Günün Sözü
Hep kin, hep nefret, şiddet nereye kadar, ne zaman kadar? Bu yazgı değişmeli, karanlık yerine ışığı seçmeli... Adaleti, dürüstlüğü, merhameti isteyelim, sevgiyi saygıyı giyinelim, hep birlikte yaşayalım, yaşatalım.
TTB olarak; Covid-19 salgınına dair duyarlılığın ve tedbirlerin arttırılması için 14 Eylül – 18 Eylül #YönetemiyorsunuzTükeniyoruz Haftası ilan ediyoruz.
Yeşil Yeni Düzen o kadar maliyetli değil çünkü alternatif çok daha korkunç, daha yıkıcı ve çok daha maliyetli.
Abla, Moria finished!
Benim artık gerçekten iklim değişimi inkarcılarına tahammülüm kalmadı.
Merkez siyaset dağılıp giderken, halkın öfkeden kudurmuş, kutuplaşmış kesimleri hızla güçleniyor.
Böyle giderse koronavirüs kaynaklı ölümler yıl sonunda 20 bini bulacak.
Geçmişle yüzleşmek adına 6-7 Eylül Pogromu için meclis araştırması açılsın.
Sizden bir şey istiyorum bu şehrin valisi olarak; Allah rızası için dışarı çıkmayın. Ne söyleyebilirim başka?
Sadece kendiniz olduğunuz için sırtınızda hedef tahtası taşıyorsunuz.
Türkiye, geçmişte denediği, başarıya ulaşmasa da önemli birikim ve kazanımlar elde ettiği barış arayışlarına acilen geri dönmelidir.
1 Eylül Dünya Barış Günü, muhalefet için ‘Yaşasın barış, yaşasın hayat’ sloganıyla ayrımsız tüm barış güçleriyle birlikte yürüme günü olduğunda, ancak o zaman savaş, kan, ölüm cephesi geriletilebilir.
Bu toprakları petrol şirketlerine satmak, yönetimin gülünç iddialarına rağmen çevreye ciddi zarar verecek.
Söz konusu ölüm ve hastalıklara engel olacak, azaltacak uygulamaları sizinle yüz yüze görüşmek istiyoruz. Bu bilgi alışverişinin karşılıklı tarihsel sorumluluğumuz olduğu düşüncesindeyiz.
Üzgün değilim. Merhametinizi istemiyorum. Değişim istiyorum.
Radikal olan dünya yanarken varoluşsal bir tehdit haline gelen iklim değişimi hakkında hiçbir şey yapmamaktır.
Şirketler derelerin üzerinde cirit atıyor.
Eğer iklim değişikliğine inanmıyorsanız, Kaliforniya'ya gelin.
Stres altında çalışıyor ve tükenmişlik yaşıyorlar. Çalışma koşullarının ve özlük haklarının iyileştirileceğine dair umutlarını da yitirmiş durumdalar. Sağlık çalışanları tükenirse mücadeleyi kazanma şansımız yok.
Yapmamız gerekenlerle gerçekte yapılanlar arasındaki fark her dakika açılıyor. Bu şekilde, iki önemli yılı daha siyasi eylemsizlik nedeniyle kaybettik.