Merhaba Kâinat!..
O inanılmaz bayağılıktaki klişe ile başlıyor manşet haberlerinin ilk cümlesi: “Olası Irak operasyonu”.
ABD öncülüğünde Britanya ve Avustralya’nın desteği ile Türkiye’nin güneydoğu komşusuna yakın tarihin en büyük bombardıman ve istilâ savaşına girişilmesinin artık haftalar ya da günler meselesi olduğu uluslararası basının birçok saygın organında hummalı bir biçimde yazılır çizilirken, Türkiye’de medyanın mümtaz organlarının olayı temel olarak ele alış tarzı bu işte.
Ülkeye ne rol düşmesi olası peki bu olası “bademcik” operasyonunda? Bakalım: “Velociraptor” lâkabı ile, yani yeryüzünde gelmiş geçmiş en keskin dişli, en keskin pençeli, en parçalayıcı tarihöncesi yaratığının adı ile anılan ABD Savunma bakan vekili Paul Wolfowitz, ABD’nin Türkiye’den taleplerini bizzat Ankara’ya gelip sivil ve askeri yöneticilere sundu.
4 taleplik bir paket bu aslında: 1) Türk askerinden; 2) Türkiye topraklarından; 3) Türkiye limanlarından; 4) Türkiye hava sahasından ve Türkiye’deki ABD üslerinden yararlanılması isteniyor.
Hürriyet, Cumhuriyet ve Akşam gazetelerinin özel kaynaklardan ve CNN International televizyonuna dayanarak manşet ve sürmanşetten bildirdiklerine göre: ABD askeri, Irak’ı Türkiye üzerinden istilâ edecek.
Washington, 40 bin kadar Türk askerinin bu istilâ savaşına katılmasını istiyor. Türkiye’nin 10 havaalanını ve tüm güney limanlarını bildirimsiz olarak ABD kullanımına açması, uzun vadede Trabzon limanının da aynı kapsama alınması, 100 ilâ 150 bin amerikan askerinin Türk topraklarında konuşlandırılması isteniyor.
Özetle, Cumhuriyet gazetesinin söylediği gibi, bu adımlar çerçevesinde Türkiye ABD’nin lojistik üssü haline gelecek. Kara harekâtı için bölgede başka bir ülkeyle temas kurulmayacak.
Bu istekler karşılığında Türkiye’nin askeri borçlarının (6-7 milyar dolar) silinmesi, yeni silâh almasında kolaylık sağlanması, Türkiye’ye Kerkük petrollerinden pay verilmesi ve özellikle K.Irak’taki güvenlik konularında Türkiye’nin söz sahibi olması sözkonusu. (M.Balbay/Cumhuriyet).
Bu talep ve önerileri içeren dosya geçen hafta Washington büyükelçisine teslim edilmiş, Büyükelçi dosyayı acilen Ankara’ya iletmiş, Ankara’da Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı dosya üzerine zirve yapmışlar. Şimdi “velociraptor” Wolfowitz ve eski ABD Büyükelçisi/şimdiki Dışışleri Bakanlığı Müsteşarı Grossman da Ankara’ya bu dosyayı vurgulamak için gelmiş bulunuyorlar. Ha, bir şey daha var: Bir mühlet. 9 Aralık’a kadar cevap verin demişler. Yani, AB meselesinin canalıcı tarihlerinden birinden, AB Genel İşler Konseyi Toplantısı’ndan bir gün öncesine kadar uzanıyor bu mühlet.
Bir anlamda Türkiye’yi yeni çizilecek dünya haritasına yeniden konuşlandıracağa benzeyen bu “olası operasyon” planına ve dünya petrol kaynaklarının yeniden paylaşımını öngören önerilere ne cevap verildiğini tam olarak öğrenebileceğimizi hiç sanmıyoruz. Cumhurbaşkanı’nın, bu plandan kendisine Prag’da bahseden ABD Başkanı’na “askeri harekâtın uluslararası hukuka uygun olması gerektiğini” hatırlattığını biliyoruz, TC anayasasına da uygun olarak. Yalnız, basına haber sızdıran “üst düzey kaynak”lar (Hürriyet/Akşam) şöyle demişler: Türkiye’ye [Amerikan] asker konuşlandırılması veya Türkiye’den [savaşacak] asker istenmesi durumunda, Türkiye savaşa girmiş olacak. Bu durumda, karar makamının TBMM olduğu hatırlatılacak...(Akşam)
Adı açıklanmayan yetkili eklemiş:
“Toprak ve asker konuları bizim açımızdan bıçak sırtında konular.” (Hürriyet)
Son cümledeki “bizim açımızdan” ibaresi, herhalde Türkiye’yi, Türk milletini bir bütün olarak ifade ediyor; burası şüphe götürmez. Ama, “bıçak sırtı” ibaresinin biraz daha açılmasında fayda görüyoruz doğrusu. Bıçağın sapı, uzunluğu, keskinliği, hayati organlara yakınlığı gibi birçok bilinmeyeni var çünkü bunun.
ABD Başkanı Bush: “Irak’tan gelen sinyaller hiç iç açıcı değil,” demiş; bu gidişle askeri çatışmanın engellenemeyeceğini ima ederek. (Guardian)
ABD Başşahini Wolfowitz: “Önümüzdeki 2 haftanın Türkiye ile Batı âlemi arasındaki ilişkiler açısından önemini abartmaya imkân yok” demiş. (Guardian)
Britanya’nın yaşayan en büyük oyun yazarı sayılan Pinter: “Akla karşı savaş” demiş. (NTV/MSNBC)
Peki nâçiz tefrikacılarınız ne demiş? “Adı açıklanmayan yetkili(ler) haklı. Bu bıçak, başka bıçak.”
Devamı yarın...