Greenpeace yayımladığı rapora göre, Ağustos, Ekim ve Kasım aylarında Türkiye’de faaliyet gösteren beş büyük market ve bir semt pazarından alınan 30’ar adet domates, yeşil biber ve salatalık olmak üzere toplam 90 örnek inceledi.
Greenpeace yayımladığı rapora göre, Ağustos, Ekim ve Kasım aylarında Türkiye’de faaliyet gösteren beş büyük market ve bir semt pazarından alınan 30’ar adet domates, yeşil biber ve salatalık olmak üzere toplam 90 örnek inceledi. İncelenen bu örneklerin %15,6’sında kullanılması yasak pestisit kalıntısı tespit edildi. Marketlerden alınan örneklerin pestisit kalıntıları açısından pazarlardan alınan örneklere kıyasla yüzde 14 farkla daha fazla risk içerdiği görüldü. Konuyla ilgili yapılan açıklamada ‘’Zehirli kimyasal kullanmadan, ithal girdiye bağımlı olmadan sofralarımızda temiz ve sağlıklı gıdaya erişebilmeliyiz. Bunun yolu da ‘ekolojik tarım’ modelinden geçiyor. Bu modelin uygulanması ve denetimin sağlanması için güçlü tarım politikalarına ihtiyaç var. Ekolojik tarım modeliyle hem çiftçileri pestisit çıkmazından kurtarabilir hem de sağlıklı gıdaya erişim sağlayabiliriz. Çiftçilerin emeklerinin karşılığını alabilmesi de burada kilit bir öneme sahip. Üretici ve türeticilerin doğrudan buluşması, tedarik zincirinin kısalması gerekiyor. Bunun da yolu düzenli olarak denetlenen üretici pazarlarından geçiyor.’’ denildi.
WWF-Türkiye'den ıhlamur projesi
WWF-Türkiye, ıhlamur ağaçlarının ve ormanlarının bir “odun dışı orman ürünü” olarak kırsal kalkınmadaki potansiyeline dikkat çekmek amacıyla, Düzce’nin Yığılca İlçesinde yaklaşık bir yıldır “Doğa ve İnsan için Ihlamur Vadisi Projesi” adlı bir proje yürütüyor. Proje kapsamında Gökçeağaç köyünde düzenlenen etkinlikle, bir ıhlamur bahçesi kuruldu. İğneler köyünde ise bir ıhlamur ayıklama, depolama, kurutma tesisi oluşturuldu. Proje kapsamında köylülere ağaçlara zarar vermeden çiçek hasadı yapabilmeleri için teleskopik budama aletleri dağıtıldı ve eğitimler verildi. Yöredeki ıhlamur varlığının arttırılması amacıyla, 45 köy ve mahallede 5 binden fazla ıhlamur fidanı dağıtıldı. WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli etkinlikle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı : “Ihlamur ağacı sadece çiçeklerinden çay yapılan bir bitki değil. Kuşlardan, küçük memeli hayvanlara kadar birçok canlı için doğal yaşam ortamı. Özellikle bu bölgeye özgü ‘Yığılca arısının’ doğal polen ve nektar sağlayıcısı. WWF-Türkiye olarak bu projeyi, ıhlamurun özelikle ormanlarımızda ve zirai alanlarda biyolojik çeşitlilik ile toprağı ve suyu korunmasında önemli role sahip bir tür olduğunu göstermek ve ona hak ettiği değerin verilmesini sağlamak için yürütüyoruz. Ihlamur çiçeği gibi odun dışı orman ürünleri kırsal kalkınmada en az sanayi odunu kadar önemli. Bu nedenle, yöre insanının atalarından kalan bu ormanlara sahip çıkmalarını teşvik ediyoruz. Bu işbirliğinden hem doğanın hem insanın kazançlı çıkacağını umuyoruz.” Etkinliğe katılanlar, projenin sağladığı imkanlardan duydukları memnuniyeti dile getirerek, kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütlerinin el ele vererek hayata geçirdikleri bu tür projelerin, geçiminin bir bölümünü ıhlamur çiçeğinden sağlayan köylüler için çok anlamlı olduğunu dile getirdiler.
Korkuteli'ne halk kömür madeni istemiyor
Antalya Korkuteli ilçesi sınırlarında, Dereköy Yaylası, Dökük Mevkiinde özel bir şirket tarafından kömür çıkarılmak istenmekte. Dereköy’de toplam tarım arazisi 11.000 dönüm. Bu arazilerin 1.500 dönümü (tüm alanın %14’ü) ise kömür madeni açılmak istenen Yayla Mevkii’nde. Dereköy’ün ise ana geçim kaynağı tarımsal üretim. Köylülerin ikinci önemli geçim kaynağı hayvancılığın yapıldığı bölgede ve bütün Korkuteli’nin ana su kaynağı Korkuteli Çayını besleyen, dolayısıyla Korkuteli Barajını besleyen Menevşelik su kaynaklarının üzerine kömür madeni yapılmak isteniliyor. Konuyla ilgili yerel halk, maden ocağını istemediklerine dair bir bülten yayınladı. Bültene ulaşmak ve imzacı olmak için [email protected] mail adresi ile iletişime geçilebilir.
Yeşil yenilikçi teknolojiler tanıtıldı
7 – 10 Ocak tarihlerinde Las Vegas, ABD’de gerçekleşen Consumer Electronics Show’da yüzlerce teknoloji devi son inovasyonlarını göstermek için bir araya geldi. Ancak bu seneki etkinlik, Greta Thunberg etkisi mi yoksa ısınmakta olan gezegenimizin neden olduğu gerçekleri görmeye başlamamızdan mıdır, biraz farklıydı. Sadece suyla çalışan klimalardan kompost edilebilen otomobil bataryalarına gösteride birçok yeşil yenilikçi teknoloji yer aldı. Fuarda, ısınan bir dünyada yeni yaşam biçimlerine uyum adına ilginç inovasyonlarla doluydu. Sıcaklıkların yükselmesiyle soğutma sektörünün 2050 yılında bugüne oranla %90 büyümesi bekleniyor. Bir firma soğutucu işlevi için sadece suyu kullanan ve dünyadaki ilk toksik madde olmadan çalışan klima üretti. En büyük sorunlarımızdan biri olan atıklara yönelik ise bir şirket geçtiğimiz yıl okyanuslardan toplanan plastiklerle ilk laptopu üretmişti. Bu yılki Fuar’da ise bilgisayarın yanısıra plastik atıklardan üretilmiş laptop kılıfı, sırt çantası ve kol çantası gibi aksesuarlar yer aldı.
Ormancılar Derneği'nden Kanal İstanbul toplantısı
Türkiye Ormancılar Derneği Marmara Şubesi, Kanal İstanbul ile zarar görecek orman alanları, ekosistem ve su konularının dile getirileceği bir toplantı gerçekleştirecek. 30 Ocak Perşembe günü sabah 10.30’da Kadıköy’de gerçekleştirilecek toplantıya Kuzey Ormanları Derneği de katılacak. Marmara Şubesi Başkanı Prof. Dr. Ünal Akkemik tarafından yapılan çağrıda “Son günlerde en yaşamsal gündem maddelerinden biri ve başta İstanbul olmak üzere tüm Türkiye’yi etkileyecek olan Kanal İstanbul’la ilgili ÇED Raporu onaylanmış ve yasal itiraz süreci başladı” denildi. Toplantı Kadıköy’de bulunan Türkiye Ormancılar Derneği Marmara Şubesi’nde gerçekleşecek.