Tonga'da volkanik patlama ve onu izleyen tsunami sonucu denizaltı kablosu hasar gördü.
Yeni Zelanda Dışişleri Bakanlığı, Tonga'da en az üç kişinin ölümüne neden olan volkanik patlama ve onu izleyen tsunami sonucu hasar gören denizaltı kablosunun tamirinin en az 4 hafta sürebileceğini açıkladı. Reuters haber ajansı, ABD'deki kablo üreticisi SubCom'un yaklaşık 50 bin kilometre uzunluğundaki kablonun tamiri için Tonga Cable isimli ve Tonga merkezli telekomünikasyon şirketi ile birlikte çalıştığını bildirdi. Cumartesi günü Hunga Ha'apai Adası'nda bulunan Hunga Tonga Yanardağı'ndaki patlamanın ardından tsunami de meydana gelmiş, bazı yerleşim alanları su altında kalmıştı.
Rüzgar enerjisinin sağladığı faydalar artmaya devam ediyor
Yapılan yatırımlarla ciddi ölçüde gelişme gösteren rüzgar enerjisi sektörü yüksek istihdam sağlıyor. 15 bin kişinin istihdam edildiği rüzgar enerjisi sektörünün büyümesiyle üretilen elektriğin ulaştığı hane sayısının da arttığına dikkat çeken Ali Aydın, 12 milyon hanenin elektrik tüketiminin karşılandığı rüzgar enerjisinin yıllık 5,8 milyar metreküplük doğal gaz ithalatını da önlediğini ve sektördeki başarıların ülke ekonomisine ciddi katkılar sunduğunun altını çiziyor. Elektrik kullanımının tüm dünyada artış göstermesiyle birlikte sürdürülebilir enerji kaynaklarından elde edilen enerjiye ihtiyaç günden güne artıyor. Gece gündüz işletmede olan rüzgar türbinleri de daha fazla rüzgarı enerjiye dönüştürüp, milyonlarca hanenin elektrik tüketimini karşılayabiliyor. Ülkemizde de rüzgardan elde edilen enerji üretimi ile artık 12 milyon hanenin elektriği rüzgardan karşılanıyor. Temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının başında gelen rüzgardan enerji üretimini daha da artırmayı ve daha fazla hanenin elektriğinin rüzgardan gelmesini hedeflediklerini belirten Ali Aydın, rüzgar enerjisi sektörünün temsilcilerinin de santral ve üretim yatırımları ile eş zamanlı şekilde var olan istihdamı günden güne genişleterek planlanan hedeflere doğru emin adımlarla ilerlediklerini aktarıyor. Daha sürdürülebilir bir enerji kaynağı olan rüzgar, ülke ekonomisine ve yerli enerji arzına da ciddi katkılar sağlıyor. Öyle ki Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın açıklamalarına göre, rüzgar enerjisi sayesinde 2021 yılında senelik 5,8 milyar metreküp doğal gaz ithalatı önlenmiş oldu.
Türkiye’de kömürden elektrik üretimi 2021 yılında da düşüşünü sürdürdü
Enerji ve iklim üzerine çalışmalar yapan düşünce kuruluşu Ember’in yayınladığı çalışmaya göre Türkiye’de kömürden elektrik üretimi 2021 yılında da düşüşünü sürdürdü. Çevre hareketi ve Paris Antlaşması, uluslararası kömür fiyatlarındaki artış, ithal kömür santrallerindeki üretimin düşmesinde etkili olurken, kömürden elektrik üretimi üç yıl arka arkaya düşüş göstermiş oldu. Öte yandan kuraklık nedeniyle azalan hidroelektrik üretiminin doğal gaz santralleri ile karşılanması, birim elektrik üretimi başına oluşan karbon emisyonlarının 2021 yılında düşmesine engel oldu. Elektrik tüketimi ile yenilenebilir enerji arasındaki farkın büyük kısmı ithal kömür santrallerinin üretimi ile karşılandı. Halbuki Türkiye’de ithal kömür ile elektrik üretmek rüzgar ve güneşten elektrik üretmekten daha maliyetli. 2021'in son iki ayında elektrik üretimi için kullanılan doğalgaz tarifesine uygulanan zamlarla birlikte, mevcut gaz santralleri ile elektrik üretmenin maliyeti rüzgar ve güneşten daha maliyetli hale geldi. Dolayısıyla artık rüzgar ve güneş, mevcut ithal fosil yakıtlı santrallerden ekonomik olarak daha avantajlı.
İklim değişikliğinden etkilenmemiş dev bir mercan resifi keşfedildi
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), bilim insanlarının Fransız Polinezyası’nın en büyük adası Tahiti kıyılarında 30 metre (100ft) derinlikte iklim değişikliğinden etkilenmemiş dev bir mercan resifi keşfettiklerini duyurdu. Resif, Kasım ayında, okyanusun “alacakaranlık bölgesi” denilen bölgeye yapılan bir dalış gezisi sırasında bulundu. Dev gül mercanların çapı 2 metreden fazla. Resifin uzunluğu ise 3 km. Mercan resifleri küresel ısınmadan en çok etkilenen ekosistemler arasında yer alıyor. Kirliliğe, yükselen deniz sıcaklıklarına ve suda çözünen karbondioksit emisyonlarının neden olduğu kimyadaki değişime karşı savunmasız resifler “bozulmaya” başlıyor.
Dünya'nın iç kısmının beklenenden daha hızlı bir şekilde soğuyor
ETH Zürih'te görev yapan bilim insanları Dünya'nın mantosu ile dış çekirdeği arasındaki sınırı oluşturan Bridgmanit'in termal özelliklerini inceledi. Araştırmanın tüm bulguları Earth and Planetary Science Letters dergisinde yayınlandı. Araştırma neticesinde Dünya'nın iç kısmının beklenenden daha hızlı bir şekilde soğuduğu fark edildi. Bu, ısı kaynaklı levha tektoniğinin beklenenden daha hızlı yavaşladığı anlamına geliyor ve Dünya, Merkür ve Mars gibi daha önce düşünülenden çok daha hızlı bir şekilde inaktif hale gelecek. Bununla beraber bu sürecin tam olarak ne kadar süreceği belirsizliğini koruyor. Araştırmayı yürüten ekip adına açıklama yapan Prof. Motohiko Murakami, "Elde ettiğimiz sonuçlar bize Dünya'nın dinamiklerinin evrimi hakkında yeni bir bakış açısı sunabilir. Zira sonuçlar diğer kayalık gezegenler Merkür ve Mars gibi, Dünya'nın da beklenenden çok daha hızlı soğuduğunu ve hareketsiz hale geldiğine işaret ediyor" dedi. Ekip, çalışma kapsamında bir Bridgmanit kristalini bir elmas örs hücresi içine sıkıştırdı ve lazer yardımıyla ısıttı. Ardından sonuçlar 'optik absorpsiyon' ölçüm sistemi kullanılarak karşılaştırıldı. Murakami, "Bu ölçüm sistemi, Bridgmanit'in termal iletkenliğinin varsayılandan yaklaşık 1.5 kat daha yüksek olduğunu göstermemize izin veriyor" ifadelerini kullandı.