Türkiye AB'nin ihraç ettiği atıkların varış noktası

-
Aa
+
a
a
a

Türkiye, Avrupa Birliği’nin (AB) ihraç ettiği atıkların neredeyse yarısının varış noktası oldu.

Gezegenin Geleceği: 7 Haziran 2022
 

Gezegenin Geleceği: 7 Haziran 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Birgün’den Özgür Gürbüz’ün haberine göre, Türkiye, 2021 yılında Avrupa Birliği’nin (AB) ihraç ettiği atıkların neredeyse yarısının varış noktası oldu. Çin’in atık ithalatına getirdiği kısıtlamadan sonra Avrupa’nın atıklarının yönü Türkiye’ye çevrildi ve geçen yıl AB’den gelen atık miktarı 14,7 milyon tona ulaştı. Türkiye’yi Hindistan, Mısır, İsviçre ve Birleşik Krallık izliyor ancak bu ülkelere gönderilen atıklar 1,5 ila 2,5 milyon ton arasında. Türkiye en yakın takipçisi Hindistan’dan altı kat fazla atık ithal ediyor. Medyada sadece AB ülkelerinden gelen atıklar konu olsa da ABD, Mısır ve İsrail’den de Türkiye’ye atık gönderiliyor. Türkiye’nin tek sorunu ithal atıklar değil. TÜİK verilerine göre Türkiye’deki bin 389 belediyenin bin 387’sinde atık hizmeti veriliyor. İki belediyede bu bile yok. Hizmet verilen belediyelerden toplanan 32 milyon tonu aşkın belediye atığının sadece yüzde 13’ü geri dönüşüm tesislerine gidiyor. Yüzde 70’i düzenli depolamaya, yüzde 17’si ise belediye çöplüklerine bırakılıyor. 2022 Türkiye’sinde atıkların 128 bin tonu da ya yakılıyor ya gömülüyor ya da dere veya boş arazilere bırakılıyor. Belediye çöplüklerine bırakılanların akıbeti de aslında bundan farklı değil. Atık miktarı kadar bu atıkların ne olduğu da önemli. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, gelen atıkların hammadde olarak değerlendirildiğini söylüyor. Anadolu Ajansı’na verdiği demeçte, “2021’de 12 milyon 700 bin ton metal gelmiş. Bu malzemelerin hepsi eritilmiş, ham madde olarak kullanılmış, üretim yapılmış, katma değer sağlanmış ve piyasaya arz edilmiş, kullanılmış yeniden” diyor. Bu rakam AB İstatistik Ofisi Eurostat’a göre 13,1 milyon ton. Aradaki fark da bir soru işareti. Hurda metal ithalatı Çevre Bakanı’nın söylediği gibi risksiz değil. Bu metallerin karışık gelmesi, aralarında tehlikeli maddelerin bulunması olasılığını artırıyor. Sınırlarımızdan giren 13 milyon ton atığın radyasyon ölçümden geçtiğinden, bu cihazların hiç arızalanmadan çalıştığından emin olmalıyız. Hurda atıklarıyla ilgili tek sorun radyasyon da değil; ağır metaller, kimyasallar da bu atıklarla ülkemize giriyor olabilir. Türkiye, kendi ürettiği milyonlarca ton atığı geri dönüşüm tesislerine götüremezken, yurtdışından atık ithal ediyor. İthal atıkları hammaddeye çevirdikleri söylenen firmaların ithal atığı tercih etmesinin ardında maliyet hesabı var. Türkiye’den atık toplamaktansa ithal etmek yaklaşık dört kat ucuza geliyor. İthal atıkların geri kazanıma ne kadar uygun olduğu ise bir muamma. Geri dönüşüme gönderilemeyen atıklar ise depolarda birikiyor ve bir şekilde bertaraf edilmeyi bekleniyor. Geri dönüşüm tesislerinin azlığı ortada. Son zamanlarda geri dönüşüm tesislerinde çıkan yangınlarda bu atıkların yakıldığı iddiaları da bu yüzden oldukça dikkat çekici. Atıkları yakmak sağlık ve çevre sorunlarını artırmak anlamına geliyor. Kendi atığıyla baş etmenin yolunu bulamamış Türkiye’nin atık ithalatına derhal son vermesi gerek. Şu haliyle yapılan ithalat zamanında zengin ülkelerin yoksul ülkelere nükleer atıklarını göndermesine benziyor. Bilmem başka söze gerek var mı?

AA’dan Tufan Aktaş’ın haberine göre, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, kuraklık nedeniyle milyonlarca kişinin yardım beklediği ülkesi için uluslararası topluma destek çağrısı yaptı. Kuraklık nedeniyle evini terk ederek Baidoa bölgesindeki kamplara sığınan aileleri ziyaret eden Mahmud, burada yaptığı açıklamada, yaşananlardan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Mahmud, Somalilerin kurtulması için uluslararası kamuoyuna yardım çağrısında bulundu. Somali Cumhurbaşkanlığı Kuraklıkla Mücadele Özel Temsilcisi Abdirahman Abdishakur Warsame, ülke genelinde 6,1 milyon kişinin ciddi düzeyde gıda sorunu yaşadığını belirtmişti. Ülkesinin "kıtlık benzeri koşullarla" karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Warsame, 330 bin çocuğun uzun süreli kuraklık nedeniyle beslenme sorunu yaşadığını kaydetmişti. 

İklim bilimci Katharine Hayhoe, dünyanın, insanlığın 10 bin yıllık medeniyetinde daha önce karşılaşmadığı tehlikelere doğru yol aldığını söyledi. Hasarı sınırlamak için adaptasyona güvenmenin, seragazlarını acilen kesmenin yerini tutamayacağı konusunda uyardı. ABD’deki Nature Conservancy’nin başındaki bilim insanı ve Texas Tech Üniversitesi’nde profesör olan Katharine Hayhoe, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin, bu yılın başlarında, küresel ısınmanın sanayi öncesi seviyelere göre 1,5 derecenin üzerine çıkmasının sel, kuraklık, sıcak hava dalgaları ile dünya çapında yıkıma yol açacağı ç uyarısını yaptığını hatırlattı. Hali hazırda aşırı hava koşulları, gezegenin bazı bölgelerinin tarım için uygun olmaması ve fiilen yaşanmaz hale gelmesiyle birçok yerde insanlara aşırı derecede zarar veriyor.

Ordu Fatsa‘da deniz fenerin de bulunduğu deniz seviyesindeki adaya seyir terası yapılması için yarın  ihale gerçekleşeceğini duyuran Ordu Çevre Derneği, “Denizin ekolojik dengesini bozmayın, ihaleyi iptal edin” diyerek tepki gösterdi. Söz konusu alanda derin bir çukur bulunduğunu ,hamsilerin göç yolu ve balıkların yumurtlama alanı olduğunu belirten Dernek, şunları söyledi: “Hangi mantıkla böyle bir proje yapılıyor anlamış değiliz. Proje gerçekleşirse burada ışıklandırma ve yoğunluk olacak. O yüzden balıkların yumurtlama ve beslenme alanı yok olacak. Balıkçıların avlanma alanı zarar görecek” dedi.