"Sayın Abdullah Gül, Cumhuriyet tarihinin belki de en kritik dönemini yaşadığımız şu günlerde, verilebilecek yanlış bir kararla, yüzbinlerce masum insanın katledilmesine ortak olma ve destek verme ihtimalimizin hâlâ tartışılıyor ve konu üzerinde çeşitli pazarlıklar yapılıyor olması bir Türk vatandaşı olarak bana tarifsiz bir acı ve utanç vermekte.Önümüzde tarihî bir sınav var: Ya, gözünü para hırsı bürümüş 3-5 Amerikalı silah üreticisi, petrol şirketi ve onların ortağı George W. Bush hükûmetinin tüm dünya halklarının ve uluslar arası kuruluşların karşı çıkmasına rağmen göz göre göre yüzbinlerce çocuğu, sivili katletmesine, bizim mehmetçiklerimizi ve çoğu savaş istemeyen kendi gencecik askerlerini ölüme göndermesine ortak olmak istemiyoruz deyip sonuna kadar Amerikan isteklerine ve savaşa hayır diyeceğiz ve bu sınavdan başı dik, onurlu, vicdanı rahat ve "insan" tanımını gerçekten hak eden insanlar ve birleşmiş ve yücelmiş bir ulus olarak çıkacağız, ya da her şey eskisi gibi devam edecek... Hayatlarımızın bundan sonraki bölümüne de hep dışarıya bağımlı, sadece ekonomik baskılar yüzünden evlatlarının haksız bir savaşta cephede ölmelerini bile engelleyemeyecek kadar zayıf ve korkak ve bu haksız katliama ortak olacak insanlar topluluğu olarak devam edeceğiz...Seçim bizim elimizde. Aslında korkumuzdan başka kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Artık milletçe ayağa kalkma zamanı, sorumluluk hepimizin... Ama en çok sizin...1) Savaşa öncelikle İNSANİ açıdan karşı çıkmalıyız. Ben 21inci yüzyılda yaşayan ve güçlü bir Tanrı inancına sahip bir insan olarak gerçek demokrasiye ve dünyadaki tüm insanların din, dil, milliyet farkı gözetmeden eşit ve kardeş olduklarına ve hepsinin aynı derecede değerli olduklarına inanıyorum. Fark gözetmeksizin, gerek bizim askerlerimizin, gerek Iraklı çocukların, sivillerin ve askerlerin, gerekse Amerikan ordusundaki gencecik askerlerin bir damla kanının bile bize vaad edilecek her türlü maddi çıkardan çok daha değerli olduğunu düşünüyorum. Bu nedenlerle her türlü savaşa ve şiddete başvuran çözüme karşıyım. Siz de inançlı bir insan olarak sadece ve sadece inancınız yüzünden (Daha hiç para pazarlıklarına, vaatlere, tazminatlara vs. sıra gelmeden) Amerikan isteklerine ve bu vahşi saldırıya karşı çıkmalısınız.2) Ekonomik olarak Yukarıda belirttiğim gibi zaten insan hayatının her şeyden değerli olduğunu savunduğum için bunun pazarlık masasına getirildiği her tür pazarlığı zaten "insanlık dışı" ve utanç verici buluyorum. Ama gene de paradan başka hiçbir değere sahip olmadıkları için Amerika’yı destekleyen üç-beş vatandaşımıza Körfez Savaşı’nda verilen vaatler tutulmadığı için 100 milyar $ civarında kazık yediğimizi ve bu yüzden hâlâ belimizi doğrultamadığımızı ve de güç ve para uğruna gözünü kırpmadan kendi gencecik evlatlarını bile ölüme yollamaktan çekinmeyen Amerikan Hükûmeti’nin bize tekrar daha büyük bir kazık atmaktan hiç çekinmeyeceğini ve önümüzdeki yıllarda bu saldırıdan doğacak ekonomik kayıplarımızın şimdiden öngörülemeyecek ölçüde korkunç olacağını hatırlatmakta yarar var. Bu nedenlerle de Amerikan isteklerine ve savaşa HAYIR demelisiniz. 