İstanbul Kemerburgaz’da 224 bin metrekarelik arazi yapılaşmaya açıldı.
İstanbul Kemerburgaz’da 224 bin metrekarelik arazi yapılaşmaya açıldı. Özel bir şirketin bankadan aldığı 300 milyon dolar ve 1 milyar 118 milyon lira krediye karşılık ipotek ettirdiği ve kredi borcunu ödemediği için bankaya devredilen araziye lüks konut projesi inşa edilecek. Cumhuriyet’ten Şeyda Öztürk‘ün aktardığına göre 1980’den bu yana açık yeşil alan olarak kullanılan bölgeye bu sabah saat 06:00’da iş makineleri ve çevik kuvvet eşliğinde baskın yapıldı. Yıllardır bu bölgede bulunan ve yeşil alanlarının imara açılmasını istemeyen yurttaşlar ise araçlarını yola çekerek ve site girişini kapatarak iş makinelerinin alana girmesini engellemeye çalıştı. Yurttaşlara polis müdahale etti. Bir yurttaş yaralandı, bazı yurttaşlar ise müdahalenin ardından fenalaştı. Göktürk Yeşil Kalsın Platformu şu açıklamayı yaptı:
Biz Kemerköylüler evlerimizi satın alırken yeşil alanlarımızla birlikte satın aldık ve ortak yönetim planına yeşil alanları kaydettirdik. Davalarımız devam ederken hukuksuz olarak yeşil alanlarımız ele geçirilmeye çalışılıyor. Haklarımızı koruması gereken kamu ve emniyet güçleri bu hukuksuz süreçte bizim karşımızda yer alıyor. Biz hukuksuzluğa karşı direniyoruz.
Bölge sakinlerinin avukatı Koray Cengiz, yurttaşlar tarafından açılan davada yürütmeyi durdurma kararı çıktığını açıkladı. Kararın ulaşmasının ardından kepçe durduruldu. Yurttaşlar kepçe bölgeden ayrılana kadar nöbete devam edecek.
İnsan sağlığı fosil yakıtların insafında
“Lancet Sağlık ve İklim Değişikliği Geri Sayım 2022 Raporu”na göre insan sağlığı fosil yakıtların insafına kaldı. Yedinci “Lancet Geri Sayım Raporu”, aralarında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Dünya Meteoroloji Örgütü’nün de bulunduğu 51 kurumdan 99 uzmanın çalışmalarını temsil ediyor ve University College London tarafından yönetiliyor. Rapor, 27. BM Taraflar Konferansı (COP27) öncesinde yayımlandı. Raporda şu tespitlere yer verildi: İklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkileri, diğer krizlerin etkilerini hızla ağırlaştırıyor ve kötüleştiriyor. Bu durum gıda güvensizliği, bulaşıcı hastalıkların yayılması, sıcaklığa bağlı hastalıklar, enerji yoksulluğu ve hava kirliliğine maruz kalmaktan kaynaklanan ölüm risklerinin artmasına neden oluyor. İklim değişikliği yakın vadede düşük mahsul verimi, gıda güvensizliği ve kuraklık gibi iklimle ilgili her ayağı etkiliyor. Temiz enerjiye yatırım yaparak hava kalitesinin iyileştirilmesi yılda 1.3 milyon hayat kurtarabilir. Hükümetler ve şirketler, dünyanın her köşesindeki tüm insanların sağlığı ve refahı aleyhine fosil yakıt çıkarlarına öncelik vermeye devam ediyor. İncelenen ülkelerin yüzde 80’i sadece 2021’de 400 milyar dolar tutarında fosil yakıt sübvansiyonu sağladı. Bu net sübvansiyonlar 31 ülkede ulusal sağlık harcamalarının yüzde 10’unu, 5 ülkede ise yüzde 100’ünü aşıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarındaki istihdam ise fosil yakıt şirketlerindeki istihdamı aşıyor; yenilenebilir enerji istihdamı 2019’dan bu yana yüzde 5 artarken, fosil yakıt sektöründeki istihdam 2019’dan bu yana yüzde 10 azaldı. İklim değişikliğinin yıkıcı ekonomik ve sağlık etkilerini önlemek için bu hızın artırılması gerekiyor. BM Genel Sekreteri António Guterres bu konuda şöyle dedi:
İklim krizi bizi öldürüyor. Sadece gezegenimizin sağlığını değil, hava kirliliği, azalan gıda güvenliği, daha yüksek salgın riskleri, rekor düzeyde aşırı sıcaklar, kuraklık, seller ve fazlası insanların sağlığını baltalıyor. Fosil yakıt bağımlılığı kontrolden çıktıkça insan sağlığı, geçim kaynakları, hane bütçeleri ve ulusal ekonomiler darbe alıyor. Bilim nettir: Yenilenebilir enerji ve iklim direncine yapılacak büyük, sağduyulu yatırımlar herkes için daha sağlıklı ve güvenli bir yaşam sağlayacak.
İklim değişikliği bir tercih değil, bir zorunluluk
Bir başka haberde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, ülkelerin iklim değişikliğine yeniden öncelik vermesi gerektiğini, aksi takdirde dünyanın bir felaketle karşı karşıya kalacağını söyledi. Guterres, 6 Kasım’da Mısır’da başlayacak COP27 İklim Zirvesi öncesinde New York’ta BBC İklim Editörü Justin Rowlatt’ın sorularını yanıtladı. İklim değişikliğini arka plana atmak gibi bir eğilimin olduğunu belirten Guterres, “Bunu tersine çeviremezsek, kötü sonla karşılaşacağız” dedi. COP27, ülkeleri iklim değişikliğiyle mücadele etme yollarını tartışmak üzere bir araya getiriyor. Zirve bu yıl 6-18 Kasım tarihleri arasında Şarm El-Şeyh'te yapılacak. Enflasyon, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, enerji ve gıda fiyatlarındaki artış gibi küresel problemlerin hükümetlerin kafalarını başka yönlere doğru çevirmesine neden olduğunu vurgulayan Guterres, “İklim değişikliğini uluslararası tartışmanın merkezine geri getirin” dedi. Guterres, ABD ve Çin'i konferansta birlikte çalışmaya davet etti, dünyanın onların liderliğine güvendiğini söyledi. Çağımızı tanımlayan sorunun bu olduğunu dile getiren Guterres, “Hiç kimsenin herhangi bir nedenle iklim değişikliği konusunda yapılacak uluslararası eylemleri gözden çıkarmaya hakkı yok” dedi.