Avrupa Birliği Copernicus Okyanus Durumu Raporu’nun (OSR 7) yedinci baskısı yayınlandı.
Avrupa Birliği Copernicus Okyanus Durumu Raporu’nun (OSR 7) yedinci baskısı yayınlandı. Çalışma, okyanus sirkülasyonundaki düşüşler, biyolojik üretim olaylarındaki beklenmedik gelişmeler ve yoğunlaşan deniz ısı dalgaları da dahil olmak üzere okyanus sistemlerindeki bir dizi olağandışı modeli detaylandırıyor. Buna göre, küresel deniz yüzeyi sıcaklığı Nisan ayında 21,1 derece ile rekor seviyeye ulaştı ve Haziran’dan Ağustos’a kadar küresel okyanusun çeşitli bölgelerinde iklim, biyolojik çeşitlilik ve toplumlar üzerinde olumsuz etkilere neden olan yoğun deniz ısı dalgası olayları yaşandı. Araştırmacılar, okyanusların geçen yüzyıla kıyasla şimdi daha hızlı ısındığını ve yükseldiğini tespit etti. Denizlerdeki sıcak hava dalgaları daha sık ve yoğun hale gelirken, dünyanın büyük bölümünde denizlerdeki soğuk hava dalgaları daha seyrek hale geldi.
“Dört Mevsim” küresel ısınmanın acımasız gerçekliğine uyarlandı
İspanyol müzisyen Hachè Costa, Antonio Vivaldi’nin “Dört Mevsim” eserini küresel ısınmanın acımasız gerçekliğine uyarlayarak yaz konçertosuna ağırlık ve drama katarken diğer üçünü kısalttı. Costa, Reuters’e verdiği demeçte, “Bence Vivaldi çok daha agresif ve cesur olurdu. Eğer bugün birisi “Dört Mevsim”i tamamen gerçekçi bir bakış açısıyla besteleseydi, açıkçası cüretkar olurdu,” dedi. Orijinal eser tam olarak 300 yıl önce bestelendi. Uyarlanmış versiyonun prömiyeri geçtiğimiz Salı günü Madrid’in popüler EDP Gran Via salonunda küresel İklim Eylem Günü’ne denk gelecek şekilde yapıldı. Prömiyerde, orman yangınlarının ve kuraklık gibi iklim değişikliğinin diğer etkilerinin yansıtıldığı görüntüler de yer aldı.
Güney Avrupa’da yakıcı sıcaklıklar
Bilim insanları, Güney Avrupa da dahil olmak üzere dünyanın birçok yerindeki yakıcı sıcaklıklar ile kuru ve rüzgarlı koşulları iklim değişikliğine bağladı. İspanyol meteoroloji derneği başkanı Ernesto Rodriguez-Camino, iklim değişikliğinin İspanya’daki etkisinin açıkça görüldüğünü söyledi, “Eğilim daha uzun, daha yoğun sıcak hava dalgaları yönünde ve sıcak hava dalgalarıyla bağlantılı olarak daha şiddetli orman yangınları ve ayrıca potansiyel felaket etkileri olan daha güçlü yağışlar olabilir,” dedi.
Lokal bölgelerde balık-yosun kokusu
İzmir Körfezi’nin bazı bölgelerinde görülen kırmızı renk ile kıyıya vuran ve açığa çıkan planktonlar nedeniyle de lokal bölgelerde balık-yosun kokusu oluştu. Şikayetler üzerine İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU) Genel Müdürlüğü Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı ekipleri deniz suyundan numuneler alırken görevli ekipler de temizlik çalışmalarını hızlandırdı. Yapılan değerlendirme ve analizlere göre, Ekim ayında hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği ve deniz suyu sıcaklıklarında da bu yüksekliğin gözlemlendiği vurgulandı. Hava sıcaklıkları ölçüm verilerine göre geçen yıl bu dönemde Pasaport ve Bostanlı istasyonlarının ortalama sıcaklık verileri 20, Güzelbahce istasyon verilerinin ise 20 derecenin altında olduğu tespit edildi. Bu yıl Ekim ayı itibariyle şu anda iç körfezde sıcaklığın 22, Güzelçahçe’de 23 derece olduğu görüldü. TÜBİTAK raporunda, “İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkilileri tarafından TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi, Deniz Araştırmaları ve Teknolojileri Araştırma Grubu Biyoloji Laboratuvarı’na ulaştırılan örnekte yapılan ilk incelemeler sonucunda İzmir Körfezi’ndeki renk değişiminin nedeninin fitoplankton aşırı üremesi olduğu tespit edildi,” dendi.
JES projelerine karşı mücadele sürüyor
İzmir’in Seferihisar ilçesine bağlı Orhanlı köyünün sakinleri, yaşam alanlarına yapılmak istenen Jeotermal Enerji Santrali (JES) projelerine karşı mücadelelerini sürdürüyor. Burada yapılmak istenen JES projelerine karşı dört yıl içerisinde beş hukuksal mücadele kazanıldı. Özel bir şirket tarafından çok küçük değişiklikler yapılarak revize edilen proje, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na tekrar sunuldu. Bilimsel raporlar, hukuki kazanımlar ve yöre halkının itirazlarına rağmen Bakanlık, projenin ruhsatını ve Çevresel Etki Değerlendirmesi’ni (ÇED) yeniden onayladı. Orhanlı köyü sakinleri ÇED olumlu kararına karşı 98 kişi ve beş kurum ile birlikte dava açtı. Yapılması halinde İzmir Yarımadası’na özgü erkence türü zeytinlerden oluşan zeytin ormanlarına büyük zarar vereceği söylenen JES projesi, hem bu yörede geçimini sağlayan köy sakinlerini, hem de Orhanlı köyünde üretilen sağlıklı ve temiz gıdaya erişen insanları etkiliyor. İzmir’in zeytinyağı ve organik gıda ambarı olan Orhanlı köyü, hayvancılığın ve tarımsal üretimin devam ettiği İzmir’in en büyük nüfusa sahip köylerinden birisi. Bu durumun İzmir’in ve Türkiye’deki milyonlarca insanın gıda güvenliğini tehlikeye attığını belirten S.S Orhanlı Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkan Yardımcısı Galip Ener, köyde nesillerdir hiçbir kimyasal zehir kullanmadan zeytinyağı üretimi gerçekleştirdiklerinden bahsetti. Davacıların avukatlığını üstlenen, Doğa Derneği Hukuk Danışmanı Av. Cem Altıparmak, “İklim değişikliği ile mücadele etmenin en önemli araçlarından bir tanesi de iklim değişikliğine uyum sağlamak. Bir politika olarak iklim değişikliğine uyum, iklim krizinin nedenlerini (ormansızlaştırma, biyoçeşitliliğin, ekosistemlerin yok edilmesi, tarım alanlarının, sulak alanların, su kaynaklarının yok edilmesi vb.) görmezden gelip, bunlara engel olmak için hiçbir şey yapmadan, sadece yenilenebilir enerji üretimini desteklemek demek değil. Eğer bir yenilenebilir enerji projesi, kurulacağı bölgenin özelliklerini, sosyal ve ekonomik döngüsünü hiçbir şekilde dikkate almıyorsa, bir uyum politikasından değil, tam tersine iklim krizinin olumsuz sonuçlarını çoğaltan bir uyumsuzluktan bahsedilebilir sadece. Davamızda olan da budur,” dedi.