3) Adalet ve Demokrasi açısındanAmerikan hükûmetleri Amerikanın asıl sahipleri olan Kızılderililerden başlayarak, kısacık tarihlerinde Vietnam, Şili ve dünyanın birçok yerinde açık veya örtülü müdahaleler ve savaşlarla milyonlarca insanı katlettiler. Sadece Irak’a uygulanan ambargo yüzünden bile geçtiğimiz yıllarda 500.000 çocuğun ve bebeğin öldüğü söylenmekte. Amerikan Hükûmeti, hâlâ büyük bir yüzsüzlük ve mütecavizlikle, bütün bu olanları yok sayarak ve tüm dünya hükûmetlerinin ve halklarının karşı çıkmasına rağmen petrol bölgelerinin kontrolünü ele geçirmek ama daha da önemlisi dünyadaki hiçbir devletin karşı koyamayacağı ‘dünya dayısı’, astığı astık, kestiği kestik ‘dünya şerifi’ pozisyonunu pekiştirmek için hiçbir geçerli hukuki neden yokken, yüzbinlerce sivili katletmeye hazırlanıyor.Bu tavra bugün boyun eğersek, bundan sonra Amerika’nın uydurma nedenlerle herhangi bir ülkeye ve hatta Türkiye’ye saldırmasını ileride kimse engelleyemez. Bu yüzden de Amerika’ya ŞİMDİ dur demeliyiz...ARTIK ULUSÇA AYAĞA KALKMA VE AMERİKA’YA DUR DEME ZAMANINerde Kurtuluş Savaşı günlerindeki bağımsızlık ve milli onur için canlarını ortaya koyan Türk insanlarının ruhu? Biz onların çocukları, torunları değil miyiz?Biz askerdeki gencecik çocuklarımızın silah ve enerji tekellerinin dolar hırsları uğruna öldürülmesine izin mi vereceğiz? Hiçbir haklı neden olmamasına rağmen yüzbinlerce Iraklı sivilin, çocuğun, bebeğin katledilmesine ortak mı olacağız?Gözünü para hırsı bürümüş birkaç holding sahibinin (Özellikle de daha önceki savaşta hesaplarının yanlış çıktığını bile bile) aman ha Amerika’nın yanında olmazsak savaştan sonra IMF para vermez, ekonomi çöker palavralarına kanıp, ‘emredersin Bush’ diyerek limanlarımızı, havaalanlarımızı bu haksız savaşta açıp vatan toprağımızı terör makinasına dönüşmüş Amerikan ordusuna peşkeş mi çekeceğiz?Ben, kendi adıma, bunun onursuzluğuyla, utancıyla, şerefsizliğiyle yaşamak istemiyorum. Bu topraklarda yaşayan ve İNSAN tanımını hak eden hiç kimsenin de bu vahşete ve haksızlığa ortak olmak isteyebileceğini düşünemiyorum.Ben hayatımın geri kalanını onurlu insanların yaşadığı ve yönettiği bir ülkede geçirmek istiyorum.Ben, ne pahasına olursa olsun biz evlatlarımızın, kardeşlerimizin, Irak’lı bebeklerin kanını ve milli onurumuzu, karşılığında ne önerilirse önerilsin ve kaybımız ne kadar büyük olursa olsun asla pazarlık konusu yapmayız ve bunun neticelerini milletçe göğüsleriz diyebilecek kadar cesur, kararlı, onurlu, inançlı ve dürüst insanların yönettiği bir ülkede yaşamak istiyorum.Sizin ve hükûmetinizin önünde tarihi bir sınav var. Eğer inançlı, cesur ve bize başı dik bir ulus olmanın gururunu yaşatacak kararlılıkla Amerikan isteklerine ve bu haksız saldırıya sonuna kadar çıkarsanız, eminim ki çok küçük bir azınlık hariç, tüm ülke sonuna kadar sizi destekleyecek ve arkanızda olacaktır. Eğer bunun aksine bir tutum sergiler ve bu saldırıda Amerikan isteklerine evet der ve onların yanında yer alırsanız, bundan doğacak felaketlerin yaratacağı acıyı, vicdan azabını ve utancı önce siz ve eğer sizi engelleyemezsek vatandaş olarak hepimiz hayatımız boyunca taşımak zorunda kalacağız. Amerika’ya evet dememenizi, Türk ve Dünya halklarının ve "doğru"nun yanında yer almanızı diliyorum.
Rüstem Batum
(Radikal gazetesinin 2 Şubat 2003 tarihli Radikal 2 ekinde yayınlanmıştır.)