Yeni albümler - 16

Bu haftaki programa Belçikalı deneysel rock müzik grubu Aksak Maboul’la başladık. 1977 yılında kurulan grup, yeni stüdyo albümü "Figures"ü 22 Mayıs’ta yayınlamıştı. Biz de bu albümden, ethio-caz esintileri taşıyan Histoires de fous adlı parçayı dinledik.

Fransız şansonunun efsanelerinden Guy Béart, 2015 yılında aramızdan ayrılmıştı. Bu yıl onun ölümünün beşinci yıl dönümü. Bu kapsamda 5 Haziran'da, sanatçının sevilen şarkılarını, farklı meslektaşlarının yanı sıra kızı Emmanuelle Béart’ın da yorumladığı “De Béart à Béart(s)” adlı bir saygı albümü yayınlandı. Aynı zamanda ünlü bir oyuncu olan Emmanuelle Béart, albümde babasının Plus jamais, L’eau vive ve Frantz gibi şarkılarını yorumlamış. Yirmi şarkıdan oluşan bu çalışmaya; Vianney, Julien Clerc, Vincent Delerm, Catherine Ringer ve Pomme gibi isimler de katkıda bulunmuş. Albüm, uluslararası anlamda da birbirinden önemli isimleri bir araya getirmiş. Time dergisi tarafından Afrika’dan çıkan ilk diva olarak gösterilen Benin asıllı Angélique Kidjo, Les couleurs du temps adlı parçayı yorumlamış. Afrika’nın Bob Dylan’ı olarak adlandırılan Senegalli müzisyen Ismaël Lo ise Couleurs vous êtes des larmes adlı şarkıyı seslendirmiş. Bunun dışında Alain Souchon, Laurent Voulzy ve salgın sırasında hayata veda eden Christophe’un yorumladığı birer parça da mevcut. Hem eski bir model hem de Fransa’nın eski first lady’si olan Carla Bruni ise zamanın hızla geçip gitmesini ve bizim bunun farkına ancak her şey olup bittikten sonra varmamızı konu alan C’est après que ça se passe adlı şarkıyla katkıda bulunmuş bu çalışmaya.

1996 doğumlu Hoshi ya da gerçek adıyla Mathilde Gerner, ilk albümü "Il suffit d’y croire"ı 2018’de piyasaya çıkarmıştı. Japon kültürüne büyük bir ilgi duyan genç kadın, bu yüzden sahne adı olarak Japoncada "Yıldız" anlamına gelen Hoshi’yi seçmiş. Bu yıl "En İyi Sahne Çıkışı" dalında Victoire de la Musique ödülüne aday gösterilen Hoshi'nin ikinci stüdyo albümü, "Sommeil levant" ismini taşıyor. Albümün normalde Mart ayında yayınlanması gerekiyordu ancak salgın nedeniyle çıkış tarihi 5 Haziran’a ertelenmişti. Oldukça kişisel şarkılar yer alıyor albümde, aynı zamanda toplumsal sorunlara da değinmiş sanatçı. Sqy adlı şarkıda, kökenlerinden bahsetmiş bize, Les enfants du danger’de ise iklim değişimini ele almış.

Doksanlı yılların sonlarından itibaren müzik piyasasının içinde olan 1974 doğumlu Alexis HK, ilk şarkılarını on dört yaşındayken yazmaya başlamış. 2004’te hayranlarının karşısına “L’homme du moment” isimli çalışmasıyla çıkan sanatçının; bir transseksüeli konu alan Coming out, bir hayat kadınının hikâyesini anlatan La femme aux mille amants ve gözü yaşlı bir dulu dinleyiciyle buluşturan Le veuf gibi şarkılarında, yoğun bir kara mizah duygusu hissediliyordu. Bununla birlikte kendini tekrarlayan melodiler, akıllara Georges Brassens şarkılarını getiriyordu. 2010’da kız arkadaşı Liz Cherhal’le birlikte çocuklara yönelik bir müzikale imza atan Alexis HK, beşinci stüdyo albümü “Comme un ours”’u 2018 sonbaharında piyasaya sürmüştü. Bu albümde yer alan şarkılardan oluşan canlı performans albümü ise 5 Haziran’da yayınlandı.

