Nereye Doğru’da Cengiz Aktar’ın gündeminde, İliç altın madeni felaketi, Gazze’deki son durum, Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın Avrupa Birliği’ndeki rolü ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 12 yıl sonra gerçekleştirdiği Mısır gezisi var.
Cengiz Aktar, Nereye Doğru’ya Erzincan İliç’te altın madeninde meydana gelen toprak kayması haberi ile yine kötü bir sabaha uyandığımızı söyleyerek başladı. Ömer Madra, bunun uluslararası boyutları olabilecek çok büyük bir facia olduğunu dile getirirken, Aktar, Fırat’tan aşağı inecek ‘sınır aşan’ kirli sular olacağını belirtti ve bu facianın şaşırtıcı olmadığını, ‘geliyorum’ diyen bir felaket olduğunu belirtti. Ömer Madra, bir vatandaşın şikayeti ile başlayıp 15 yıldır hiçbir şey yapılmadan, tedbir alınmadan yaşanan aldatmacayı radyo programlarında anlatmaya çalıştıklarını hatırlatırken, Aktar, Türkiye’de hiçbir şeyden ders çıkarılmadığını, kimsenin sorumluluk almadığını, hesap veren ve ceza alan olmadığını ve bunun 100 yıldır bu şekilde devam ettiğini söyledi.
“Bu durum, Türkiye’nin etnik, dinsel temizlik dönemine dayanıyor. Türkiye, maalesef adaletsizlik üzerine inşa edilmiş bir ülke. 100 yıl önce yaşananlarla, bugün yaşananlar arasında bir devamlılık var; hiçbir zaman yapılan katliamlar sonrası hesap verilmemiş. Bu, artık siyasi ve içtimai toplumsal genlere işlemiş. Her yerde, her konuda bir cezasızlık var. Bu, evin içinden başlıyor hatta,” diyen Cengiz Aktar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Cumhur koalisyonu adayı Murat Kurum’un, altın madeni şirketine onay verilirken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olduğunu hatırlattı. “Bu işle uğraşan Bahadır Özgür, Pelin Cengiz gibi üç beş kişi vardı. Pelin Cengiz, nekro kapitalizm kavramını kullanıyor ve bu konuyla ilgili bir yazı da yazdı,” diyen Aktar’a Ömer Madra, Pelin Cengiz’in yazısından şu alıntıyı yaptı, “Türkiye’de siyasi ve ekonomik olarak alınan kararlar ve uygulamalar sonucu, yaşadığımız tüm eko-kırım ve emek-kırım suçlarının altında nekro-kapitalizm yatıyor. Emekçilerin cenaze namazında bir Fatiha okunur, ‘fıtrat’ denir, ‘kader’ denir, ‘bu işin doğasında var’ denir, konu kapanır, çark işler, işçi ölür, sermaye övünür.” Aktar, yine sonuçta hiçbir şeyin olmayacağını söylerken, dağ deyince akla toprak kayması geldiğini ama aslında oradakinin doğal bir dağ olmadığını, altın araması sonrası oluşan işlenmiş bir dağ olduğunu hatırlattı ve “Başta Gazze, Ukrayna, Kongo, Senegal olmak üzere dünyanın her yerinden sesleri duyulurken, onların sesi bile çıkamadı. Ama artık buna İliç’i de dahil edelim, her yerden ‘yetişin ölüyoruz’ sesleri geliyor. Azerbaycan - Ermenistan sınırında yine çatışma oldu. Böyle bir Sevgililer Günündeyiz,” diyerek Gazze ile ilgili gündemine geçti.
