7 Ocak 2007Tuğba Diyar
Başlık benim değil. Bir haber bülteninden koyu puntolarla ekrana sunulan alışıldık bir haber girizgâhı. Yeni yıla girerken 'coşkusunu' kaybetmeyen bir milletin pek coşkulu haberi. Fonda çoktandır haber bültenlerine tezahür etmiş magazin dilinin ve dikizciliğinin acar muhabirinin sesi. Azz sonra vuku bulacak kadim vakaya davet ediyor izleyiciyi. Mekân taciz vakalarıyla klasik hale gelmiş Taksim Meydanı. Ekranda yeni yılda henüz yanaşacak kadın bulamamış 'coşkulu' erkekler çoğunluğu. Yakın planda nasıl olup da bu er meydanına geldiği bilinmeyen sarışın bir kadın. O da kendince ekleniyor bu coşkuya... Nereden geldiğinin, kim olduğunun, vaka ertesinde ne yaşadığının pek de haber değeri teşkil etmediği, salt olay anının 'mağduriyetiyle' haber değeri bulan bir kadın. "Arkasındaki iki erkeğe iyi bakın" diye uyarıyor haberi seslendiren. Adım adım az sonra vuku bulacak tacize davet edercesine. Kadın adamların kulağına bir şey fısıldıyor. Niyeti 'iğne atılsa düşmeyecek' meydanı biraz daha yukarıdan görmek. Belli ki yanındaki durağa tırmanmak için yardım istiyor. Ve tırmanmasına el atan adamlar, el atmışken kadını da defalarca elliyor, çamaşırını çekiyor. Birbirinden güç alan adamların erk(ek)lenme coşkusuyla baştan çıktığı defalarca ve sansürsüz izlettirilen bir taciz sahnesi. Olayı aktaran zihniyet, ekranlarda kurbanlaştırılan, mağdurlaştırılan, taciz/ tecavüze uğrayan kadınların bu sebepten özür dileyecek hale getirildiği egemen/eril zihniyetin bir replikası. Yani bir taciz de, tacizin aktarılışının kendisinde. Bunun bir adım ötesi izleyenlerden kopacak "aman o edepsiz de ne arıyormuş orada", "O da hak etmiş canım" gibisinden onay replikleri. Haberin içten içe verdiği mesajsa olayın vahametini azdıracak cinsten bir uyarı: "Bu ülkede, hele de içinde erkeklerin çoğunlukta olduğu bir resmi biraz yukarıdan görmeye cüret eden her kadın ellenir." .... Naklen savaş, naklen infaz, naklen tacizlerin doldurduğu ekranlarımızla pek de yeni olmayacağı şimdiden belli olan bir yıla hoşgeldiniz. Nasıl mı yenilecek? Kanallarımızı zaplayınca değil, seyirci kalmayı bırakınca elbet...