Yaban hayvanları avcıların hedefi oldu

-
Aa
+
a
a
a

Çanakkale’de geçen hafta bölgede etkili olan orman yangınlarının ardından av yasağı ilan edilmemesi üzerine, avcılar kaçabilen ve yanmayan bölgelere sığınan hayvanları öldürmeye başladı.

Gezegenin Geleceği: 31 Ağustos 2023
 

Gezegenin Geleceği: 31 Ağustos 2023

podcast servisi: iTunes / RSS

Yeşil Gazete’de yer alan habere göre, Çanakkale’de geçen hafta bölgede etkili olan orman yangınlarının ardından av yasağı ilan edilmemesi üzerine, avcılar kaçabilen ve yanmayan bölgelere sığınan hayvanları öldürmeye başladı. Dört gün süren ve hektarlarca ormanlık alanın yok olduğu yangından kurtulabilen hayvanlar, yangının kontrol altına alındığı bölgeye yakın olan Güzelyalı ve çevresindeki ormanlara sığınmıştı. Yaban hayvanları, yangının yarattığı şoku atlamadan bu kez de sığındıkları bölgede avcıların hedefi oldu. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, 26 Ağustos’ta ülke genelinde av yasağını kaldırmış ve ‘avcılık sezonunu’ açmıştı. Hayvan hakları savunucuları, bölgedeki yaban hayatının tekrar eski haline kavuşmasının için av yasağının uzatılmasını istedi. Çanakkale’de 22 Ağustos tarihinde çıkan orman yangını, 2 bin 650 hektarı ormanlık alan olmak üzere 4 bin 80 hektarlık alanın yanmasıyla sonuçlandı. Çanakkale Belediyesi, üç gün boyunca süren yangından etkilenen köylerdeki ve ormanlardaki hayvanlar hakkında tahliye çalışmaları yapmış; Çanakkale Veteriner Hekimler Odası da yangından etkilenen hayvanlar için ücretsiz hizmet vereceğini duyurmuştu. Change.org’ta da yangından etkilenen bölgelerde av sezonunun durdurulması için kampanyalar başlatıldı.

Atık sular Kars Çayı'na boşaltıldı

Kars Belediyesi’ne ait vidanjörün içerisindeki atık sular Kars Çayı'na boşaltıldı. Kars Çayı'na atık boşaltılan anın görüntülerini sosyal medya hesabından paylaşan CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp, duruma, “Bu nasıl bir belediyecilik anlayışı. Peynir Müzesi’nin hemen yanından Kars Çayı’na vidanjör boşaltıyorlar. Kars’a yazık oluyor. Kayyumlar şehirlerimizi yaşanmaz hale getirdi,” sözleriyle tepki gösterdi. CHP’li Alp, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamalarda Kars'ta atıksu arıtma tesisinin bulunmadığına dikkat çekerek, kentin tüm atıklarının Kars Çayı'na boşaltıldığını vurguladı. Alp, “Arıtma tesisinin ihalesi daha önce dört kere iptal edilmiş. Seçimden önce göstermelik bir temel atıldı. Şu an yapım aşamasında çalışmaları devam ediyor. Kars'ta kentsel atıklar, endüstriyel atıklar, hastane atıkları, hayvan hastanesinin atıkları, şehrin bütün kanalizasyonu şehri boydan boya geçen Kars Çayı’na dökülüyor. Kars Çayı'nın etrafı şu an kokudan geçilmez durumda. Kars Çayı'nın devamında da sulama barajı var. Atıklar hiçbir arıtmaya maruz bırakılmadan doğrudan baraja gidiyor, barajdan da tarlalara gidiyor. Bu tarlalara buğday ekiliyor. Buğday un oluyor, insanlar bunu yiyor. Kars'ta öyle bir döngü var ki insanlar kendi katı atıklarını yer hale geldiler. Bu hem kent suçu hem de bir çevre felaketi,” dedi.

“Klima kullanımı nedeniyle bir şehrin sıcaklığı 2 °C kadar artabilir”

Avrupa daha sık ve daha yoğun sıcak dalgalarıyla karşı karşıya kalırken, daha fazla insan bir klima ünitesi satın almayı düşünmeye başlıyor. Ancak soğutucu bir etkide bulunduğu düşünülse de, aslında tam tersini yaparak işleri kızıştırıyor. Fransa’dan sol görüşlü milletvekili Mathilde Panot‘nun bir röportaj sırasında, “Klima kullanımı nedeniyle bir şehrin sıcaklığı 2 °C kadar artabilir,” demesi üzerine klima kullanımı tartışma konusu haline geldi. Peki Panot haklı mıydı? euronews‘ün aktardığına göre, bu bilgi, 2020’de yayınlanan ve bir sıcak dalgası sırasında iç sıcaklığı 23 °C’de tutmak için Paris gibi bir kentin tüm binalarında klimaların kullanıldığı bir senaryoya dayanan bir çalışmadan geliyor. Araştırmaya göre, klima kullanımına bağlı sıcaklık artışları günün saatine ve sıcak dalgasının özelliklerine, özellikle de yoğunluğuna bağlı. Bilim insanları tahminlerini modellemek için Fransa’da 14 binden fazla insanın ölümüne yol açan ölümcül 2003 sıcak dalgasını kullandı.

“İklim Kanunu’nu Meclis’imizin onayına sunacağız”

TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili Murat Kurum, “Yüce Meclis’imizin açılmasıyla önümüzdeki 100 yılı şekillendirecek bir çerçeveye sahip olacak İklim Kanunu’nu, Çevre Komisyonu’muzda görüştükten hemen sonra Meclis’imizin onayına sunacağız,” bilgisini verdi. Kurum, yaptığı yazılı açıklamada, nüfus artışına bağlı olarak yaşanan hızlı şehirleşmenin hem çevre hem de şehircilik sorunlarına yol açtığına işaret etti. Özellikle son yıllarda iklim krizine bağlı yaşanan küresel ısınma, ekolojik istikrarsızlık, biyolojik çeşitliliğin azalması ve çevre kirliliği gibi küresel sorunların tüm insanlığın yüzleşmesi gereken bir noktaya ulaştığını belirten Kurum, bugün küresel hava sıcaklıklarının son yılların çok üstünde olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti, “Geçtiğimiz Temmuz ayında tüm zamanların rekor seviyesinde bir sıcaklık yaşadık. 2023, son yılların sıcaklık ortalamasına göre 0,43 derecenin üzerinde. Yani bugüne kadar ki en sıcak üçüncü yılı yaşıyoruz. İklim değişikliğiyle deniz ve okyanus suyu ile toprak sıcaklıkları da aşırı şekilde artıyor. Gıda krizlerine ve yüksek gıda enflasyonuna yol açan kuraklık ve ani hava olayları her geçen gün kendisini daha çok hissettiriyor. Denizlerde, okyanuslarda su seviyeleri ciddi anlamda yükseliyor. Yine her geçen gün iklim değişikliğinin insanları göçe zorladığını Dünya Meteoroloji Örgütü vurguluyor. Öyle ki 2050’ye kadar 216 milyondan fazla insanın afetlerden kaçmak için yer değiştireceği öngörülüyor.” Kurum, iklim krizinin tüm dünyada sürdürülebilir kalkınmanın önündeki en büyük engel olduğunu söyledi. O zaman neden hükümet kömür madenciliğine ve kömürlü termik santrallere izin veriyor sorusu akla geliyor. Söylem ve eylem birlikteliği gerekiyor.