Türetim Ekonomisi Konferansı

-
Aa
+
a
a
a

Türetim Ekonomisi Konferansı IPEC2024, 29-30-31 Mayıs 2024 tarihlerinde Kadir Has Üniversitesi’nde düzenlenecek. 

Gezegenin Geleceği: 13 Mayıs 2024
 

Gezegenin Geleceği: 13 Mayıs 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

Dünyada ilk kez Türkiye'de gerçekleşecek olan Türetim Ekonomisi Konferansı IPEC2024, 29 – 30 - 31 Mayıs 2024 tarihlerinde Kadir Has Üniversitesi’nde düzenlenecek. Konferans, Türetim Ekonomisi ve yeni bir sürdürülebilir ekonomik vizyona odaklanacak. Küresel ekolojik ve sosyal değişimin gerekliliği, hatta kaçınılmazlığı tartışılacak, çözüm önerileri sunulacak. Dünyanın dört bir yanından ve Türkiye’den birçok uzman isim konferansta bilgi ve deneyim paylaşımı yapacak. Geleceğin ekolojik ve sosyal açıdan adil ekonomik vizyonunu şekillendirmede rol oynayacak olan konferans katılımcılarını bekliyor. IPEC2024, alternatif bir ekonomik sistem ve sürdürülebilir gelecek üzerine odaklanacak ve Türetim Ekonomisi konusundaki yenilikçi düşüncelerin paylaşılmasına olanak sağlayacak. Konferansla ilgili ayrıntılı bilgi almak ve ücretsiz katılım kaydı yaptırmak için https://2024.turetim.org sayfasını ziyaret edilebilirsiniz.

Doğu Afrika selleri

Doğu Afrika'nın büyük bölümünü etkisi altına alan sağanak yağışlar sel ve toprak kaymalarını tetikleyerek ekinleri yok etti, evleri yuttu ve yüz binlerce insanı yerinden etti. Kenya İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ülkede ‘şiddetli hava koşulları nedeniyle’ 210 kişinin öldüğü ve bunlardan 22'sinin son 24 saat içinde hayatını kaybettiği belirtildi. 165 binden fazla kişinin evlerinden olduğunu ve 90 kişinin de kayıp olduğunu bildiren rapor, ölü sayısının daha da yükselebileceğine dair korkuları arttırdı. Birleşmiş Milletler, normalden daha şiddetli yağışların Burundi'de de en az 29 can aldığını, 175 kişinin yaralandığını ve geçen yılın Eylül ayından bu yana 10 binlerce kişinin yerinden edildiğini belirtti.

81 İlde 81 Orman Projesi

Özel bir banka, Cumhuriyetin 100. yıl heyecanını, ülke genelinde gerçekleştirdiği doğayı korumaya ve çevre bilincini artırmaya yönelik projelerle paylaşmayı sürdürüyor. Bu kapsamda, başta çocuklarımız olmak üzere toplumda çevre bilincini artırmak amacıyla 81 İlde 81 Orman Projesi’ni Orman Genel Müdürlüğü ve TEMA Vakfı iş birliğiyle yeniden hayata geçiriyor. Projenin ikinci aşamasında da Türkiye’nin 81 ilinde, beş yıl içinde 2 milyon 200 bin fidan dikilmesi ve dikilen fidanların bakımının da üç yıl boyunca düzenli olarak yapılması planlanıyor. Ülkemizin dört bir yanında ağaçlandırma seferberliğine dönüşen projenin ilk aşamasında, 81 ilde yaklaşık bin 500 hektar alanda 2 milyon 205 bin fidan toprakla buluştu. Bu sahalarda beş yıl boyunca düzenli bakım yapıldı ve tutmayan, kuruyan ya da zarar gören fidanların yerine yeni fidanlar dikildi. 2008 – 2017 yılları arasında gerçekleştirilen 81 İlde 81 Orman Projesi’nde dikim sahalarının ormana dönüşüm oranı %84’ün üzerine çıkarak büyük bir başarı elde etti. TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç ise, “Ülkemizde ve dünya genelinde yaşamsal ekolojik sorunlarla karşı karşıyayız. Erozyon ve çölleşme, iklim krizi, ormansızlaşma ve biyolojik çeşitlilik kaybı gibi büyük küresel sorunların yaşamlarımızdaki etkilerini her geçen gün daha çok hissediyoruz. Tüm bu sorunların çözümünde ise ormanlar yer alıyor. Bu nedenle orman varlığımızın korunması, orman varlığımızın artırılması ve tahrip olmuş orman alanlarının tekrar orman haline getirilmesi büyük önem taşıyor,” diyerek konuşmasına başladı. Tüm bu sorunlarla mücadele etmek için atılan her adımın artık bir tercih değil, yaşamı sürdürebilmek için bir zorunluluk olduğunu ifade eden Ataç, “81 İlde 81 Orman Projesi, Türkiye’nin dört bir yanında orman varlığını ve çevre bilincini artırmayı hedefleyerek toplumsal sorumluluğun en önemli örneklerinden birini sergiliyor. Su döngüsünü düzenleyen, birçok canlı için yaşam alanları sağlayan ormanlarımız, erozyonla ve iklim kriziyle mücadelede de kilit rol oynuyor. Bu nedenle her bir fidanın toprakla buluşması, geleceğimizin nefes alması için çok önemli,” şeklinde konuştu.

Ekosistemleri yeniden canlandırmaya yönelik ilk strateji

Türkiye, eşsiz jeolojisi, coğrafyası ve iklimi sayesinde hem toprakları, hem de üç tarafında sınırlarını belirleyen denizleriyle biyolojik çeşitlilik açısından önemli bir yer. Ancak doğanın bu zenginliği, Süveyş Kanalı’nın açılması, transit gemilerden balast sularının boşaltılması ve iklim değişikliğinin etkisiyle son 10 yılda ülkeye yeni giren 872 farklı türün tehdidiyle karşı karşıya. Bu tehditlere karşı Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, dün Türkiye’nin istilacı yabancı türlerle mücadele ve bunların zarar verdiği ekosistemleri yeniden canlandırmaya yönelik ilk strateji ve eylem planını açıkladı. İstila derken, onlar etmiyor - biz onları istila ettiriyoruz. Başka bir terim bulmak lazım sanki. Strateji ve eylem planı, 2018’den bu yana Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından finanse edilen ve Türkiye’nin sekiz bin 333 km’lik kıyı şeridi boyunca bu dışarıdan gelen türlerin izlenmesini, kontrol edilmesini ve azaltılmasını amaçlayan 3,3 milyon dolar tutarında bir UNDP projesi olan Denizel İstilacı Yabancı Türler (MarIAS) girişimi kapsamında hazırlandı. 11 bileşene ayrılan ve 57 eylemi kapsayan yeni strateji, en iyi bölgesel, ulusal ve uluslararası uygulamalarla uyumlu.