'Bugün sana, yarın bana' – Bunu unutma...

-
Aa
+
a
a
a

Çok zaman önceydi.. Bedri Baykam, Neslihan Yargıcı, Ahmet Kaya (rahmetli), iki kişi daha vardı adlarını şimdi anımsamıyorum, bir de ben... Kanal 6 televizyonundaki bir programda “Aykırılar” diye tanıtılmıştık.

 

Bedri, Ahmet ve ben, aykırı olmadığımızı, yalnızca tepkisiz bir toplumdaki tepki gösterenler olduğumuzu, onun için de “aykırı” diye algılandığımızı savunmuştuk...

 

Yıllar geçti, Ahmet Kaya, tepki göstermesini canıyla ödedi, yenildi... Öldü gitti..

 

Bedri ise savaşımına devam ediyor, her yazdığı ya da yayımladığı kitap, ya toplatılıyor ya da bir başka dert çıkıyor başına. Onunla ilgili bir haber yazıp yayımlamak istediğim zaman, kimi editörlerden (adı bende saklı), “boş ver Bedri haberini, o çok medyatik..” yanıtını alıyorum. Oysa Bedri’den bana inanmış e-mailler geliyor: “Dayan Cüneyt” diyor “Dayan, bu toplumdaki savaş karşıtı düşüncenin yenilmemesi için dayan...” Yani Bedri ile şimdi yine aynı saflardayız, ikimiz de savaşsız bir dünya için elimizdeki silâhları ateşledik, durmadan dinlenmeden yazıyoruz, konuşuyoruz, anlatıyoruz, savaşsız bir dünya istiyoruz.

 

Savaşsız, Bush’suz ve Saddam’sız bir dünya...

 

İşte, o gün.. O televizyon programının yapıldığı gün, seyircilerden birisi birşeyler demiş ve , toprağı bol olsun, Ahmet Kaya o zaman şöyle demişti: “Bak güzel kardeşim, eğer karşı çıkmazsan, sana şu anda dokunmadığı halde, sen yerini belirlemezsen, o zaman yarın senin başına bir iş geldiğinde de, kimse senden yana saf tutmaz.. Unutma bu dünya böyledir, bugün sana, yarın bana, sakın unutma kardeşim...”

 

9 Kasım Siirt seçimleri ile, Türkiye bir gerçeği daha öğrenmiş oldu. Atatürk’ün kurmuş olduğu, bugünün Ana Muhalefet Partisi, merkez solcu Cumhuriyet Halk Partisi diye bir partinin artık varlığı ile yokluğu birdir.

 

Türkiye’nin en yoksul kentlerinden birisinde seçim yapılıyor ve Ana Muhalefet Partisi’nin sesi soluğu çıkmıyor, genel başkanı tatilde midir, nedir? Belli değil. Bu ne biçim soldur, bu ne biçim halkçılıktır, bu ne biçim partidir. CHP adına utanç duyuyorum...

 

Demek ki artık Türkiye’de demokratik sol kalmadığı gibi, Ana Muhalefet de yok.. Hani nerede o attığı yerde mangalda kül bırakmayan Kemal Derviş? Ne oldu politikacılığı? Siirt soğuk mu geldi beylere? Olacak iş değildi, CHP’nin Siirt seçimleri öncesinde sergilemiş olduğu tavır...

 

Şimdi bizim Kasımpaşalı Tayyip Efendi başbakanlık yolunda... Kucağında neler var:

 Çizim: Ateş Gülcügil 

Sesi soluğu çıkmayan Ecevitlerin, Çillerlerin, Erbakanların ve Mesut Yılmazların yiyip bitirdiği bir Türkiye var... Ekonomisi, uluslararası ilişkilerindeki zafiyeti, sistemlerinin tıkanmışlığı ile tehditler altında bir Türkiye..Halkını kasıp kavuran, günden güne yoksullaşmış insanlarına refah vaat etmektense ölüm yolunu gösteren bir faşist liderin yönettiği komşu Irak...Gözünü kan bürümüş, uluslararası toplumun dediklerine kulaklarını tıkamış ve dünyanın diktatörlüğüne göz dikmiş Bush Jr. Efendi...Bush Jr. Efendinin körüklediği ve belli ki ikili oynadığı bir Kürt başkaldırısı...Kıbrıs Türk Toplumu’nun 1974 yılında, Yunanistan’a demokrasiyi armağan ettiği Barış Harekâtı ile elde ettiği özgürlüğünü, bir çırpıda elinden gasp etmeyi deneyen, kimin nasıl etkilediği belli olmayan Afrikalı BM Genel Sekreteri Annan Efendinin “Kıbrıs meselesini çözün” ultimatomu ve Denktaş’ın eskimiş politikaları...Kasımpaşalılara alışkın olmayan devletin içindeki statükocuların inanılmaz direnişleri ve Türkiye’nin artık farklı bir nehir yatağından akmaya başladığının farkında olmayanların anlayışsız tavırları...İki partili meclisin avantajlarının farkına varamamış bir kocaman AKP milletvekili ordusu... 

Eğer Tayyip Erdoğan, bu patırtının altından kalkar ve ABD’ye “kardeşim biz dersimizi biliyoruz, sen istersen git savaş, ne halin varsa gör, ama bizim elimizi kirletme” diyebilir ise, o zaman tarih olacak, yoksa o da pek çokları gibi silinip gidecek zaman içinde...

 

ABD’ye sormak lâzım: “Siz Vietnam’da kazandınız mı bu savaşı? Siz ilk Irak harekâtında neden bitirmediniz Saddam’ın işini? Ve neden bize yardımcı olmadınız PKK ile savaşırken ve onca evlâdımızı yitirirken? Siz hangi verdiğiniz sözü tam tuttunuz da şimdi size inanmamızı istiyorsunuz?”

 

Bu savaşa ortak olduğumuz zaman:

 

Pearl Harbour baskınlarının Türkiye’de de olmasından kaçamazsınız...Suriye’nin azmasından kurtulamazsınız...İngiltere’nin kirli hesaplarını temizleyemezsiniz...Kürtleri öldürüp yeniden bir facianın yaratılmasına neden olursunuz...Irak’ta üzerine bomba yağacak olan suçsuz insanların günahının altından kalkamazsınız...Avrupa’ya kendinizi anlatamaz, yapayalnız kalırsınız... 

Çünkü dün Bin Laden’i, Saddam’ı silâhlandırıp, bugün üzerine giden ABD, yarın da sizin üzerinize gelip verdiklerini geri ister...

 

Unutmayın yarını inşa edenler sanatçılardır..

 

Ahmet Kaya öldü gitti ama, o gün o televizyon programında dediği halâ kulaklarımda : “BUGÜN SANA YARIN BANA” BUNU DA SAKIN UNUTMA...