İklim Habercileri'nin yeni bölümünde, doğa savunucuları için Birleşmiş Milletler’e başvuru süreçlerini aktaran rehberi Doğa Derneği ile hazırlayan avukat Özlem Altıparmak ile rehberin içeriği ele alındı.
Dünyanın en büyük sodalı gölü, Türkiye’nin de en büyük gölü olma özelliği taşıyan Van Gölü’nde de kuraklığa bağlı olarak çekilmeler meydana geldi. Bu yıl kar yağışı ve yağmurların artması, Van Gölü’nün su seviyesine etki etmedi. 1970 yılına ait Landsat uydu görüntülerini inceleyen bilim insanları, Van Gölü’ne dökülen Karasu Çayı’ndaki 5-6 kilometrekarelik alanın tamamen suyla kaplı olduğunu fakat 2021 yılının uydu görüntülerinde Karasu Çayı’nın 6 kilometrekarelik alanının kara parçası haline geldiğini belirtti. Bilim insanlarına göre, “Geçmişteki ve şimdiki uydu görüntülerini karşılaştırdığımız zaman Van Gölü’nün özellikle kenar kesimindeki küçük koyların akarsularla derelerin buluştuğu yerdeki su altındaki alanların karaya çıktığını görüyoruz. Bu da Van Gölü’nün şeklinin kısmen değiştiğini işaret ediyor.”
Doğa Derneği, doğa mücadelesinde yaşanan hak ihlalleri için BM İnsan Hakları Konseyi’ne başvuru süreci ve izlenecek aşamaları anlatan bir rehber yayımladı. BM mekanizmalarının nasıl kullanabileceğini ve başvuru yöntemini açıklayarak doğasını savunmak isteyenlere yol göstermeyi amaçlıyor. Rehberde, doğa mücadelesi ve hak ihlallerinde BM mekanizmaları, İnsan Hakları Konseyi özel prosedürleri ve başvuru süreçleri yer alıyor.
Türkiye 2021’de Rüzgar Enerjisine 1 Milyar Euro Yatırım Yaptı
WindEurope tarafından hazırlanan “Finansman ve Yatırım Trendleri 2021” raporuna göre, geçen yıl Avrupa’da 41 milyar euroluk rüzgar enerjisi yatırımı gerçekleştirildi. Söz konusu yatırımların tamamlanması durumunda Avrupa’da 24,6 GW kurulu rüzgar enerji gücünün sisteme dahil edilmesi bekleniyor. Bu dönemde karasal rüzgar yatırımları 24,8 milyar euroya ulaşırken, bu miktar 2016’dan sonra yapılan en yüksek yatırım miktarı olarak kayıtlara geçti. Deniz üstü yatırımları ise geçen yıl 16,6 milyar euroya ulaştı. Geçen yıl Avrupa’da gerçekleştirilen yatırımların 12,5 milyar eurosu AB üyesi olmayan ülkelerde yapıldı. Bu dönemde 1,2 milyar avroluk yatırım yapan Birleşik Krallık’tan sonra en yüksek rüzgar enerjisi yatırımını gerçekleştiren Türkiye, geçen yıl 1 milyar euro düzeyinde rüzgar enerjisi yatırımını hayata geçirdi.
Rusya ve Ukrayna’dan sonra en büyük buğday üreticisi olan Hindistan, ülke dışına buğday satışı yapmayacağını açıkladı. Resmi Gazete’den yaptığı açıklamada, kararda amacın yerel fiyatları sakinleştirmek olduğu söylendi. Yasağın derhal yürürlüğe gireceği açıklanırken devam eden kontratlar için buğday sevkiyatına izin verileceği vurgulandı. Türkiye dahil çok sayıda ülkeyi Hindistan’a yönlendirmişti. Hindistan’ın uygulamaya koyduğu yasakla birlikte buğday fiyatlarında son iki ayın en hızlı yükselişi gerçekleşti. Kararın ardındaysa Hindistan’ı etkisi alan aşırı sıcaklar var. Ülkede 1901’den bu yana en yüksek seviyelere erişen mart ayı sıcaklıkları tarımda problemlere neden oldu. Buğdaydan alınan verim düştü.
AB Komisyonu Yenilenebilir Enerji için 2030 Hedefini Yüzde 45’e Yükseltiyor
Avrupa Komisyonu AB’nin Rusya’dan fosil yakıt ithalatını azaltmak için planladığı “RePowerEU” paketini açıkladı. Komisyon, Avrupa Yeşil Mutabakatı mevzuatının “Fit for 55” (%55 emsiyon azaltımı politikasına uygunluk) paketi kapsamında yenilenebilir enerji için 2030 ana hedefini %40’tan %45’e çıkarmayı teklif ediyor. Bunun yanı sıra, bağlayıcı Enerji Verimliliği Hedefinin %9’dan %13’e çıkarılması da dahil olmak üzere uzun vadeli enerji verimliliği önlemlerinin geliştirilmesi de öneriliyor. Gaz ve petrol talebini %5 oranında azaltabilecek kısa vadeli davranış değişikliklerini detaylandıran ve Üye Devletlerin haneleri ve endüstriyi hedefleyen özel iletişim kampanyaları başlatmaya teşvik eden “AB Enerji Tasarrufu Bildirimi” de öneriler arasında yer alıyor. Üye Devletler ayrıca enerji tasarruflu ısıtma sistemleri, bina yalıtımı, cihazlar ve ürünlerde KDV oranlarının düşürülmesi gibi enerji tasarrufunu teşvik etmek için mali önlemler kullanmaya teşvik ediliyor.
