Britanya’nın Bristol kentindeki hayvanat bahçesinde tutulan ve nesli tükenme tehlikesi altında olan batı ova gorili Kala, önceki sabah doğum yaptı.
Britanya’nın Bristol kentindeki hayvanat bahçesinde tutulan ve nesli tükenme tehlikesi altında olan Batı ova gorili Kala, önceki sabah doğum yaptı. 2018’de, Almanya’dan Bristol Hayvanat Bahçesi’ne yollanan dokuz yaşındaki Kala’nın doğal yolla hamile kaldığı açıklandı. Bakıcılarının aktardığına göre yavrunun ve annenin sağlık durumları iyi. Kala’nın yavrusunun doğumuyla birlikte hayvanat bahçesi bünyesindeki goril sayısı altıdan yediye yükseldi.
Marmara ve Karadeniz'de birçok balık türü yok oldu
Yeni yapılan bir araştırma Marmara Denizi ve Karadeniz’de yer alan ve aralarında mavi yüzgeçli orkinos, kılıç balığı ve Atlantik uskumrusu gibi türlerin bulunduğu pek çok balığın ya ticari olarak ya da tamamen yok edildiğini ortaya koydu. Etrafımızdaki Deniz girişimi ile birçok üniversiteden araştırmacının yürüttüğü çalışma sonucunda Karadeniz’de 17 balık türünün tamamen yok edildiği, 17’sinin ise ticari olarak tükendiği ortaya çıktı. Marmara Denizi’nde ise 19 balık türü tamamen, 22 balık türü ise ticari olarak tükendi. Phys’da yer alan habere göre Çalışmanın baş yazarlarından Aylin Ulman, “Örneğin orkinosların Karadeniz’e göçü 1985 yılında, tüm yumurtlama grubunun sadece bir günde yüksek fiyatlarla Japonya’ya ihraç edilmek üzere Marmara Denizi’nde yakalanmasının ardından durdu” dedi. Ulman “Balıkçılığın zirvesinde yakalanan balık miktarı 929 tonken 2001 yılında bu miktar 33 tona düştü” ifadelerini kullandı. Ulman, bu türlerin şu anda yok olmasının birincil nedeni olarak aşırı avlanmayı gösterdi. Bu da büyük çapta ekosistemde değişikliklere yol açarak başka türlerin etkilenmesine neden oldu. İnceleme, yönetim planı eksikliğinin Karadeniz ekosisteminin ciddi şekilde bozulmasına katkıda bulunduğunu ve benzer bir kaderin Marmara Denizi’ni beklediğini çünkü her ikisinin de yakından bağlantılı olduğunu gösteriyor. Kanal İstanbul’un açılması halinde ise bu iki deniz ekosistemine olacak etkileri de Prof. Dr. Cemal Saydam uzun uzun açıklamıştı.
Arıların nesli tehlike altında
İnsanların doğada yaşamını devam ettirebilmesi için önemli rol oynayan arıların nesli, 1800’lü yıllarda başlayan iklim değişikliği ve küresel ısınma nedeniyle tehdit altında. Dünyadaki meyve ve sebzelerin dörtte üçünün insan kullanımına hazır hale gelmesi ve olgunlaşması sadece polenleşme ile mümkün. Arıların neslinin tükenmesi durumunda ise bu besinlerin büyük oranda yok olmasına kesin gözüyle bakılıyor. İngiltere merkezli Acclimatise adlı kuruluşta yayımlanan makaleye göre, nesillerinin tükenmesi tehlikesiyle karşı karşıya olan arılar için önlemler alınsa da iklim değişikliği ve küresel ısınma bu süreci hızlandırıyor. Arılar ve diğer polenleyicilerin sayısı dünyanın birçok yerinde ciddi miktarda azalma gösteriyor. Son paylaşılan verilere göre bu azalma oranı yılda yüzde 30'a kadar çıkıyor. Bu eğilim devam ederse, meyve ve sebzelerin maliyeti önemli ölçüde artabilir ve besleyici mahsullerin yerini pirinç, mısır ve patates gibi temel mahsuller alabilir. Bu da insanlar için dengesiz bir beslenmeye ve dünyadaki gıda miktarının ciddi oranda azalmasına neden olabilir. Küresel sıcaklıklar yükseldikçe, Kuzey Amerika ve Avrupa’da bal arılarının yaşayabilecekleri alanlar küçülüyor.
Güneydeki yaşam alanlarının çoğunda arılar yüksek sıcaklıktan ölürken; kuzeydeki yaşam alanlarının çoğunda hareketsiz kalıyor. İklim değişikliğinin pek çok beklenmeyen etkileri var. Ülkemizde de çiftçiler düşen verimlilikten şikayetçi, son olarak üzüm hasadında üçte ikiye varan verim düşüşlerinden bahsediliyor. Ne yazık ki hayati olan bu konular gündeme bile taşınmıyor.
Bursa Yenişehir ilçesine bağlı Kirazlıyayla köyünde yapılmak istene kurşun, çinko, bakır madenciliği zenginleştirme ve atık barajına karşı köylüler davayı kazandıktan sonra şirketin kestiği ağaçların yerine CHP Bursa Kadın Kolları 'fidan dikme' kampanya başlattı. Kampanya kapsamında Kirazlıyayla'ya giden heyet, maden şirketine karşı mücadele eden köylü kadınlarla birlikte kesilen ağaçların yerine fidan diktiler. Kirazlıyayla'da doğup büyüdüklerini söyleyen köylü kadınlar, "Marttan beri mücadele ettik, gece gündüz, karda pandemide ramazanda mücadele ettik. Gençlerimiz makinelerin önlerine yattı. Jandarmanın önünde sürüklendiler. Ama mücadeleyi bırakmadılar. Dedelerimiz bu toprakları savaşarak kurtarmışlar. Bizler de gücümüzle koruyacağız. Güllerimizi kuruttular, çeşmeleri kuruttular, hayvanlarımız susuz kaldı. Ama hepsini yeniden yapacağız. Ama mücadeleden vazgeçmeyeceğiz." dediler.
Leeds ve Edinburgh üniversiteleriyle University College London'da görevli bilim insanlarının yaptığı araştırma, yeryüzünde 30 yıldan kısa sürede 28 trilyon ton buzulun eridiğini ortaya koydu. AA'nın haberine göre Leeds Üniversitesinden Tom Slater, 28 trilyon ton buzulun, İngiltere'nin tüm yüzeyini 100 metre kalınlığında donmuş bir su tabakasıyla kaplayacağına dikkati çekti. Bilim insanları, eriyen buzul miktarındaki artışın, güneş ışınlarının yansıtılmasını önemli derece azaltacağı, buna bağlı olarak denizin ve toprağın daha fazla ısınacağı, dolayısıyla küresel ısınmanın çok daha hızlanabileceğine işaret etti. Leeds Üniversitesi Kutup Gözlem ve Modelleme Merkezi Direktörü Profesör Andy Shepherd de deniz suyu seviyesinde her bir santimetrelik yükselişin yaklaşık bir milyon kişiyi evsiz bırakabileceği uyarısında bulundu.