendirmek, önlemlerini almak başka, sürekli korkuları beslemek başka bir şeydir. Sonuçtaheryerdekendisiniyoketmeye,bölmeyeçalışandüşmanlargörenbirulus,sağlıklınesilleryetiştiremez. Türkiye'de rejimin tehlikede olduğu doğrudur.1920'lerin koşullarında kurulmuş bir sistemin ilelebet değişmeden kalması daha tehlikelidir.Bugün ülkemizde eğitim yaygınlaşmış, gelir seviyesi yükselmiştir.Geniş halk kitleleri, ülke yönetiminde daha fazla söz sahibi olmak istemektedir.Eskisi gibi halkı dışarıda bırakarak işleri yürütmek pek kolay görülmemektedir.Bu değişimin laiklik aleyhine, antidemokratik karakterde olacağını ileri sürmek 80 yılın kazanımlarını hiçe saymak ve halkın sağduyusunu küçümsemek anlamına gelir.Lütfen bizi sadece korkuyla yönetmekten vazgeçin artık.
http://www.sabah.com.tr/2007/04/15/haber,D0F40E98F8D94EAD91A2A3F2B4202A5F.html