Batı Afrika ülkesi Fildişi Sahili’nde düzenlenen 15’nci Dünya Toprak Konferansı kapsamında Birleşmiş Milletler yeni kuraklık raporunu açıkladı. Buna göre, 2000 yılından bu yana hem kuraklık dönemlerinin süresi uzadı hem de sıklığı artış kaydetti. BM raportörlerine göre, bu artış küresel bazda %29 olarak kayda geçti. Uzmanlar, sadece 1998-2017 döneminde kuraklık nedeniyle oluşan ekonomik zararın da 124 milyar dolar olduğunu açıkladı. Su sıkıntısının giderek artması, verimli toprakların kaybı ve devam eden kuraklıklar şimdiye kadar daha çok Afrika’daki Sahel bölgesinde bulunan az gelişmiş ülkeleri büyük ölçüde etkiledi, ancak başka bölgelerdeki ülkeler de giderek bundan olumsuz etkileniyor. Sadece bu yıl BM verilerine göre 160 milyon çocuk ağır ve sürekli kuraklık ve sonuçlarıyla karşı karşıya kaldı.
“Uzun Süreli bir Savaş İklim Çabalarını Tehdit Eder”
ABD İklim Değişikliği Özel Elçisi John Kerry, Ukrayna’daki savaş ne kadar uzun sürerse, sonuçların iklim için o kadar kötü olacağı konusunda uyardı. Kerry, birçok ülkenin enerji kriziyle mücadele ederken, aynı zamanda küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlamak amacıyla seragazı emisyonlarını acilen kesmesi gerektiğini ifade etti. Kerry, “Uzun bir zaman diliminde ise, açıkçası bu durum 1.5 derece hedefini çok karmaşık hale getiriyor. Savaşta ne olduğuna, savaşın nereye gittiğine ve ne kadar sürdüğüne bağlı. Mucizevi bir şekilde önümüzdeki altı ay içinde bazı temel sorunları çözmenin bir yolunu bulabilirsek, o zaman belki her şeyi birlikte hızlandırabiliriz. Sanırım, iklim kriziyle mücadelede ilerleme kaydetme aşamasında biraz mesafe alabiliriz” dedi.
Geçen yıl düzenlenen 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’na (COP26) başkanlık eden Alok Sharma, 6 ay sonra değerlendirme yaptı. Sharma, çalışmaların “acilen hızlanması gerektiğini” söyledi, aksi takdirde “insanlığın kendine korkunç şekilde zarar vereceğini” belirtti. Sharma, “Dünya liderleri Glasgow’da belirlenen iklim hedeflerini yerine getirmiyor ve bunun bir an önce değişmesi gerekiyor. Her ülkenin bir an önce hızlanmasına ihtiyacımız var” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “İklim krizinin önüne geçmek için vaktimiz azalıyor, sonuçları ise şimdiden büyük felaketlere neden oluyor. Tüm dünya liderlerinin verdikleri sözlerin boş olmadığını kanıtlamaları ve bu sözleri tutmaları gerekiyor.”
Yeni Zelanda Fosil Yakıttan Elektrik Üretimine Dair Yeni Yatırımları Yasaklıyor
Yeni Zelanda, fosil yakıtlar ile aşamalı olarak vedalaşmaya ve emisyonları azaltmaya yönelik iklim eylem planını açıkladı. Ülkenin Başbakanı Jacinda Ardern, dört yıl için 2,6 milyar dolarlık bir bütçenin ayrılacağını duyurdu. 2018’de yeni açık deniz petrol ve gaz keşiflerini yasaklamanın ve “2030’a kadar %100 yenilenebilir elektrik” hedefini taahhüt etmesinin ardından Yeni Zelanda hükümeti, elektrik şirketlerinin kömür ve gaz gibi fosil yakıtlardan yeni üretimler yapmasını yasaklayacak. Hükümet bunun yanı sıra özellikle küçük işletmeler, çiftlikler ve fabrikalar da dahil olmak üzere işletmelere, enerji açısından verimli elektrikli ekipman satın almaları ve kurmaları için teşvikler sunmayı planlıyor.
Dünya Bankası, “Emtia Piyasaları: Gelişim, Zorluklar ve Politikalar” başlıklı yeni bir rapor yayımladı. Daha temiz enerjiye geçişin zorlu olabileceğine işaret edilen raporda, “Yenilenebilir enerji altyapısını oluşturmak ve elektrikli araçlar üretmek için gerekli metallere olan talebin önümüzdeki yıllarda artması, metallerin fiyatlarını artırabilir ve bunları ihraç eden ülkeler için beklenmedik kazançlar sağlayabilir” değerlendirmesinde bulunuldu. Raporda, bu metallerin fiyatlarının uzun süre yüksek kalabileceği, bunun enerji dönüşümünün hızına, madencilik sermaye yatırımının hacmine, bu endüstriler üzerindeki çevresel kısıtlamalara ve politika önlemleri ile teşviklere bağlı olacağı kaydedildi. Rüzgar türbinlerinde, güneş panellerinde, şebeke bağlantılarında, elektrikli araçlarda ve şarj altyapısında kullanılan bakır ve alüminyumun enerji dönüşümünde temel faydalanıcılardan olacağı vurgulanan raporda, krom ve demir cevheri gibi çelik alaşımları, nikel, lityum ve kobalt gibi pil metallerinin yanı sıra nadir toprak ve platin grubu metaller diğer önemli metaller arasında sıralandı.