“Güney Afrika, tekrar alınan kararın uygulanmadığı gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı’na acil çağrıda bulundu. Yakında tekrar toplanırlar,” diyen Cengiz Aktar, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin baş savcısı Pakistanlı İngiliz Kerim Han’ın çok endişeli olduğunu ve ‘Böyle giderse soruşturma yaparım’ dediğini belirtti. “Bu müstemlekeciler, Batı Şeria’da, Gazze’de olup bitenden faydalanarak ortalığı birbirine katmış vaziyetteler. Kalıtımsal Arap - Müslüman düşmanlıklarını beraberinde getiriyorlar. Oradaki yerleşimciler radikal değiller; kanlı katiller, silahla dolaşıyorlar. Onlara bol bol silah da dağıtılıyor. Mısır ordusunun Refah bölgesinde askeri yığınak yaptığı konuşuluyor. Bu arada Ry-Air’in başlatmasıyla Türk Hava Yolları da dahil pek çok hava yolu şirketi İsrail’e, Tel Aviv e uçuşları durdurdu. Bunların kimisi İsrail taraftarı, kimi karşıt - tuhaflık var anlam veremedim. Çin, sert bir açıklama yaparken, Suudi Arabistan, İran ve Ürdün Kralı soykırımcı ABD Başkanı Joe Biden ile beraber basın toplantısına çıktı ve ağzına geleni söyledi, diğeri öyle yanında duruyordu. Bir şey olacağı yok ama senatodan neredeyse aynı gün karar çıktı. Birleşmiş Milletler’in Filistinli mültecilere destek kuruluşu olan UNWRA’ya yardım konusunda hiçbir adım atılmayacağı, buna mukabil İsrail’e verilecek olan 14 milyarlık askeri desteğin devam edeceği söylendi,” diyen Cengiz Aktar, sözlerine şöyle devam etti, “Bu arada UNWRA ile yeni bir gelişme daha var; Teyit edilmedi ama UNWRA, İsrail’de tüm bürolarını kapatacağını söyledi, kontrol etmek lazım.” Ömer Madra ise, “Son derece kritik bir noktadayız. ‘64 km2’lik bir alan içinde 1,5 milyon Filistinli için son umutlar’ diye bir haber vardıArtı Gerçek’te. Haberde, Mısır’da Netanyahu’nun dış politika danışmanının da katıldığı Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ve Ulusal İstihbarat Teşkilatı (MOSSAD) ateşkes pazarlığı, son 24 saatte 133 Filistinlinin daha öldürüldüğü, 162 yaralı olduğu ve toplamda ölü sayısının 28 bin 433’e çıktığı, yaralı sayısının ise 68 bin 146 olduğu yazıyordu. ‘Her gece son dualarımızı okuyor, Refah dışındaki akrabalarımıza veda ediyoruz’ diye açıklamalar var. Nereye gidecekler? Tahliye edilecek bir yer yok,” diye belirtti. Özdeş Özbay da Avrupa Birliği Dış İlişkiler Yüksek Komiseri Josep Borrell’in ‘Aya mı gidecekler?’ dediğini söylerken, Aktar, “İlk defa Avrupa’dan, Brüksel’den çatlak ses çıktı. 100 bin rakamı kullanılıyor. Ürdün Kralı Abdullah, toplam ölü sayısında 100 bin rakamını kullandı. Yakıp yıktıkları yerlerin altında kalan cesetler sayılamadı. Saydığım Çin, Suudi Arabistan, Ürdün, Irak, İran ve tabii Uluslararası Adalet Divanı’nda Refah konusunda bir duraksama var. Han Yunus’a ve Gazze merkeze saldırdıkları gibi Refah şehrine saldırmıyorlar ama yine de nokta atışı yapıp insanları öldürüyorlar. İsrail’i yönetenlerin şu sırada tüm akli melekelerini kaybettiği kanaatindeyim. Bunun akılla kitapla açıklaması mümkün değil. İsrail ve dünyadaki bir kısım Musevi, cinnet halinde şu sırada. Bunun karşılığı yok; karşılığı öldürülen Filistinliler. 7 Ekim’den bu yana absürt ötesi bir dünyadayız,” dedi.
Cengiz Aktar, gündemine Macaristan Başbakanı Viktor Orbán konusu ile devam etti. “ Orbán’ın iki tane önemli yardımcısından Cumhurbaşkanı Katalin Novak istifa etti, Eski Adalet Bakanı Judit Varga da çocuk tacizi meselesiyle kovuldu. Varga, Orban’ın partisi Fidesz’de Avrupa Parlemontosu seçimlerinde hala liste başıydı. Orbán, 15 yıldır Macaristan’ı yönetiyor ve Avrupa’da 15 yıldır başbakanlık yapan başka bir yönetici yok. Nepotist, kleptokrat, yolsuz ve baş belası bir rejim. Orbán, 1 Temmuz’da Avrupa Dönem Başkanı olacak. Hiçbir alternatifi yok. Ukrayna bağlamında Avrupa ile ilişkilerinde onaylamamasına rağmen 50 Milyar Euro’luk Ukrayna desteği onaylandı. Avrupa Birliği ile başlaması gereken ve başlayan Ukrayna’nın üyelik müzakereleri de başladı. Ortada pek fazla etkisi yok ama tam bir yaramaz çocuk hali, Avrupa’nın baş belası olarak yoluna devam ediyor. Aşırı sağın her türlü partiyle ilişkisi var, diğer aşırı sağcı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile de sıkı fıkı ve baş ağrıtmaya devam ediyorlar.”
Cengiz Aktar’ın son gündem konusu, Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün gerçekleştireceği Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’yi ziyaretiydi. “12 yıl sonra ilk defa Mısır’a ziyaret gerçekleşiyor. 12 yıl önce Mısır protestoları sonunda Mısır ordusu yönetime el koydu. Hapse attığı ve hapiste ölen seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi vardı. Ankara - Kahire ilişkileri o dönemden beri berbat. Üç, beş senedir yumuşama konuşuluyor, karşılıklı sefir atandı deniyordu. Ankara sefirini hiçbir zaman geri çekmedi ama Kahire de oturmuyor. Mısı,r geçen yaz sonunda sonbaharda sefir atadı. Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) satmayı başardılar Mısır ordusuna. Bakalım nasıl geçecek?” diyerek gündemini tamamladı.
