Rıza Türmen OHAL'in kararnameler ile hukuksuzluk yarattığını anlatırken İbrahim Kaboğlu OHAL İnceleme Komisyonu'nun başvurular karşısında yetersiz olacağına dikkat çekti.
Kaynak: Bianet (20 Temmuz 2017)
Demokrasi İçin Birlik’in Olağanüstü Hal (OHAL) ilanının birinci yılı nedeniyle bir yılda yaşanan ihlallere dair raporunu açıkladığı toplantıda Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıçlarından Rıza Türmen ve Anayasa hukukçusu İbrahim Kaboğlu söz aldı.
Türmen, OHAL kapsamında ilan edilen Kanun Hükmünde Kararnameler’in hukuksuzluğuna dikkat çekti.
Kaboğlu da OHAL İnceleme Komisyonu’na dair değerlendirme yaptı.
TIKLAYIN: OHAL'İN BİR YILINDA YAŞANAN İHLALLER RAPORLANDI
Türmen: Kararnamelerin denetimi yok”
“OHAL, Türkiye’de uygulandığı haliyle KHK’larla büyük hukuksuzluk yaratıyor.
“OHAL kararnameleri Meclis tarafından onaylanmalı. 26 KHK’dan beşi onaylandı. Meclis tarafından onaylanmadığı sürece bu kararnameler sağlıksız, hukuksuzdur.
“OHAL sadece yürütme için değil yasama içindir. Meclis OHAL sürecinin parçasıdır. Denetim organıdır. Oysa OHAL sürecinde meclis tamamen denetim dışı bırakıldı.
“OHAL kararnameleri üzerinde yargı denetimi de yok. Böylece OHAL kararnameleri, hiçbir denetime tabi olmayan keyfi bir süreç halinde götürülüyor. Bu bakımdan hukuka aykırı.
“Kararnameler OHAL ilan nedeniyle bağlantılı olmalı”
“OHAL’in uyması gereken koşullar var.
“Anayasa’nın 121/3 maddesinde belirtildiği gibi OHAL’in gerektirdiği konularda kararnameler çıkarılır. Anayasa’nın ve Avrupsa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. Maddelerinde de belertiliyor. OHAL kararnamelerinin OHAL’in ilan edilme nedeniyle yapışık olması lazım. Bizdekinde OHAL ilan edilme nedeniyle ilgisi olmayan her konuda kararname çıkarılıyor.
“İkinci koşul; süre bakımından. Kararnameler geçici olmalı. OHAL kalktığında bunlar da kalkmalı. OHAL kararnameleri ile kanun değiştirilemez, kanun yapılamaz. Ama OHAL kararnameleri ile pek çok kanun yeniden yapılmakta. Bunlar OHAL’in kalıcı olma tehlikesini gösteriyor.
“OHAL kararnameleri OHAL Kanunu’na aykırı”
“1983 tarihli OHAL Kanunu’na aykırılık var. Anayasa’nın 121/2 maddesi temel hak ve özgürlüklerin nasıl sınırlandırılacağının OHAL kanunuyla düzenleneceğini söyler. Kararnamelerin OHAL kanuna uygun olması gerekir. Oysa böyle değil. OHAL kanunda kamuda çalışanların ya da yargıçların işine son verilmesi yoktur. Oysa KHK’larla pek çok kişinin işine son verildi.”
“KHK uygulayanlar sorumluluktan yoksun”
“667 sayılı KHK ile OHAL kararnamelerini uygulayanlar hukuki, idari, mali, cezai sorumluluktan yoksun oldu. Hukuk devletinde böyle bir şey olamaz. Bu, kamu görevlilerini suç işlemeye teşvik eder. Kamu görev üzerinde cezasızlık kurar, keyfilik ve istismara yol açar.
“OHAL kararnameleri ile askıya alınamayacak haklar var. Kamu görevlileri bunu ihlal ederse ne olacak, bu durumda yaptırım uygulanamayacak.”
“OHAL hukuksuzluk rejimi haline geldi”
“OHAL hukuk dışı rejim değildir. Kendine özgü hukuk nitelikleri taşıyan rejimdir. Ama OHAL çok kitlesel sayıda insan hakları ihlaline elverişli bir rejimdir. Bu sınırlamalara uyulmazsa OHAL diktatörlüğe, otoriterliğe yol açabilecek bir rejimdir. OHAL koşullarını çevreleyen hukuki sınırlar çok önemlidir.
“Türkiye’de OHAL hukuksuzluk rejimi haline geldi. Ortada bir hukuk boşluğu var. Bu hukuk boşluğu tek bir insan dolduruyor. Hukukun tek kişide cisimleştiği rejim haline geldi. Bunun adı demokrasi değildir.
“AİHM soracak”
“Bu davalar AİHM’in önüne geldiğinde AİHM, ulusun yaşamına yönelik tehdit olup olmadığına, bu tehdit normal yasalarla önlenebilirliğine bakacak.
“Türkiye’de OHAL kararnamelerine konu olan pek çok düzenleme normal yasalarla gerçekleştirilebilirdi. AİHM, bunun neden yapılmadığını soracak.
“Alınan önlemlerle elde edilmek istenen amaçlarla orantılı olup olmadığına bakacak. AİHM’in daha az sınırlayıcı alternatif öğretisi vardır. Aynı amacı daha az sınırlayıcı önlemle gerçekleştirebiliyorsanız o daha az sınırlayıcı önlemi almak zorundasınız. Türkiye’de yapılan her şey OHAL kararnameleri konusu yapılıyor. Bu insan hakları bakımından doğru değil.
“OHAL’le hukuksuzluk düzeni kuruldu. Bunun kalıcı nitelik göstermesi en tehlikelisi. 2019 seçimlerinden sonra cumhurbaşkanlığı sistemine geçince başkan tek başına OHAL ilan edebilip, OHAL kararnamesi çıkarabilecek. Yasama organı olarak kanun yapacak, KHK’lar ile yönetecek. Böyle bir tehlike beklemekte. Bunlar Türkiye’yi çok belirsiz vahim yönlere sürüklemekte.
Kaboğlu: Hak arama süreci 25 yıl sürebilir
“OHAL İnceleme Komisyonu (OHALİK) var sayalım bağımsız, özerk çalıştı, bilgisel donanım iyi oldu. 130 bin 150 bin başvuru alacak. Sayılar arttıkça başvurular altından kalkılamaz olacak.
“İki sorun var; Başvuru hakkı süresi sınırlıdır ama KHK’da adı yer alan bir kişi bir yıl sonra başvuru için adım atabiliyor
“İkincisi de başvuruların ne kadar sürede sonuçlanacağı. En iyi hesaplamalarla 4-5 yılı buluyor. Ondan sonra idare mahkemesine gidecek. Duruma göre Danıştay, AYM süreci olacak. Onların iş yükünü dikkate alırsak bir on yıl daha eklenecek. AİHM süreci 15 yıla dek çıkabilir. Adınız KHK ek listede yer alıyorsa mahkemeler önünde hakkınızı arayabilme süreciniz 25 yıl sürebilir.
“Komisyon bunun üstesinden gelebilecek konumda değil."