Nereye Doğru’nun bu haftaki bölümünde Cengiz Aktar’ın gündeminde Mariupol’ün tarihsel geçmişi çerçevesinde Kiev’deki son gelişmeler yer aldı.
Aktar, BBC Türkçe’de yer alan bir video haberin üzerine Mariupol’de bombalar altında sivillerin sürdürmeye çalıştığı yaşamın ve hayatta kalma mücadelesinin bir devlet terörü olduğunu belirtti.
Geçen hafta gündeme gelen Fransa, Türkiye ve Yunanistan’ın dahil olduğu insani koridorun gerçekleştirilememesi hakkında “Rusya’nın İstanbul Görüşmeleri sonrasında Kiev bölgesinden çekileceği söylendi fakat kalan diğer bölgelere topçu atışları sürüyor. Uluslararası camia tarafından verilen bilgiler İstanbul Görüşmeleri’nin hiçbir şeye yaramadığı yönünde. Bu görüşmelerde amaçlanan iki somut adımın birincisi ateşkes, ikincisi sivillerin tahliyesi idi, fakat ikisi de olmadı çünkü savaş siviller üzerinden yürüyor. Bunu görmek lazım. Amaç insanları korkutup, Zelenski hükümetine karşı ayaklandırıp yeni bir durum yaratarak bundan faydalanmak.” yorumunda bulundu. Yunanistan’ın insani koridor meselesine dahil olma sebebinin kentte tarihsel nedenlerle 120 bin Grek’in yaşaması olduğunu açıkladı.
Ömer Madra ise son verilere göre sadece Mariupol’de 210’u çocuk olmak üzere 5000 insanın öldürüldüğünü, 160 bin sivilin ise şehirde kıstırılmış olduğu bilgisini verdi.
Ukrayna’da yaşanan sivil yerleşim alanlarının benzerinin daha önce Yugoslavya’da yaşandığını hatırlattı.
Mariupol’ün sembol bir kent haline geldiğini anlatan Aktar, bunun nedeninin bölgenin Azak Denizi kıyısında olması olduğunu söyledi.
Kentte yaşayan 120 bin Grek için bu insanların Yunanistan’dan gelen insanlar olduğunu ve çocukları olmadığını, büyük çoğunluğunun Anadolulu Rum olduğunu ve varlıklarının MÖ 6. yüzyıla kadar dayandığını söyledi. O dönemde kurulan ticaret kolonilerinin bu dönemde yerleşim kurduğunu ve bu dönemde bir Pontus krallığının da kurulduğunu anlattı.
Aktar, programın sonunda Rusya’nın sürdürdüğü işgalin Ukrayna’da 600 milyar Euro civarında yıkım gerçekleştirdiğini belirtti.
(Program özetini hazırlayan gönüllümüz Seyhan Karasu’ya teşekkür ederiz.)