Kültürel Miras ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?'de Asu Aksoy ve Burçin Altınsay, avukatlar Fevzi Özlüer ve Ecevit Alkan ile Antakya Tarihi Merkezi Koruma Planı'nı nasıl okuduklarını, planlama aktörlerinin benimsedikleri projeci bakış açısının koruma yaklaşımı ile nasıl bağdaşabileceğini konuşuyorlar.
Antakya İlçesi Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı revizyonları hakkında konuşmaya devam ediyoruz. Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı revizyonları hakkında ilk yayınımızı 24 Haziran 2024 tarihinde Hatay Şehir Plancıları Odası Başkanı Serkan Koç ile yapmış ve ardından da geçtiğimiz hafta avukat ve kent hakları aktivisti Fevzi Özlüer ve Ecevit Alkan ile plana yapılan itirazları ele almıştık.
6 Şubat 2023 depremlerinde ve ardından yapılan yıkımlarda büyük bir tahribata uğrayan Antakya Tarihi Kent Merkezi, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun kapsamında 5 Nisan 2023 tarihinde 'Riskli Alan' ilan edilmişti. Riskli alan kararı ile planlama yetkisi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na geçmiş ancak burası kentsel sit ve arkeolojik sit alanı olarak ilan edilmiş korunan bölge olduğu için Mayıs 2023’te protokolle plan yetkisi Kültür ve Turizm Bakanlığı’na geçmişti. Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı revizyonlarını Türkiye Tasarım Vakfı’nın hazırladığı anlaşılıyor - onaylayan ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı. Hatay ilinin tümünün master plan çalışmasını Kentsel Yenileme Merkezi, DB Architects, Foster and Partners ve Buro Happold ile birlikte yürüten, Hatay’ın Antakya başta olmak üzere, Kırıkhan, Defne ve Samandağ ilçelerinin merkezlerinde belirlenen pilot alanlar için tasarım çalışmalarını yapan yine Türkiye Tasarım Vakfı.
Antakya Tarihi Kent Merkezi’nin yanı başından geçen Asi Nehri'nin batı yakasında 13 Kasım 2023’te 6306 sayılı kanun kapsamında rezerv yapı alanı ilan edilen 207 hektar büyüklüğündeki alanın 70 hektarlık kısmında 6 bin konutu kapsayan mimari tasarım projesini Türkiye Tasarım Vakfı koordine ediyor. Öbür taraftan, Hatay’ın birçok ilçesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, TOKİ, Emlak Konut, GEDAŞ, toplamda 153 bin 660 birimden oluşan konut, ofis ve ticari birimlerin inşaat ihalelerini gerçekleştirmiş ve inşaatlara başlamış görünüyor. Ortaya TOKİ projelerinin oraya buraya dağıldığı yamalı bohçaya benzeyen bir Hatay haritası çıkmış. Bu proje alanları neye göre seçilmiş, aralarındaki ilişki nedir, bütüncül bir planlama vizyonuna göre mi yerleştirilmiş, Hatay Master Plan çalışmaları sonuçları ele alınmış mı, projelerin el atmadığı geri kalan yerler ne olacak gibi soruların cevaplarını aramak gerekiyor. Antakya Tarihi Merkezi koruma planı bu aktörlerin yer aldığı projelendirmeler sürecinde ortaya çıkmış vaziyette.
Konuklarımız avukat Fevzi Özlüer ve Ecevit Alkan ile Antakya Tarihi Merkezi koruma planını nasıl okuduklarını, planlama aktörlerinin benimsedikleri projeci bakış açısının koruma yaklaşımı ile nasıl bağdaşabileceğini konuşuyoruz. Koruma Planı’nda bu 307 hektarlık plan sınırı içinde ne kadarlık bir nüfus planlanıyor bilgisi yer almıyor. Alanda üç Özel Proje Alanı var. Özel Proje Alanlarından birisi Uzun Çarşı bölgesi. Özel Proje Alanının neden ilan edildiğini burası için yapılmak istenilenler okunduğunda anlaşılıyor: “...ticaret ve turizm değerini arttıracak nitelikte proje oluşturulması esastır” denilmiş. Ticaret ve turizm değerini arttırmak için Uzun Çarşı’ya ne yapılacak? İşyeri sahipleri yeni yaratılan mekanlarda barınabilecekler mi? Konuklarımız ile böyle bir hedefin Uzun Çarşı gibi kentin tarihi belleğinin taşıyıcısı olan bir yerin ruhunun, kimliğinin, varlığının ve en önemlisi insanının korunması beklentisi ile nasıl yan yana gelebileceğini konuşuyoruz.