Avustralya Federal Tarım Bakanlığının hazırladığı Yaban Hayatı ve Tehdit Altındaki Türleri Orman Yangınlarından Kurtarma Raporu’nda acil yardım edilmesi gereken hayvanların geçici listesi yayımladı.
Avustralya Federal Tarım Bakanlığının hazırladığı Yaban Hayatı ve Tehdit Altındaki Türleri Orman Yangınlarından Kurtarma Raporu’nda acil yardım edilmesi gereken hayvanların geçici listesi yayımladı. Rapora göre koalalar ve kanguruların yanı sıra kuş, balık ve kurbağa türleri listenin başlarında yer alıyor. Avusturalya’daki yangınların herhangi bir canlı türünü tamamen yok etmediğinin vurgulandığı raporda, listede yer alan 113 canlıdan neredeyse tamamının yiyecek alanlarının %30’ndan fazlasını kaybetmelerinden dolayı yardıma muhtaç duruma düştüğü belirtildi.
Sabancı Üniversitesi'nde iklim krizi konuşuldu
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin iki ayda bir gerçekleştirdiği İklim Değişikliği alanında çalışan araştırmacı ve akademisyenlerin, bu alandaki çalışmalarını masaya yatıran İklim Kafe Konuşmaları serisinde yılın ilk buluşması yapıldı. İklim değişikliğiyle ilgili çeşitli konuları, politikadan atmosfer bilimlerine, ekonomiden psikolojiye kadar disiplinler arası bir ortamda tartışmak üzere bir araya gelinen İklim Kafe Konuşmalarının 10’uncusunda Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Begüm Özkaynak, “Türkiye’nin Enerji Politikalarını Sosyal Bilimler Işığında Okumak” başlıklı bir sunum yaptı. Sunum beraberinde yaptığı konuşmada Özkaynak, enerji-sosyal bilimler ilişkisi, enerji politikalarına kim, nasıl karar veriyor ve enerji sistemlerinin siyasi güç üretme kapasitesi gibi konulara değindi. Enerji sistemlerinin siyasi güç üretme kapasitesinin önemine de değinen Özkaynak, “Uluslararası güç ilişkileri, jeopolitika, sosyo-politik düzlem, sosyo-teknik düşler/özlemler, siyaset ve teknolojinin ortaklığı, teknopolitika, ekonomik politik eşitsizliklerin yeniden üretilmesi ile farklı koalisyonların oluşumu ve kolektif bilinç üretimi konusunda enerji politikalarının etkisi yadsınamaz” dedi.
İzmir'de turistik bölgelerde 'acele' kamulaştırma kararı
Yeşil Gazete’den Ahmet Soysal’ın haberine göre, Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kitle ve konvansiyonel turizm yatırımı amaçlı İzmir’in en tanınmış ve turistik bölgeleri olan Urla-Zeytineli Mahallesi‘nde toplam 333 adet parsel, Çeşme Alaçatı bölgesinde ise toplam 178 adet parsel, ‘acele’ kamulaştırma kararı alındı. Bu karara karşı İzmirli bir grup çevre avukatı tarafından hukuksal mücadele başlatıldı. 14 Şubat tarihinde İzmir’in Urla ilçesinde bölge insanı ile bir araya gelen hukukçular gerek bölgedeki mülk sahiplerine gerekse meslek odaları ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerine ‘acele kamulaştırma’ kararı ilgili yasal yönden yapılabilecekler hakkında bilgi verdi. Toplantıda avukatlar adına söz alan Senih Özay, Çeşme-Alaçatı ve Urla Zeytineli acele kamulaştırması ve yörenin turizm teşvik bölgesi ilan edildiği Cumhurbaşkanlığı’nın dört kararına karşı dava dilekçesini tamamladıklarını belirtti. Özay, parsel sahibi olsun veya olmasın, yöre insanının hepsinin ve TMMOB, İzmir Barosu, çok sayıda sivil toplum örgütü, Tabipler Odası gibi meslek kuruluşlarının da davacı olabileceğini kaydetti. Hazırlanan dosya ile 22 Şubat’a kadar Danıştay’a başvurulacak. Özay’ın verdiği bilgiye göre dava dilekçesinde, projenin hayata geçmesi halinde bölge yaşanabilecek su kıtlığına vurgu yapılıyor; mera ve hayvancılıkla, endemik canlıların göreceği zarar, bölgenin kaldıramayacağı ölçüde yaşanacak nüfus artışı, dev oteller, golf sahaları, marina inşaatları yüzünden kalıcı olarak kirlenecek yeraltı ve üstü sularına büyük darbe vuracağına dikkat çekiliyor.
