Merhaba kâinat!
Tefrikacılarınızdan birinin asabi hali dünya halini tahlil ve tahrire yeterince müsait olmadığı, diğerinin de üzerinize afiyet nevazilden mustarip olduğu bu güneşli Cuma gününde, Fransa hariç pek de hareketli geçmeyen son yirmidört saatin havadisini kalem be kalem dökelim:
· Fransa yaklaşık bir haftadır fokur fokur kaynıyor. Geçen Pazar akşamı, ırkçı lider Le Pen’e karşı başlatılan protesto gösterilerine katılanların sayısı 250 bine ulaşmış durumda. Yaklaşık 80 kasaba ve kentte yapılan gösteriler çerçevesinde pek çok üniversite de öğrencilerin siyasi durumu tartışabilmeleri için dün (25 Nisan Perşembe) dersleri tatil etmiş. Hafta sonuna yönelik olarak da insan hakları grupları ile siyasi partilerden büyük bir protesto çağrısı var. En büyük gösterinin ise 1 Mayıs Çarşamba günü gerçekleşmesi bekleniyor. O gün, Le Pen’in Ulusal Cephe’si Jean d’Arc onuruna Paris’te geleneksel yürüyüşünü tertip ederken muhalifler de Seine nehrinin diğer yakasında gösteri yapacaklarmış.
· Hindistan’daki İngiliz yetkililer, Gucarat eyaletindeki şiddet olaylarının aylarca önceden planlanmış olduğunu ve eyalet hükumetinin desteğiyle gerçekleştiğini belirtmişler. BBC’ye sızdırılan rapora göre, eylemlerin amacı Müslümanları Hindu bölgelerinden çıkartmakmış. Koalisyon hükumetinin ortağı Sağcı Baharatya Canata partisinin üyeleri, partiye bağlı eyalet hükumetini savunarak böyle bir bilginin İngilizlerden gelmesini de içişlerine müdahale olarak değerlendirmişler.
· Türkiye Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, ortak bir barış girişimi çerçevesinde hem Şaron, hem de Arafat’la görüşmüşler. Hürriyet gazetesi, bakanlardan “Nobel’lik ikili” diye bahsediyor. Zaman gazetesi de ikilinin Arafat’a getirdiği “somut teklif”leri sıralamış:
i) Arafat terörü kınayan bir açıklama yapsın.
ii) Terörü durdurmaya yönelik pratik adımlar atılsın.
iii) Bölgede uluslararası bir güç konuşlandırılsın.
iv) Bütün tarafların katılacağı bir konferans toplansın.
Tekliflerin somutluğu açık olmasına rağmen yeniliği konusunda aynı yorumda bulunmak mümkün değil. Dolayısıyla, Nobel konusunda bakanları umuda sevketmek için henüz erken olabilir.
· İzmir Barosu Başkanı Noyan Özkan, internet konusunda yapılmak istenen yasal düzenlemeyle ilgili olarak, “Konuşan bir Türkiye isteniyorsa, doğuştan sakat olan bu yasal düzenlemeden hemen vazgeçilmelidir,” demiş. Özkan, “Öncelikle ayrı ayrı düzenlenmesi gereken yasalar, bir harman içinde eritilmiş, yasa yapma tekniğine uyulmamıştır. Yasalar birbirine karıştırıldığı için yasa metinlerinin içerdiği kavramlar da birbirinin içine girmiştir. İnternet için ayrı bir yasa hazırlanmalıdır. Yasa ile internet iletişimi ve yayıncılığı Haberleşme Yüksek Kurulu ve RTÜK`ün denetimine girmiş olacak. Bu denetlemenin nesnelliğine ne derece güvenileceği açıkça tartışmalıdır”
· Anayasa Mahkemese’nin iptal kararı üzerine 27 Nisan’a kadar çıkması gereken ‘Af Yasası’ Meclis’ten geçmiş. Yasa, Cumhurbaşkanı Sezer tarafından onaylanırsa 7 TİP’li gencin katili Haluk Kırcı ile gazeteci Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca’ya af imkânı doğacakmış.
Devamı haftaya...