Günün Sözü
"Erdoğan protokolün kaldırıldığı gün mü kandırılmıştı, bugün mü kandırılıyor?"
"Erdoğan protokolün kaldırıldığı gün mü kandırılmıştı, bugün mü kandırılıyor?"
"Doğrudan doğruya ağır insan hakları ihlallerine önceden onay veren ve cezasızlığı bir politik tercih olarak ortaya koyan yaklaşımın sonucudur... Bu tasarının yasalaşmasıyla artık hiç kimsenin yaşam hakkı dahil hiçbir güvencesi kalmayacaktır."
‘Su isteyeni keseceğiz.'
"Çocuğumu tanıyamadım. Kepçeyle çıkarılmıştı. Önce poşetle buzhaneye atmışlar, sonra da Gaziantep’teki kimsesizler mezarlığına gömmüşler. Cenaze değildi, poşetti."
"Herkes elini vicdanına koysun ve şunu kendisine sorsun: Türkiye’nin kökeninde Enver Paşa, Tâlât Paşa, Sarıkamış’ta Türkleri, 70 bin insanı donduranlar mı köken olarak var, yoksa Kütahya Valisi gibi ‘Benim bölgemde Ermenilerin kılına dokunanlar benim kapımdan geçmek mecburiyetinde' diyenler mi? Ben onları köken olarak kabul ediyorum. Benim örneğim bunlar."
"Büyük bir insani felaket kapıda.
"Aslı astarı olmayan, 1915’te 1. Dünya Savaşı’nda yaşanmış, her ülkede yaşanabilen, sıradan bir olay."
"Türkiye Cumhuriyeti’nde yargı kurum ve kuruluşları da nihayetinde son olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en üst makamı olan Cumhurbaşkanlığı makamına bağlıdır."
"Bütün hayatımız boyunca çalıştık ve çok güzel bir köyümüz var, burasının bozulmasını istemiyoruz. Burası sığınmacı almaya uygun değil. Onlar buraya uymazlar."
"İnadına o evde yaşayacağım. Yasak kalktığı saat yola çıkacağım, Yüksekovamın toprağını öpeceğim. Daha önce de sıfırdan başladık, yine yapacağım."
"Sarraf, servet ve gücünü kullanarak Türkiye’de hapisten çıkmayı başardı... Hüküm giymesi durumunda onlarca yıl hapis yatabilir, bu yüzden kaçma riski fazlasıyla yüksek... Sıradışı teklifindeki kefalet koşullarına uyacağına dair kendisine güvenilemez."
"Bize kriter dayatmasınlar. Burası Türkiye."
"Öyle haller olur ki kadınla tokalaşmanın dine faydası olabilir.
“60 yıldır o mahalledeyiz, çocukluğumuz gitti. Devlet trilyon verse ne olacak, Toledo yapacaklarmış, yalan söylüyorlar. Gidin yıkımı kendi gözünüzle görün. Evimizi, geçmişimizi yıktılar, neyimiz kaldı ki?"
"Şehirler yıkılıyor, siz gülüyorsunuz. Çocuklar öldürülüyor, çocuklukları söndürülüyor, siz gülüyorsunuz. Çocukların ırzına geçiliyor, gülüyorsunuz. İnsanlar intikam duygularıyla dolduruluyor, siz gülüyorsunuz."
"Öldürülür de bu kadar mı öldürülür?"
"Topraktan çıkarılacak kömürün her yeni tonu, bir fazla. Şu anda emniyet frenini köklüyoruz. İklim eylemini bundan sonra hükümetlere ve şirketlere bırakmaya niyetimiz yok. Kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz."
"Onun gözünde hiçbir hedef göz korkutucu değildi. Michael diktatörleri, işkencecileri, şirketleri, orduları kovalayıp durdu, her yerde devlet görevlilerinin cezasızlığına meydan okudu."
“Avrupalı yetkililer bürokrasiye, kurallara ve prosedürlere fazla takılıyor.”