Pine Adası Buzulu’nda büyük bir kırılma gözlendi
Anktartika’nın en hızlı eriyen buzullarından biri olan Pine Adası Buzulu’nda büyük bir kırılma gözlendi. Avrupa Birliği’nin Dünya gözlem programı Copernicus’taki bilim insanları, Ekim 2019’da buzulda görülen büyük çatlaklar nedeniyle durumu yakından izliyorlardı. Araştırmacılar, 11 Şubat’ta bu çatlakların büyük bir kırılmaya yol açtığını fark ettiler. Ana buzuldan ayrılan parçanın büyüklüğü yaklaşık 350 bin kilometre kare. Yani Türkiye yüz ölçümünün neredeyse yarısına denk geliyor.
Yokoluş İsyanı'ndan Londra'da eylem
Londra’daki Yokoluş İsyanı aktivistleri Durham’daki kömür madeni alanının genişletilmesine dair teklife tepkilerini göstermek amacıyla İskan, Topluluklar ve Yerel Yönetimler Bakanlığı önünde eylem gerçekleştirdi. Bakanlığın bahçesindeki toprak alanı kazan eylemciler “Zaten çukurdayız, daha fazla kazmayı bırakın” dedi. Durkham’da bulunan bir maden alanından 500 bin tonluk kömür çıkarımı için Durkham Belediyesine bir teklifte bulundu. Her ne kadar kömür sahasının genişletilmesine izin verilip verilmeyeceği Durkham İl Meclisi tarafından alınacak olsa da İskan, Topluluklar ve Yerel Yönetimler Bakanı Robert Jenrick’in izni iptal etme yetkisi bulunuyor. Bakanlığın bahçesini kazarak gerçekleştirdikleri performatif eylemden sonra açıklama yapan Yokoluş İsyancıları “kömür bizim mirasımız, geleceğimiz değil” dedi. Açıklamada ''iklim krizini ve adaletsizliğini ele almak için gereken dönüştürücü çözümler, yalnızca az sayıda kişiye geçici iş sağlayan, yerel ekosistemi tamamen tahrip eden ve daha fazla emisyona neden olan madencilik çalışmalarını içermiyor” dendi.
Troya'dan yenilenebilir enerji için yol haritesı
Troya Çevre Derneği, kooperatifler aracılığıyla yenilenebilir enerji üretmek için bir yol haritası hazırladı. Yenilenebilir enerjinin özellikle tarımsal üretimde verimli bir şekilde kullanılabileceğinin vurgulandığı raporda, Çanakkale ili örneği üzerinden bunun yönetmeliğe uygun bir şekilde nasıl gerçekleştirilebileceği adım adım anlatıldı. Güneş enerjisi yalnızca elektrik üretme amaçlı değil su ısıtma, sebze kurutma, seracılık ve ısınma gibi temel ihtiyaçlar için de kullanılabiliyor. Çalışmada, Çanakkale ilinin yıllık ortalama güneşlenme süresi ile üretilebilecek elektrik miktarları ise şu şekilde verildi: Çalışmada, sulama yapılması için kullanılacak pompalama sistemlerinin elektriğinin tarımsal sulama sisteminin yanına kurulacak olan 5-10 arası güneş paneli ile sağlanabileceği belirtiliyor. Bu panellerin ise tarımsal üretim yapılan açık araziler yerine bölgeye yakın başka bir verimsiz arazide veya bir çatı sisteminde kurulması çok daha sağlıklı olduğuna yer veriliyor.