Jane Birkin, Calogero, Vianney... 2020'ye yeni albümlerle veda

Bu haftaki programımızı, Vianney'in 30 Ekim’de piyasaya çıkan "N’attendons pas" adlı albümündeki, Beau-papa adlı parçayla açtık. Programın ikinci şarkısı ise 4 Aralık’ta yayınlanan bir albümde yer alıyordu. Thomas Dutronc, klasikleşmiş parçaları farklı meslektaşlarıyla birlikte yorumladığı "Frenchy" adlı albümü Haziran ayında çıkarmıştı. Diana Krall, Iggy Pop ve Stacey Kent gibi isimlerle bir araya gelmişti sanatçı bu albümde. Geçtiğimiz haftalarda da, söz konusu çalışmasının altı yeni şarkıyla genişletilmiş bir versiyonunu piyasaya süren Dutronc, bu kez de, Jane Birkin, Etienne Daho, Eddy Mitchell ve babası Jacques Dutronc gibi isimlerle bir araya gelmiş ve onlarla birlikte Le petit jardin, La dernière séance ve Ces petits riens gibi şarkıları yorumlamış. Dutronc’un yorumladığı bir diğer şarkı da annesi Françoise Hardy’nin 1963 tarihli Le premier bonheur du jour – Günün ilk mutluluğu adlı parçası. Sözleri Franck Gérald, müziği ise Jean Renard imzasını taşıyan şarkıyı Clara Luciani ile birlikte seslendirmiş sanatçı. 

1937 doğumlu Guy Marchand, aynı zamanda ünlü bir aktör ve özellikle televizyon için canlandırdığı detektif Nestor Burma karakteriyle tanınıyor. İlk olarak 1965’de La passionata adlı şarkıyla şöhrete kavuşmuş, bu şarkıyı Sezen Cumhur Önal’ın yazdığı sözlerle İspanyol Kadını ismiyle Türkçe olarak da seslendirmişti. İlerleyen yaşına rağmen düzenli olarak albüm çıkarmaya devam eden sanatçı, en son 2012’de gençlik yıllarındaki parçaları yorumladığı "Chansons de ma jeunesse" adlı albümü çıkartmıştı. Orijinal şarkılardan oluşan yeni albümü "Né à Belleville"i ise 13 Kasım’da yayınladı. Kariyeri boyunca tango, swing ve bossa nova gibi türleri benimseyen Marchand, bu çalışmasında da yine bu müzik tarzlarına sadık kalmış. 

Kariyerine doksanların ortasında başlayan Frédérique Dastrevigne ya da sahne adıyla Fredda, ilk bestelerini 1996 yılında yapmaya başlamıştı. İlham kaynakları arasında Françoise Hardy, Pauline Croze ve Tom Waits gibi isimler yer alan sanatçı, 2007’de blues ve folk gibi türleri bir araya getiren ilk solo albümü "Toutes mes aventures"ü piyasaya sürmüştü. Son da olarak 2014’te "Le chant des murmures" adlı çalışması çıkmıştı piyasaya. On bir şarkıdan oluşan yeni albümü "Bisolaire"i 13 Kasım’da yayınlayan Fredda, ilk çalışmalarında Americana tarzından etkilendiğini ancak son albümünde Fransa’ya özgü şiirsel bir anlatımı benimsediğini belirtiyor.

İtalyan asıllı Fransız tenor Roberto Alagna kariyerine yirmi iki yaşında, Paris kabarelerinde şarkı söyleyerek başlamıştı. 1985’te ilk 45'liğini çıkarmasının ardından 1988’den itibaren Verdi’nin La Traviata operasında Alfredo rolünü üstlendi. İlerleyen yıllarda Tosca, Carmen ve Romeo ve Juliette gibi operalarda sahne aldı. 2005’te Luis Mariano şarklarını seslendirdiği bir albümün ardından şansona da el attı. 2014 tarihli Little Italy adlı şovunda Adamo, Nino Ferrer ve Serge Reggiani gibi İtalyan asıllı sanatçıların eserlerini yorumladı. Bu yılın 23 Ekim’inde de yine Fransız müziğinin klasiklerini seslendirdiği "Le chanteur"ü piyasaya süren Alagna, Domino, Les feuilles mortes ve Padam, padam gibi şarkılara güçlü sesiyle yepyeni bir yorum getirmiş. Albüme ismini veren şarkı olan Le chanteur'ün orijinali ise Serge Lama’nın 1977 tarihli "L’enfant au piano" adlı albümünde yer alıyordu. 

Yine İtalyan asıllı bir sanatçı olan Calogero, sekizinci stüdyo albümü "Centre ville"i 4 Aralık’ta piyasaya sürdü. Albümdeki tüm şarkıların bestesi kendisine ait, şarkı sözleri için ise Paul Ecole, Benjamin Biolay ve Bruno Guglielmi gibi isimlerle çalışmış. Albümdeki, sözleri Paul Ecole imzalı bir parça da Celui d’en bas (Aşağıdaki çocuk) adını taşıyor. Muhtemelen seksenli yıllarda yaşanan bir yaz aşkını konu alıyor şarkı: Fakir delikanlı zengin kıza âşıktır, yaz ayları boyunca ikisi birlikte çok mutludur ancak sonbaharın gelmesiyle, kızın kendisiyle sadece gönül eğlendirdiğini, onu aşağıdaki sıradan çocuklardan biri olarak gördüğünü anlar genç adam.

