Doğu Karadeniz’de son günlerde hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ile bahçelerde yakılan anız ateşleri örtü ve orman yangınlarına neden oldu.
Trabzon, Rize, Artvin ve Ordu dün 23 farklı noktada yangınlar çıktı. Orman Bölge Müdürlüklerine bağlı ekiplerin yanı sıra belediye itfaiye ekiplerinin de müdahale ettiği yangınlardan bazıları söndürüldü. Nemli Karadeniz Bölgesi’nde özellikle de kışın yangın çıkması çok inanılmaz bir durum. İklimler beklenmedik hızda değişiyor, nitekim ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi verilerinden derlenen bilgilere göre, sanayileşme dönemi öncesindeki son 400 bin yılda atmosferdeki karbondioksit oranı 200 ile 280 ppm civarında seyretti. Sera etkisine neden olan başlıca gazlardan olan karbondioksit değerleri 1880 yılında yaklaşık 291 ppm iken, 2020 yılında bu değer %43 artarak 415 ppm değerine çıktı. Karbondioksit oranındaki artışı AA muhabirine değerlendiren İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, atmosferdeki karbondioksit miktarının artmaya devam ettiğini söyledi. Toros, “Bu oran yıllar içinde giderek daha fazla artmaya devam edecek. Şu anda ocak ayındayız ve bahar havasını yaşıyoruz. Sıcaklık ve karbondioksit oranı aynı anda artıyor” dedi. Toros, atmosferdeki karbondioksit oranının artmasında temel faktörün insan faaliyetleri olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Yıllar ilerledikçe fosil yakıtların kullanımını arttırdık, ormanları azalttık. Bu, karbon salımını arttırıyor. İnsanların yaptığı faaliyetler sonucu atmosferde karbondioksit miktarı artmaya devam ediyor. Onun için bütün insanlık olarak önlem almalı, karbon salımını bu günden azaltmaya çalışmalıyız. Aşırı tüketim ve üretim ile kaynakların israf edilmesini azaltmalı, enerjide yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmamız gerekiyor. Bu karbondioksit artışını engelleyecek” diyen Prof. Dr. Toros, “Alınan salgın önlemleri insanların etkinliğini azaltınca, atmosfere seragazının salımı biraz olsun azaldı fakat koronavirüs salgını karbondioksit oranının artışını durduramadı. İnsanlar olarak hâlâ atmosferi kirletmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Adana'da tarım üreticileri kuraklıktan etkilendi
Adana'da tarım alanında faaliyet gösteren üreticiler de iklim değişikliğine bağlı olarak kuraklıktan olumsuz etkiledi. Kozan ilçesinde tarlaya ekilen buğdaylar filizlenmediği için üreticiler sulama sistemi kiralamak zorunda kaldı. 120 dönümlük tarlasına buğday eken Şenduh Sarıçam, yağmur yağmadığı için mecburen tarlasına sulama sistemi kiraladığını belirterek, "Ektiğimiz buğdaylarımız tam anlamıyla yetişmedi. Biz de mecburen sulamak zorunda kaldık. Tarlamız 120 dönüm. Ürünlerimiz hep toprağın altında kaldı’’ diye konuştu.
Marmara'da yağışlar yıllık ortalamanın altında
Marmara Bölgesi’nde de Aralık ayında yağışlar uzun yıllar ortalamasının altında kaldı. AA muhabirinin Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerinden derlediği bilgilere göre, Marmara Bölgesi’nde normalde aralık ayı yağış ortalaması 96,4 milimetre. Ancak 2020 yılı Aralık ayında yağışlar, uzun yıllar ortalamasına göre %47 azaldı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Deniz Demirhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Aralık ayında Marmara Bölgesi’nde yağışların yarı yarıya azaldığını söyledi. Demirhan, küresel ısınmanın yağışların azalmasına neden olduğunu anlatarak: “Aralık ayında Türkiye ve Marmara Bölgesi küresel ısınmadan etkilenerek az yağış aldı. 1 Ekim’den itibaren ülke genelinde bu aylarda su almamız gerekiyor. Marmara Bölgesi’nde 1980 yılından beri yağışlarda bir azalma var. Yağışlarda uzun yıllar boyunca bir azalma söz konusu. Türkiye şu anda meteorolojik kuraklığın içinde. Bu durum su kaynaklarını da olumsuz etkiliyor. Marmara Bölgesi’nde geçen ay yağışlar %47 azaldı. Bunun nedenleri arasında küresel iklim değişikliği, insanların toprağa yanlış kullanması, yağmur suyunun yanlış kullanılması, yağmur suyunun toplanamaması, güneş enerjisi ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmememiz yer alıyor. Önümüzdeki aylarda Marmara Bölgesi’nde yağışların azalmasını bekliyoruz.” 2020 yılının çok sıcak geçtiğini aktaran Demirhan, gökyüzünde buharlaşmanın çok arttığını dile getirdi. Demirhan, gökyüzünde bir yağış bulutu olsa bile sıcaklıktan dolayı yerlere inemediğinin altını çizerek, “Ayrıca barajlarda buharlaşma mevcut. Buharlaşmanın artmasını engellememiz gerekiyor. Bununla ilgili çalışmalar yapılmalı. Türkiye su fakiri bir ülke olma yolunda gidiyor. Türkiye 2030 yılına kadar su fakiri bir ülke olacak.” ifadelerini kullandı.
Nemrut'a betonarme inşası tekrar başladı
Birinci Derece Sit Alanı kabul edilen Nemrut Krater Gölü‘nde betonarme inşaatı yapımına tekrar başlanmasına tepkiler gelmeye devam ediyor. Doğa Derneği, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda geçtiğimiz yaz tepkiler üzerine durdurulan ancak betonlaşma çalışmalarının tekrar başladığı bölgede betonlaşmanın tehlike altındaki kelebek türlerinin yaşam alanlarını yok ettiğini belirtti. Doğa Derneği, bölgede beton yapılaşmanın resmi koruma statülerine rağmen tekrar başladığına dikkat çekerek şu açıklamada bulundu: ‘’Nemrut Volkanı önemli #ÖnemliDoğaAlanı tehlike altında. Göl kıyısındaki geçtiğimiz yaz tepkiler üzerine durdurulan beton yapılaşma, resmi koruma statülerine rağmen tekrar başladı. Tehlike altındaki kelebek türlerinin yaşam alanlarını yok etmeyin”