Emisyon azaltım planları

-
Aa
+
a
a
a

Dünyanın en büyük şirketlerinden, emisyon azaltım planlarını Birleşmiş Milletler’e sunmak için Şubat 2025’ten önce iklim hedeflerini güçlendirmesi çağrısında bulundu.

Gezegenin Geleceği: 26 Haziran 2024
 

Gezegenin Geleceği: 26 Haziran 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

Dünyanın en büyük şirketlerinden, finans kurumlarından, şehirlerden ve bölgelerinden bazıları, hükümetlere emisyon azaltım planlarını Birleşmiş Milletler’e sunmak için son tarih olan Şubat 2025’ten önce iklim hedeflerini güçlendirmesi çağrısında bulundu. Grup, ‘Mission 2025’ adlı bir koalisyon oluşturdu. Bu koalisyon, kâr amacı gütmeyen Global Optimism, Systems Change Lab ve Bezos Earth Fund arasındaki işbirliğinden doğan Groundswell tarafından bir araya getiriliyor. Misyon 2025, siyasi liderlere cesur eylemler için güçlü desteğe sahip olduklarına dair güvence vermeyi amaçlıyor. Bu koalisyonun öncülüğünü, Paris Anlaşması sürecinde büyük emeği ve katkısı olan Global Optimism’den Christiana Figueres yapıyor. Paris Anlaşması’ndan 10 yıl sonra, bunu kabul eden yaklaşık 200 ülkeye, bir ülkenin emisyonlarını nasıl azaltacağını belirleyen güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanları’nı (NDC) ortaya koymaları için bir son tarih verildi. Koalisyon, bağımsız bir kuruluş olan Enerji ve İklim İstihbarat Birimi’nden alınan verilere atıfta bulunarak yaptığı açıklamada, dünyanın en büyük şirketlerinin yıllık gelirlerinin üçte ikisinden fazlasının (toplam 31 trilyon dolar) artık net sıfır emisyona ulaşma arayışıyla uyumlu olduğunu iddia etti.

Tüm zamanların en sıcak ilkbaharı

Avrupa Birliği’nin (AB) Copernicus uydu izleme sistemiyle yapılan ölçümlere göre, tüm dünyada Mart, Nisan ve Mayıs aylarının en sıcak aylar oldu. 2024 ilkbaharı, tarihe ‘tüm zamanların en sıcak ilkbaharı’ olarak geçti. Türkiye’de de sıcak geçen kış ve ilkbaharın ardından Haziran ayında birçok kentte hava sıcaklığı 40 dereceyi aştı, bazı şehirlerde rekor sıcaklık değerleri kaydedildi. Yüksek sıcaklıklar yangın riskini de artırdı. Orman altı bitki örtüsünün daha erken kuruması alevlerin daha etkili olmasına neden oldu. ‘Orman yangını sezonu’nun başladığı 1 Mayıs’tan bu yana birçok kentte çok sayıda yangın çıktı. Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’de geçen yıl 1 - 21 Haziran döneminde 84 orman yangını çıkarken, bu yılın aynı döneminde yaklaşık beş kat artışla 399 yangın kayıtlara geçti. Geçen yıl bu dönemde yangınlardan 41 hektar, bu yıl ise 2 bin 548 hektar ormanlık alan zarar gördü. 1 - 21 Haziran döneminde geçen yıl orman dışı 155 yerde yangın çıktı, bu yıl ise 551 orman dışı noktada yangın meydana geldi.

ABD’de sel uyarısı

ABD orta batı kesiminde bulunan Iowa, Güney Dakota, Nebraska, Minnesota ve Wisconsin eyaletlerinin çeşitli bölgelerinde etkili olan şiddetli yağış nedeniyle sel uyarısı yapıldı. ABD basınındaki haberlere göre, yetkililer, ülkenin orta batı kesiminde şiddetli yağışların sürdüğünü açıkladı. Yetkililer, yağışlar nedeniyle Iowa, Güney Dakota, Nebraska, Minnesota ve Wisconsin eyaletlerinde 1 milyondan fazla kişinin yaşadığı bölgeler için sel uyarısında bulundu. Güney Dakota Valisi Kristi Noem, yaptığı açıklamada, eyalet genelindeki sellerde bir kişinin öldüğünü açıkladı. Iowa'da yetkililer nehir seviyelerinin 1993'te 50 kişinin ölümüne neden olan sel felaketinin üstüne çıktığını söyledi.

Konya Ovası’nda kuraklık tehlikesi

Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovası’nda her geçen yıl suya ulaşmanın zorlaştığını belirten Selçuk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sait Gezgin, “Su tüketimi fazla olan bitkileri çok ya da fazla yetiştirdiğimiz zaman çiftçi bugün için para kazanmış olabilir. Ancak tabiri caizse ömrümüzü kısaltmış oluyoruz. Örneğin 15 yıllık ömrümüz varsa bunu beş yıla indirmiş oluyoruz,” dedi. DHA’nın haberine göre, Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinen, 2 milyon 200 bin hektarlık ekim alanına sahip Konya’da, yılda yaklaşık 2,5 milyon ton buğday üretiliyor. Konya Ovası’nda, Mayıs ayı dışında yağmur yağışının olmaması nedeniyle kuraklık tehlikesi yaşanıyor. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Gezgin, Konya Ovası’nda yaşanan değişime dikkati çekerek şunları söyledi, “Türkiye genelinde bir kuraklık olayı var. Bu kuraklık Konya Ovası’nda biraz daha şiddetli. Konya Ovası, en yoğun tarım yapılan yerlerimizden bir tanesi. Ülkemizin gıda güvenliği açısından yapılması da gerekiyor. Tabii ki yapılırken suyun da etkin kullanılması gerekmekte. Su burada önemli. Bundan dolayı zaten ülkemizde 27 Mart 2023 tarihinde üretim planlaması Tarım Kanunu’nda bir değişiklik yapıldı. Bu ürün planlamasına bütün çiftçilerimizin uyması sağlanacak. Devletimiz bu konuda çalışmalar yaptı. Konya Ovası gibi suyun kıt olduğu yerlerde suya ihtiyacı olan bitkilerin dört yıllık münavebe planı içerisinde bir defa veya en fazla iki defa yer almasına müsaade edecek. Şu anda böyle bir planlama olmadığı için çiftçilerimiz gelir seviyesi en yüksek olan bitki hangisi ise örneğin şeker pancarı, mısır, Konya Ovası’nda bunları görüyoruz. Üst üste aynı araziye mısır ekimi yapılıyor. Beş yıl, 10 yıl süreyle bile aynı arazi devamlı mısır, şeker pancarı veya patates eken çiftçilerimiz var. Bu ürünler arasındaki gelir farkını ortadan kaldıracak bir destekleme politikaları olacak,” dedi.