Türkiye'de toz taşınımı, hava kalitesini etkiliyor

-
Aa
+
a
a
a

Türkiye'nin birçok noktasında görülen toz taşınımı, hava kalitesini etkiliyor.

Fotoğraf: AA
Gezegenin Geleceği: 21 Nisan 2022
 

Gezegenin Geleceği: 21 Nisan 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

AA’da Halil Fidan’ın haberine göre,  Kuzey Afrika üzerinden hareketlenen alçak basıncın etkisiyle Türkiye'nin birçok noktasında görülen toz taşınımı, hava kalitesini etkiliyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Sürekli İzleme Merkezi bünyesindeki Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı verilerine göre, ülkenin farklı noktalarında, toz taşınımı nedeniyle atmosferin hava kalitesini etkileyen partikül madde oranlarında artış görüldü. Dünya Sağlık Örgütünün metreküp başına 50 mikrogram olarak belirlediği partikül madde sınır değeri, özellikle Nevşehir, Kırşehir ve Yozgat'ta 300-500 mikrogram olan "tehlikeli", Hatay'da 200-300 mikrogram olan "kötü" ve Amasya, Rize, Niğde ile Aksaray'da ise partikül madde sınırı 150-200 mikrogram olan "sağlıksız" değerlere ulaştı. Partikül madde sınır değeri, Akdeniz, Güneydoğu'nun batısı, Orta ve Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu'nun bazı kentlerinde 100-150 mikrogram olan "hassas" değerlere çıktı. Haritanın "yeşil" renge büründüğü Ege, Marmara, Batı Karadeniz ile Diyarbakır, Bitlis, Van, Adıyaman, Tunceli ile Karaman'da ise partikül madde sınırı 0-50 mikrogram olan "iyi" seviyelerde seyretti. 

Dünya Yaratıcılık ve İnovasyon Günü. İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim  Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği, SÜT-D Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu 21 Nisan Dünya Yaratıcılık ve İnovasyon Günü için “Birleşmiş Milletler, 2017’de kabul ettiği 21 Nisan Dünya Yaratıcılık ve İnovasyon Günü’nde sürdürülebilir sosyal, teknolojik ve ekonomik kalkınma için yaratıcılığı ve inovasyonu teşvik etmekte, farkındalık yaratmakta. İnsan gelişiminin gücü ve yeniliğin tetikleyicisi yaratıcılık ile görsel-işitsel ürünler, medya, yayıncılık, sahne sanatları, görsel sanatlar ve tasarım sektörlerinde ekonomisini yaratarak ekonomiyi yönlendirir. Kültür ve eğitim birey yaratıcılığının kaynağı, insan ise yaratıcı ekonominin sahibi. Yaratıcı ekonomi insan yaratıcılığı ve fikirleri ile fikri mülkiyet, bilgi ve teknoloji arasındaki etkileşimle gelişen bir kavram olup, yaratıcı endüstrilere dayanan bilgi temelli ekonomik faaliyetleri kapsar. Kültürel ve yaratıcı endüstriler ekonomik büyüme stratejilerinin mühim öğelerinden biri olmalı. Endüstri ve hizmetlerin insan-doğa-çevre ve iklim dostu değişmek için dönüşümünde, yaratıcı ekonomi, sanattan problem çözüme dek her yerde sürdürülebilir kalkınmaya destek verir. Yaratıcılık sanat eserinde, şarkıda ya da yepyeni bir ürün ekotasarımıyla karşımıza çıkabilirken, yoksulluğu azaltmak ya da küresel ısınmaya dur demek için de kullanılabilir“  dedi. Prof. Karaosmanoğlu “Yarın da 22 Nisan Dünya Günü. Dünya Günü Ağı etkinlikleri ile kutlanan bugünde başta çevre kirliliği, iklim değişimi ve biyoçeşitlilik konularına odaklanılarak, gezegenimizin yok oluşuna dur deme ve koruma gereği için yaygın etki yaratma uğraşı veriliyor. Bu yıl 2021’de ilan edilen Birleşmiş Milletler Ekosistemi Yenileme On Yılı kapsamında kutlanan ilk Dünya Günü olması açısından önemli. Ekosistemler ne kadar sağlıklı ise gezegenimiz ve biz de sağlıklı olarak sürdürülebilir ekonomiyle yaşamımızı ilerletebiliriz. Çevre kirliliği, iklim değişikliği, ormansızlaşma, arazi kullanım değişiklikleri, artan tarımsal üretim, giderek büyüyen vahşi yaşam ticareti ile doğaya hasar vererek, biyoçeşitlilik kaybına neden olduk. Ekosistemlerimizi onarır, yeniler ve korursak, iklim değişikliğine dur diyerek yoksulluğu, açlığı, göçleri sona erdirme ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi teşvik ederek, eşitsizlikleri azaltarak, kitlesel yok oluşu önlemeye yardım edebiliriz. Yok sayamayacağımız, endişe kelimesinin yetersiz olduğu, korkmak gereken bir durumdayız. Geleceğimizi güvence altına almak, yeni salgınları önlemek için iklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı ve kirlilik sorunlarımız için siyasi, ekonomik ve teknik çözümler bulmalı, dünyamızın doğal kaynaklarını israf etmeden doğa ile barışalım. Geçinmenin çok zor olduğu zamandayız. Dünyamızın da geçinme zorluğu yaşadığını unutmayalım. Evdeki yaşam da doğadaki yaşam da hiç olmadığı kadar zor. Ekonomi toparlanırken doğamızı da toparlamalıyız. Çünkü gezegenimizin yakın gelecekte bize sunacağı sudaki ve karadaki kaynaklar, araziler, ormanlar ve besin zinciri tehlikede. Yeşil ve maviyi bozarak ne bugün ne de yarın geçinemeyiz” diyerek hep beraber harekete geçelim, gezegenimize yatırım yapalım çağrısını yaptı.

Kırklareli’nin Vize ilçesinin Aksicim köyü yakınlarında bulunan ve İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan Kazandere ve Pabuçdere barajları tam doluluk nedeniyle kontrolsüz şekilde dere yatağına akmaya başladı. Dere yatağından taşan suların geçtiği bölgedeki tarım arazileri sular altında kalırken, 8 kilometre uzaklıktaki Kıyıköy beldesinde bulunan balıkçı barınağında bazı tekneler yan yattı. DHA'nın aktardığına göre, taşkın nedeniyle bölgeye AFAD, DSİ ve Kıyıköy Belediyesi’ne ait ekipler sevk edildi. Kırklareli Valiliği’nden konuya ilişkin yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Kırklareli Vize İlçesi Kıyıköy beldesinde yağışla birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İSKİ Kazandere Barajı ve Papuçdere barajlarında dolu savakların açılması sonucu dere yataklarında su seviyesi yükselmiş tarım arazileri ve balıkçı barınağı sular altında kaldı. Balıkçı tekneleri ile bazı işyerleri zarar görmüş ve bazı tarımsal alanlar etkilendi. Riskli alan can kaybı veya yaralanma olmadan boşaltılmış olup kontrol altında tutulmakta."