Muğla, çevreye ve doğaya zarar verebilecek düzenlemelere karşı hukuki mücadelesini sürdürüyor.
Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinin başında gelen Muğla’da, büyükşehir belediyesi bir yandan çevre yatırımları gerçekleştirirken diğer yandan da çevreye ve doğaya zarar verebilecek düzenlemelere karşı hukuki mücadelesini sürdürüyor. Muğla Büyükşehir Belediyesi, sit derecelerinin değiştirilerek eşsiz koyların yapılaşmaya açılması, tarım alanlarının korunması ve farklı inşaat çalışmalarının yapılmasının önüne geçilmesi için bugüne kadar toplam 202 dava açtı. Bu davalardan 26 tanesini Büyükşehir Belediyesi kazandı ve sonuçlanarak karara bağlandı. 44 dava da Büyükşehir Belediyesi lehine sonuçlandı ve bir üst mahkemede devam ediyor. Muğla’nın doğal ve tarihi güzellikleri ile dünyanın en özel şehirlerinden biri olduğunu söyleyen Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, yaşadıkları şehri koruyarak geleceğe taşımak için yatırımlar yanında hukuk mücadelesi de verdiklerini belirtti.
Adaletsiz İklim
Yeşil Gazete’de yer alan habere göre, Birleşmiş Milletler’in 5 Mart’ta yaptığı açıklamada yoksul ülkelerde çiftlikleri ve kırsal evleri işleten kadınların iklim değişikliğinden daha fazla etkilendiğini ve kriz zamanlarında diğer gelir kaynaklarına uyum sağlamaya çalışırken ayrımcılığa maruz kaldıklarını söyledi. Euronews’ün aktardığına göre Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) hazırladığı ‘Adaletsiz İklim’ adlı yeni bir rapor, kırsal hanelerde kadınların, erkeklere kıyasla sıcak dalgaları sırasında ortalama %8 daha fazla, sel sırasında ise %3 daha fazla gelir kaybettiğini ortaya koyuyor. Roma merkezli FAO, dünya çapındaki 24 yoksul ve orta gelirli ülkede 100 bin kırsal haneyi araştırarak istatistiklere ulaştı. Ajans daha sonra bu verileri 70 yıllık yağış ve sıcaklık verileriyle birleştirdi. Raporda, iklim değişikliğini ele alma ve uyum stratejilerini teşvik etme planlarının çok azının kırsal kesimdeki kadınların ve gençlerin belirli hassasiyetlerinin dikkate aldığını belirtti. Ankete katılan ülkelerin ulusal iklim uyum planlarında yer alan 4 binden fazla önerinin yalnızca %6’sında kadınlardan bahsediliyor. Raporda, pek çok yoksul ülkede kadınların toprak sahibi olma veya işleriyle ilgili kararlar alma konusunda ayrımcılığa maruz kaldığı belirtiliyor. Tarım ve hayvancılıkta verimliliği azaltan iklim krizleri sonucunda gelir kaynaklarını çeşitlendirmeye çalışırken, aynı zamanda bilgi, finansman ve teknolojiye erişimde ayrımcılıkla da karşılaşıyorlar.
‘Çeşme’nin doğal güzellikleri korunacak’
İzmir’de CHP Çeşme Belediye Başkan adayı Lâl Denizli, Çeşme Çevre Platformu üyeleriyle bir araya geldi. Ilıca STK binasında gerçekleşen toplantıda, çevre ve ekoloji konuları üzerine fikir alışverişi yapıldı. Platform adına konuşan Dünya Kenti İzmir Derneği Genel Başkanı Ekonomist Dr. Ahmet Güler, Çeşme'nin yoğun ekolojik ve doğal saldırı altında olduğunu vurgulayarak, böyle devam etmesi halinde kentin diğer turistik bölgeler gibi tamamen yok edileceği uyarısında bulundu. Özellikle korunması gereken doğal ve arkeolojik sit bölgeleri, koylar ve tarım alanlarının hukuksuz işgallerle karşı karşıya olduğunu dile getirdi. Lâl Denizli ise Çeşme'nin doğal güzelliklerini koruma sözü verdi. AKP hükümetinin yıllardır devreye sokmaya çalıştığı ancak hem STK’lar hem de belediyelerin açtığı davalar nedeniyle iptal edilmesi gündeme gelen Büyük Çeşme Projesi hakkındaki görüşleri sorulan Lal Denizli, “Çevre konusunda sizlerin hassasiyetini paylaşıyorum. Geçmişimde STK geçmişim yok ancak STK'larla daima eşgüdümlü hareket etmeyi kendime şiar edinmiş bulunmaktayım. Sorun sadece Çeşme’de değil, Türkiye’nin çevreye olan yaklaşımı maalesef doğa ile eşgüdümlü değil. Yoğun bir betonlaşmanın olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Bu nedenle bu betonlaşmanın daima karşısında duracağız. Özellikle Çeşme gibi doğa ile iç içe, kazanımları kendinden büyük olan bir kentte bu betonlaşmanın daima karşısında duracağımı her fırsatta dile getiriyorum. Büyük Çeşme Projesi, durdurma kararı verilen ve hukuki bir süreç başlatılan bir proje. Kanal İstanbul Projesi’ndeki görüşümüz neyse, Çeşme’de de yapay ve doğayı katledilerek oluşturulacak bir kanal projesi için olan tutumumuz da kesinlikle aynı," diye konuştu.
İstanbul’da yapılması planlanan kanalın yapım bütçesi yeni planda 356 milyar TL
Cumhur İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Murat Kurum'un, "İstanbullunun gündeminde olmayan bizim gündemimizde olmayacak," dedi. Öte yandan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın 2024 - 2028 Stratejik Planı içerisinde Kanal İstanbul projesine yer verilmesi dikkat çekti, “Planda, proje şu ana kadar %20 oranında tamamlanmış deniyor. Herhalde hazırlık ve projelendirmeyi işin içinde sayıyorlar. 2027'ye kadar kanalın %30'unun, 2028'e kadar ise %45'inin tamamlanması planlanıyor. Ancak ‘risk’ bölümünde projenin karşılaşabileceği potansiyel engeller arasında yatırım maliyetinin yüksekliği, özel sektör girişimciliğinin yetersiz kalması, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararının iptali, Çevre Düzeni Planı ve İmar Planları'na karşı açılan iptal davaları sonucunda yaşanabilecek gecikmeler ve ihale sürecindeki itirazlar nedeniyle yatırımın gerçekleşmeme ihtimali belirtiliyor.” Cumhuriyet'ten Sarp Sağkal'ın haberine göre, bakanlığın 2019 - 2023 yılı stratejik planının maliyet tahmininde bedeli 75 milyar TL olan kanalın yapım bütçesi yeni planda 356 milyardan fazla olarak gösterildi.