Çorlu'daki tren kazasında oğlu Oğuz Arda Sel'i kaybeden Mısra Sel, tüm dünyasını kurduğu oğlunun kaybına nasıl dayandığını ve verdiği hukuk mücadelesini anlattı.
Deutsche Welle'den Burcu Karakaş'ın söyleşisi...
Türkiye sizi Oğuz Arda Sel’in annesi olarak tanıyor. Sosyal medyada bu kadar aktif olmaya nasıl karar verdiniz?
Mısra Sel: Sesimi duyurmak, evet, bilinmesini istemek, evet ama aynı zamanda isyanımın dışarıya vurmasıydı. Çünkü olay yerine gittiğimde gördüklerim dehşet verici şeylerdi. Ve daha sonrasında olanlar da artık isyan boyutuna taşıdı. O yüzden de bu bir isyan çığlığıydı aslında sosyal medyada sesimi duyurmaya başladığım sürecin başlangıcı.”
Sosyal medyayı aktif olarak kullanmaya başladıktan sonra bazı yetkililer tarafından engellendiniz. Bu süreç size kendinizi nasıl hissettirdi?
Mısra Sel: Devlet Demiryolları Genel Müdürü İsa Apaydın ve Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan tarafından engellendim. Sinirlendim, üzüldüm, hayal kırıklığı yaşadım ama gerçekleri de görmüş oldum.
Kazanın üzerinden neredeyse bir sene geçti. Bugüne kadar sizi hükümet kanadından başsağlığı dilemek için arayan oldu mu?
Mısra Sel: CHP’den Kemal Kılıçdaroğlu, Canan Kaftancıoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanı idi o zaman, Ekrem İmamoğlu eve taziye için gelmişlerdi. Sosyal hizmetler geldiler ama onun haricinde devlet erkanından ya da Devlet Demiryolları üst yönetiminden beni hiç kimse ziyaret etmedi. Bu olayda başlı başına kendinizi her durumda yalnız hissediyorsunuz. Çocuğunuzu kaybettiniz, herkes yanınızda olsa da yalnız hissediyorsunuz. Ama birilerinin sizin yanınızda olduğunu göstermesi adalet denilen kavramın vicdanlı bir şekilde bu ülkede var olduğunu gösterirdi. Ne yazık ki biz bunları göremedik, göremeyince de haliyle yalnızlık ve çaresizlik hissettik. Bütün aileler adına konuşuyorum.
Hazırlanan bir iddianame, açılan bir dava var. Hukuk mücadelesi sizin açınızdan nasıl gidiyor?
Mısra Sel: Savcının o kadar ortada olan bilirkişi raporuna rağmen birçok kusuru görmeyip Devlet Demiryolları yönetimi, siyasiler ve bürokratlar hakkında kovuşturmaya yer olmadığını söylemesi, bu olayı hakkında sadece dört kişiyi sorumlu tutması bizi çok büyük hayal kırıklığına uğrattı. İddianameye baktığınızda inanılmaz eksiklikler var. Bu durum hukukun ve adaletin olmadığını gösteriyor bizlere. Duruşmanın ilk günü, 3 Temmuz. Katliamın yıl dönümünden beş gün önce ilk duruşma yapılacak. Bir kere bu zincirleme gelen bir ihmal cinayetidir. En üst yönetimden başlanarak ki bu ülkede siyasilerin ve bürokratların yargılandığı hiç görülmemiştir ama, görev silsilesinde ulaştırma bakanından başlayıp Devlet Demiryolları Genel Müdürü İsa Apaydın dahil alt kademeye kadar yargılanmalıdır.
Sizi toplumsal olaylarda çocuklarını kaybedenlerin annelerin yanında görüyoruz. Sizin için de bir politikleşme süreci olduğunu söyleyebilir miyiz? Aynı zamanda oğlunuzun adına açtığınız dernekte de faaliyetler sürüyor, diye biliyoruz.
Mısra Sel: Toplumsal cinayetlerin başkaları adına yaşanan felaketler olmaması için mücadelemiz. Yoksa bizim çocuklarımız geri gelmeyecek. Ne Oğuz Arda gelecek ne Berkin gelecek ne Bora gelecek ne de Şule Çet gelecek. Bu acıyla yaşamayı öğrenip başka canlar yanmasın diye uğraşıyoruz. Oğuz Arda Sel Çocuk Derneği biraz daha olaydan farklı. Oğlumun hayatımda inanılmaz bir yeri vardı. Bütün dünyamı onun üstüne kurmuştum. O gidince her şeyimi kaybettim, çok büyük bir boşluk oldu benim için. Benim ona tekrar hizmet etmem gerekiyordu. Onun adının altında ancak bu şekilde hizmet edebilirdim. Biz dedik ki Oğuz Arda’nın elinin değdiği çocuklar da böyle olsun. Bir çocuk okula giderken üşümesin. Üşüyüp de dersi kaçırmasın, hasta olmasın. O yüzden mont ve bot ihtiyaçlarını karşıladık. Her dönem biter, o yüzden adalet bir şekilde işleyecek tekrar. Ben buna inanıyorum. Bütün sorumlular yargılanacak çünkü bu kadar çocuklara zarar veren, tecavüz eden, araçlarıyla çarpıp öldüren bunca kişi bu ülkede yargılanmadan gözlerini yummamalıdır bu hayata.
Anneler Günü vesilesiyle sizin gibi çocuklarını kaybetmiş ve hukuk mücadelesi veren annelere iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
Mısra Sel: Biz bu acıyı yaşamış anneler olarak hep kol kola olacağız. Hep birbirimize destek olacağız. Adalete olan inancımızı yitirmeyeceğiz. Ne zaman ki adalet yerine gelecek bizim o zaman bir nebze vicdanımız rahatlayacak. Başka çocuklar için kendi çocuklarımızın adının imzasının altında iyi şeyler yapmış olacağız. O yüzden adalete inanmaya ve birlikte olmaya devam edelim.