Kasım ayı 30 yıllık ortalamadan 0,8 derece daha sıcak geçti

-
Aa
+
a
a
a

Kasım 2020’nin 1981-2010 arasındaki ortalamadan 0,8 derece daha sıcak geçtiğini ortaya kondu.

Gezegenin Geleceği: 8 Aralık 2020
 

Gezegenin Geleceği: 8 Aralık 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

Avrupa Birliği Kopernik İklim Değişikliği Servisi’nin hava ve yüzey sıcaklıklarını analiz ettiği rapor, Kasım 2020’nin 1981-2010 arasındaki ortalamadan 0,8 derece daha sıcak geçtiğini ortaya koydu. Raporda Kasım 2020 sıcaklığının 2019 kasımında ölçülenin 0,1 derece üzerinde olduğu, Avrupa’da Eylül-Kasım sıcaklıklarının, standart referans döneminin 1,9 derece üzerinde seyrettiği, ayrıca bundan önce en sıcak dönemin yaşandığı 2006’daki ortalama sıcaklığın 0,4 derece üstüne çıktığı vurgulandı. 

Üretim açığı iklim hedeflerini zorlaştırıyor

Birleşmiş Milletler ve ileri gelen araştırma kuruluşları tarafından hazırlanan “Üretim Açığı Raporu”, Paris Anlaşması hedefleri ile ülkelerin planlanan kömür, petrol ve doğalgaz üretimi arasındaki açığı değerlendiren ilk rapor. Ülkelerin fosil yakıt üretimine dair plan ve tahminlerini değerlendiren rapora göre, dünya şu anda, küresel ısınmayı 1,5 ila 2°C ile sınırlandırma hedefinden çok uzak. Haddinden fazla kömür, petrol ve doğalgaz üretme yolunda ilerliyor. Bu nedenle oluşacak “üretim açığı” iklim hedeflerine ulaşmayı çok daha zor kılıyor.  “Üretim Açığı Raporu”, Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından hazırlanan ve ülkelerin taahhütlerinin emisyon azaltma konusunda küresel sıcaklık limitleri için gerekli seviyeye ulaşamadığını gösteren Emisyon Açığı Raporu’nu tamamlayıcı bir çalışma. Ülkelerin fosil yakıt üretim planları, Paris Anlaşması kapsamındaki hâlihazırda yetersiz olan iklim taahhütlerini yerine getirmek için gereken seviyelerin çok üzerinde. Stockholm Çevre Enstitüsü direktörü ve raporun baş yazarlarından Michael Lazarus: “Bu rapor, Paris Anlaşması kapsamındaki küresel ısınma hedefleri ve ülkelerin kömür, petrol ve doğalgaz üretim politikaları arasındaki tutarsızlığın ne kadar büyük olduğunu ilk defa gözler önüne seriyor. Rapor aynı zamanda bu açığın kapatılmasına yönelik ulusal politikalar ve uluslararası işbirliği içeren yöntemler ile çözüm önerileri de sunuyor.” UNEP İcra Direktörü İnger Andersen, raporun önsözünde karbon emisyonlarının on yıl önce öngörülen ve Emisyon Açığı Raporlarında kullanılan “olağan” senaryolardaki seviyeyle tamamen aynı kaldığını belirtiyor: “Bu, çok geç olmakla beraber fosil yakıtların azaltılmasına yoğun bir biçimde odaklanmayı gerektiriyor. Dünyanın enerji arzında hâlâ kömür, petrol ve doğalgazın ağır basması, emisyon seviyelerinin iklim hedeflerine uygun seviyelere inmesini engelliyor. Bu hedeflere yönelik olarak rapor, yeni bir ölçüt olarak fosil yakıt üretim açığını sunuyor. Bu ölçüt, artan fosil yakıt üretimi ile küresel ısınmayı kısıtlamak için gereken azalma arasındaki farkı açıkça gösteriyor. Üretim açığını kapatmak için ülkelerin önünde fosil yakıt arama ve çıkarmayı kısıtlama, devlet teşviklerini durdurma ve gelecek üretim planlarını iklim hedefleriyle uyumlu kılma gibi birçok seçenek var. Raporun yazarları ayrıca fosil yakıtlardan uzaklaşma sürecinde adil bir geçişin önemini vurguluyor. SEI İcra Direktörü Måns Nilsson: “Yirmi yılı aşkın süredir iklim politikaları belirleniyor olmasına rağmen fosil yakıt üretim seviyeleri her zamankinden daha yüksek. Bu rapor, hükümetlerin kömür, petrol ve doğalgaza olan devamlı desteğinin, sorunun büyük bir kısmını oluşturduğunu gösteriyor. Yeterince derin bir çukurdayız, daha da dibe vurmamak için kazmayı bırakmalıyız” dedi.

Danimarka'dan örnek adım

Danimarka Hükümeti, 8'inci Kuzey Denizi petrol lisanslama turunun iptal edildiğini, gelecekteki açık deniz lisanslarının yasaklandığını ve 2050 yılına kadar tüm açık deniz petrol üretiminin yasaklandığını duyurdu. Oil Change International'dan Hannah McKinnon "Danimarka’nın duyurusu, Kuzey Denizi petrol üretiminin aşamalı olarak kaldırılmasına giden yolda cesur bir kilometre taşına işaret ediyor. Bu, iklim liderliğinin fosil yakıt genişlemesinin sona ermesi, adil bir geçişin ve tüm üretimin yönetilen düşüşünün başlaması anlamına geldiğinin açık bir işareti.’’ dedi. Danimarka'nın 2050 yılına kadar tüm üretimi sona erdireceği duyurusu, onları tüm petrol ve gaz üretiminin aşamalı olarak durdurulduğunu duyuran ilk önemli üretici yapıyor. Bu, kutlanmasının yanı sıra üzerine inşa edilmesi ve hızlandırılması gereken bir hareket.