31 Ekim 2003Radikal Gazetesi
Şimdi oturduğum semte gelmeden önce, oturduğum sokaklardan birinde epey tuhaf bir aile yaşıyordu. Ailenin tuhaflığı kavgacılığından ileri geliyordu. En fazla üç günde bir kıyamettir kopar, gittikçe tanıdıklaşan sesler bağırmaya başlardı. Bağıran ses, birilerini bir hesabı görmeye davet eder, davet edilen davet edildiği yere gelmedikçe davet edenin sesi ve tehditleri büyür, bu böyle devam edip gider, sonra hiçbir şey olmadan sönüp biterdi. Üç gün sonra, yeni bir durum ve yeni bir düşman zuhur edinceye kadar. Herhalde sokakta -herkes aralarında dövüşe davet edilenler de bulunabilir- bu duruma, neredeyse bir 'hava durumu' gibi, alışmışlardı. 'Bu akşam radyoda gene parazit var' der gibi bir şey.
En çok bağırıp çağıran, en çok gürültü çıkaran, kambur, handikaplı ve zaten muhtemelen bu nedenle sorunlu biriydi. Orada yaşadığım sürece neyse ki meydan okumalarına kimse ciddiyetle cevap vermedi. Türkiye'nin uluslararası platformdaki durumunu, ne yazık ki bu anlattığım duruma benzetiyorum. Daha önce de 'apartmanda kavga çıkaran komşu'ya benzetmiştim. Zaten çok farklı değil bunlar. Son konumuz Irak'taki Amerikalı adamın bize 'kolonyalist' demesi ve bizim buna karşı gösterdiğimiz tepki(ler)! Böyle bir şey olduğunda, başta medyamız, 'tepki' gösteriyoruz. Bazı durumlarda, Dışişlerimiz veya başka kurumlarımız da 'kurumsal' tepkilerini gösterebiliyor. Ama sonuçta 'tepki'yi büyük ölçüde kendi aramızda gösteriyoruz. Örneğin, şu son durumda, bizim Amerika'ya gösterdiğimiz tepki, Amerika halkının pek umurunda değil. Çünkü zaten Amerikan halkı da biraz bizimki gibi bir halk: kendi dışında olanlardan fazla haberi olmuyor.
Resmi kurumlarının haberi oluyor, tabii; onlar da soruyor: "Siz, kendiniz de söylediğiniz gibi, 400 yıl kadar oralarda hüküm sürmüştünüz de, ondan söyledik. Bir yanlışımız mı var?" Şimdi, Osmanlı İmparatorluğu'nun kolonyalizm-emperyalizm döneminin yayılmacı ülkeleri gibi yayılmadığı, o anlamda 'emperyalist' olmadığı doğrudur. Araplarla 'din kardeşliği' durumu da doğrudur. Ama bizim orada 400 yıl yönetici olarak bulunduğumuz da doğrudur. Kolonyalist veya her neyse, 19. yüzyıldan başlayarak, dünyada hiç kimsenin bu koşullarda yaşamaktan hoşlanmadığı da doğrudur, sanırım. En azından biz, bunun benzerini hiçbir şekilde kabul etmediğimizi ve etmeyeceğimizi ilan eden hacimli bir edebiyat yarattık. Irak, Suriye, Filistin vb. üstünde bizim kurduğumuz sistemi ve egemenlik biçimini, sözgelişi Suriye bizim üstümüzde kurmuş olsaydı dünün ve bugünün milliyetçi Türk yazarları bu konuda ne yazardı? Suriye'de Cemal Paşamızın Suriyeli muadili bilmem ne paşa burada vali olup sağda solda adam astırsaydı, ne yapmamız gerekirdi? Bu tarihi nasıl anardık? Ya da hiç kimse, hiçbir baskı yapmasın. Ama egemenlik yapıları öyle kurulmuş olsun. Hilafet merkezinin Şam'da, Halife'nin adının farzımuhal İbn Fahd olduğu bir sistemde yaşamak konusunda bizim milliyetçilerimiz ne derdi? Bir yandan 'Türk! Türk!' diye bağırırken, bir yandan 'Müslümanız, kardeşiz' diyeceğiz. Araplar da mutlu olacak! Olmadılar zaten. Ama biz, biz 'Türkler', bu Arapları 'Müslüman kardeşlerini arkadan hançerledikleri' için halen affetmiş değiliz. Üç 'Türk' söyleminin ikisinde bu lakırdılar ortaya çıkar.
Ama elin Amerikalısı ortaya çıkıp, 'Araplar Türkleri istemiyor, çünkü kolonyalist dönemi hatırlıyorlar' deyince, gene kıyamet kopar. Peki, nedir? Iraklılar, 'İlle de Türkler gelsin, onları çok özledik!' diye tempo mu tutuyor. Yoksa bunun tersi mi oluyor? Tersi olduğunu biliyoruz. O zaman, oradaki Amerikalı, kendi 'dünya bilgisi'yle bunu yüzlerce yıl Irak'ın Osmanlı'nın parçası olmasının anılarına bağlayarak açıklıyor. Buna girmese, doğrusunu söylese, 'Bugünkü Türkiye'den ödleri kopuyor ve bu Türkiye'ye güvenemiyorlar' mı deseydi? Dünyada kimsenin, Arapların, Arnavutların vb, 'Biz 400 yıl Osmanlı boyunduruğunda yaşadık, bunu artık istemiyoruz' deme hakkı yok mudur?
Ama bunlar hepsi bir yana, Amerikalı, bizim kolonyalizmimizden dem vurunca, buna cevap vermenin yolu, 'Söyleyene bak! Kolonyalist kim?' diye bağırmak mıdır? Bu sözün ima ettiği şekilde, asıl 'kolonyalistler' Amerika ve Britanya ise şu anda da böyle 'kolonyalist' amaçlarla Irak'ta bulunuyorlarsa, niçin bu aynı gazeteler, 'Biz de Irak'ta olmalıyız' diye yayın yaptılar? Dünyada 'tutarlılık' diye bir şey, ne kadar zedelense de, hâlâ var. Kimileri için hâlâ bir erdem.