2001’de kurulan elektronik müzik grubu Noze’un üyelerinden Ezéchiel Pailhès, 2005 ile 2015 yılları arasında toplulukla birlikte beş albüm yayınlamıştı. 2013’te ilk solo albümü Divine’i piyasaya çıkaran 1976 doğumlu sanatçının ikinci stüdyo albümünde yer alan Eternel été adlı parça, kendine sık sık Fransız radyolarında da yer bulmuştu. Yeni albümünü 15 Mayıs’ta piyasaya sürdü Pailhès. "Oh!" adını taşıyan albüm 11 şarkıdan oluşuyor. Albümdeki şarkılarda William Shakespeare, Victor Hugo ve Pablo Neruda’ya ait dizeleri kullanmış sanatçı. Ayrıca üç şarkıda da Verlaine ve Rimbaud gibi isimlerin ilham kaynağı olan Marceline Desbordes-Valmore’un şiirlerinden faydalanmış. Özellikle La sincère ve Tu te rappeleras gibi parçalarda bir Serge Gainsbourg etkisi de hissetmek mümkün. 

2014’te kurulan rap & punk grubu Soviet Suprem, bir süre önce Con-confinés adlı parçayı piyasaya sürmüştü. Karantina sürecinden esprili bir dille bahseden bir şarkıydı bu.

Biraz da önümüzdeki haftalarda piyasaya çıkacak albümlere göz atarsak: Haziran’ın 26’sında Benjamin Biolay’nin yeni albümü "Grand Prix" yayınlanıyor. 2018’de Fransa’yı Eurovision’da temsil eden Madame & Monsieur ikilisinin yeni albümü "Tandem" de yine aynı tarihte çıkıyor. Bu albümde Soprano, Christophe Willem ve Claudio Capéo gibi isimler de eşlik etmiş onlara. Belçikalı rap müzisyeni Roméo Elvis, 10 Temmuz’da "Maison" adını taşıyan bir EP yayınlayacak. Bu yıl doksan birinci yaşını kutlayan ama forumundan hiçbir şey kaybetmeyen Hugues Aufray’in yeni albümü "Autoportrait" de 17 Temmuz’da alacak müzik marketlerdeki yerini. Fransız slam müziğinin temsilcilerinden Grand Corps Malade’ın yeni albümü "Mesdames" için ise 11 Eylül’ü beklememiz gerekecek. Sonbahar aylarında albüm çıkarmayı planlayan isimlerden biri de on dokuz yaşındaki Belçikalı Pierre de Maere. Kısa bir fotoğrafçılık eğitiminin ardından müziğe odaklanmış genç adam. İlham kaynakları arasında Eddy de Pretto, Stromae ve Pomme gibi isimler var. Bir yıl önce Judas adlı single’ı yayınlamıştı İngilizce sözlerle. İkinci single’ı Potins absurdes’ü ise Fransızca olarak kaleme almış. Pierre, lise döneminde okul koridorlarında dolanan söylentilerden esinlenmiş bu şarkı için. 

Yirmi sekiz yaşındaki Hervé, rap, hip hop ve elektronik müziği harmanlayan ilk albümü "Mélancolie FC"yi geçen yıl piyasaya sürmüştü. İkinci albümünü ise karantina döneminde, babasının Brötanya’daki evinde hazırlamış. 19 Haziran'da yayınlanan "Hyper" adlı bu çalışmasında yine elektronik müzik altyapılı şarkılar yer alıyor. Bu albümden çıkan ilk single olan Si bien du mal’in klibini, karantina nedeniyle babasının mutfağında çekmek zorunda kalmış Hervé. Parçanın Alain Bashung’un ilk dönem çalışmalarını andırdığını söylemek mümkün. Hervé de hayranlık beslediği bu isme benzetilmekten oldukça hoşnutmuş. 

İnternette, kendisiyle ilgili pek fazla bilgi bulunmasa da, Ana Moreau'nun daha önceleri Damien Saez’in 2013 ve 2018 tarihli albümlerinin kapak fotoğrafları için poz verdiğini biliyoruz. 2020’nin Şubat ayında, bu kez kendi Instagram hesabında müziğe atılacağını duyurdu Ana ve ilk iki şarkısı dijital platformlardaki yerini Nisan ayında aldı. Bu şarkılardan biri olan Florence, melankolik bir atmosfere sahip. Her ne kadar Saez’in tarzını akıllara getirse de, şarkının sözleri ve müziğinin Ana Moreau’ya ait olduğunu hatırlatalım

.

Thomas Dutronc’un Fransız müziğinin klasiklerini yorumladığı "Frenchy" adlı albümü, normalde Mart ayında piyasaya çıkacaktı ama salgın nedeniyle 19 Haziran’a ertelenmişti. Dutronc, My Way, La mer ve La vie en rose gibi klasikleri yorumladığı albümde Diana Krall, Iggy Pop ve Stacey Kent gibi isimlerle bir araya gelmiş. Albümdeki düetlerden biri için de The Fly (1986) ve Jurassic Park (1993) gibi filmlerden hatırlayacağımız Amerikalı aktör Jeff Goldblum’ü almış yanına. İkili, daha önce Sacha Distel’in seslendirdiği La belle vie’yi yorumlamış.