Cengiz Aktar, Nereye Doğru programını bu hafta seçim hilelerinin değerlendirmesi belki de pek değerlendirilmemiş olması gündemi ile başlattı.
Yeşil Sol Parti’den Millet Koalisyonu’na oy vermiş olan gençler çok tepkili diyerek açıklamalarını sürdüren Aktar, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu hileler ile ilgili konuşmasının önemli ve gerekli olduğunu belirtti. Medya da görüş oluştururken CHP seçmenini etkileyen iki isimden bahseden Aktar; partiyi çekip çeviren adam izlenimi ile, Tuncay Özkan duruşunun desteklendiğini özellikle Soner Yalçın ve Yılmaz Özdil’in yazınının bu yönde olduğunu ifade etti. Yılmaz Özdil’in “Bir milyon kere söyledim CHP özüne(!) dönmeden hiçbir seçimi kazanamaz” söylemini aktardı. 7 Haziran 2015’ e atıfta bulunarak, o dönemde bu duruşun başını çeken kişinin Deniz Baykal olduğunu söyleyen Aktar, bugün Baykal kimliğinin yerini Tuncay Özkan’ ın aldığını aktardı. Aktar ve Ömer Madra, Özkan’ ın sosyal medya paylaşımlarındaki (özellikle Twitter) tek yönlülüğe dikkat çekerek, söylemlerinin büyük bir kısmını Hizbullah üzerinden oluşturmuş olmasına bakmak gerektiğini belirttiler. Aktar; ne Tuncay Özkan’ın, ne Canan Kaftancıoğlu’nun, ne Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ne de Ekrem İmamoğlu’nun yani muhalefet cephesinin hesaplarında ya da söylemlerinde hileler ile ilgili hiçbir ifadeye yer verilmediğini, birebir hiçbir mesajın olmadığını belirtti.
Özdeş Özbay, Anadolu Haber Ajansının seçimlerde stratejik yayın yaptığı yönündeki açıklamasına değinerek, bu açıklamada ki kabul durumunu ve buna alternatif olma çabasındaki Altan ÖYMEN tarafından kurulan ANKA Haber Ajansının pek de stratejik davranamadığını (Candan Yıldız’ın T24 yazısından alıntılayarak), seçmenin moralinin bir hayli bozularak, sandıkların başından gidildiği yönündeki eleştirilere yer verdi. İktidarın bu seçimlere hazırlanırken ki çabasına karşın muhalefetin çabasının daha zayıf ve yetersiz kaldığını belirten Aktar, muhalefet cephesinde profesyonel haber gruplarının oluşturulmasının önemini vurguladı.
Arap Ligi’nde Esad normalleşmesi/Japonya’da G7 Toplantısı
Bu hafta sonu gerçekleşecek olan iki önemli toplantının bilgisini aktaran Aktar; ilk olarak Arap Ligi’nin Cidde’deki toplantısına değindi. Aktar, koşulluda olsa Suriye’nin Arap Ligi’ne dönüşü ve bir bakıma Arap dünyasında Beşar Esad’ın kazanmış olarak görüldüğünü yansıtması açısından önemlidir, dedi. İkinci olarak ise, Japonya’da ki G7 toplantısını belirten Aktar, burada Ukrayna’ya yardım konusunda Güney Kore’nin (G7 içerisinde yer almasa da) ve Japonya’nın çekimser kalıyor olmasına değinerek, bu zirvenin Tokyo’da gerçekleşmesinin ön açıcı olabileceğini belirtti.
İdamların ilk üçü; Çin, İran, Suudi Arabistan / Amnesty (Uluslararası Af Örgütü)Raporu
Dünyada idam furyası var diyerek, Amnestyraporunun tespitlerini paylaşan Aktar, korkunç rakamlar ve bu rakamları en fazla yükselten üç ülkeye değindi, bunlar sırasıyla; Çin, İran, Suudi Arabistan. Aktar, Çin’de rakamların net olarak bilinemediğini (raporda binlerce diye belirtilerek) belirtti, Çin’i İran’ın izlediğini (%83 artarak) ve İran’da bunun bir politika aracına dönüştüğünü söyleyen Aktar, Suudi Arabistan’da yine diğer ülkelerde olduğu gibi dehşet verici yöntemler kullanılarak bir günde 81 kişinin kafasının kesildiği bilgisini ekledi. Avrupa’da da çok eski bir tarihte kalmadığını hatırlatan Özbay’a ek olarak Aktar, idam cezasını resmî şekilde kaldıran ilk ülkenin Portekiz olduğu, bugün gelinen zamanda da Portekiz parlamentosunun ötenaziyi bir hak olarak resmîleştirdiği bilgisini verdi.
Avrupa Konseyi Toplantısı
İzlanda'nın başkenti Reykjavik’te Avrupa Konseyi’nin ülke liderlerinin toplandığını aktaran Aktar, bu konseyin her zaman toplantılar yapmadığını, oldukça nadiren hatta 5 Mayıs 1949’da kurulduğundan bu yana 4. benzer toplantısını gerçekleştirdiğini belirtti. 46 Ülke liderini (Rusya ihraç edildiği için 46) bir araya getiren bu toplantının iki gündemini belirten Aktar, ilk nedenin Ukrayna savaşı olduğunu ve ikinci olarak da Emmanuel Macron’un Avrupa Siyasi Topluluğu diye sadece kâğıt üzerinde yer alan bu konseyine karşı bir hamle olduğunu belirtti.