Claudio Capéo, geçtiğimiz aylarda yeni albümü "Penso a te"den çıkan ilk single olan C’est une chanson ile bir hayli yankı uyandırdı. İtalyan asıllı bir sanatçı, bu çalışmasında Eros Ramazotti, Umberto Tozzi ve Adriano Celentano gibi İtalyan popüler müzik sanatçılarının üne kavuşturduğu parçaları yeniden yorumlamış.  

Ruandalı bir anne ve Fransız bir babanın oğlu olarak 1982'de Burundi’de dünyaya gelen Gaël Faye, 1993’te Burundi’deki iç savaştan, 1994’te de Ruanda’daki soykırımdan kaçarak on üç yaşındayken Fransa’ya göç etmek zorunda kalmıştı. İlk solo albümünü 2014’te yayınlayan Gaël, şarkılarında; şanson, hip hop, soul ve slam gibi tarzları harmanlıyor. Sanatçının 6 Kasım'da yayınlanan ikinci stüdyo albümü "Lundi méchant"daki tüm şarkı sözü ve müzikler yine kendisine ait. 

Altmışlı ve yetmişli yıllarda Serge Gainsbourg’la olan birlikteliğiyle tanınan, ilerleyen yıllarda da bir ikona dönüşen Jane Birkin, yeni albümü “Oh! Pardon tu dormais...”’yi 11 Aralık’ta piyasaya sürdü. Albümün yapımcılığını Etienne Daho ve Jean-Louis Piérot üstlenirken albümdeki tüm şarkı sözleri Birkin’e ait. Bu açıdan oldukça kişisel bir albüm olduğu söylenebilir bu çalışmanın. 1992 yılında aynı ismi taşıyan bir televizyon filmini yönetmişti sanatçı, yine bu isimle bir tiyatro oyunu da mevcut. Film ve oyun, ayrılık temasını ele alıyordu. Albümdeki şarkılarda da aşkın değişen halleri, zamanın akıp gitmesi ve kıskançlık gibi konuları işlemiş Birkin. Bunun yanı sıra Cigarettes, Ces murs épais ve Catch me if you can gibi parçalarda da, 2013’te intihar eden kızı Kate Barry’den bahsetmiş. Albümün çıkış tarihi olan 11 Aralık da kızının yedinci ölüm yıldönümüne denk geliyor. 

.

Kısaca 2021’de yayınlanacak yeni albümlere bir göz atarsak. 8 Ocak’ta Fransız müziğinin emektarlarından Georges Chelon’un yeni albümü "Ensemble" çıkacak piyasaya. Bundan bir hafta sonra, L adıyla tanınan Raphaële Lannadere’in yeni stüdyo albümü "Paysages"ı dinleme imkanına kavuşacağız. 22 Ocak’ta Cezayir ve İtalyan asıllı popüler müzik sanatçısı Julie Zenatti, yeni albümü "Refaire danser les fleurs"ü sürecek piyasaya. 29 Ocak’ta ise şu sıralar Tous les divorcés adlı single’la dikkat çeken Bénabar’ın yeni albümü "Indocile heureux" yayınlanacak. Şubat ayında ise, bir değişiklik olmazsa, Thérapie Taxi, Boulevard des Airs ve Julien Clerc’in yeni albümleri alacak müzik marketlerdeki yerini.

Popüler müzik sanatçısı, Christophe Maé, 2019’da "Ma vie d’artiste" adlı bir albüm yayınlamıştı. Bu yılın Kasım ayında ise "Ma vie d’artiste Unplugged" adını verdiği ve sevilen şarkılarını farklı düzenlemelerle kaydettiği bir albümü piyasaya sürdü sanatçı. Aynı zamanda daha önce yayınlanmamış bir şarkı da yer alıyor bu çalışmada. Albümdeki parçalardan biri de 2016 yılına damgasını vuran Il est où le bonheur – Mutluluk nerede. Şarkıda yeryüzündeki insanların ortak bir sorununa değiniyordu Maé ve "Sürekli mutluluğu arıyoruz ama aslında mutluluk yanı başımızda" diyordu.

Fransız müziğinde çevre temalı şarkı denince akıllara ilk gelen parçalardan biri, Mickey 3D imzasını taşıyan 2003 tarihli Respire. Şarkıda dünyayı yok olmanın eşiğine getiren süreci özetleyip bu gidişle yarınların daha kötü olacağını söylüyor ve "Il faut que tu respires" yani “Nefes alman lazım” diyordu bizlere topluluk.  Grubun solisti Mikaël Furnon, bundan on yedi yıl sonra, genç nesilden iki isimle bir araya gelip parçanın yeni bir düzenlemesini piyasaya sürdü. Big Flo et Oli grubundan Florian ve Olivio Ordonez eşlik ediyorlar Furnon’a. Çevre kirliliği ve iklim değişimi, dünyanın en önemli problemleri arasında yer alıyor hala. Onlar da genç jenerasyonun üyeleri olarak, “Biz büyüdük ama değişen pek bir şey olmadı, duvara dümdüz toslamaya devam ediyoruz, tek fark şimdi her şeyin farkındayız ve bizden öncekilere kızıp duruyoruz” diyor ve “Yarın şimdiden dün oldu, umarız gençler bizden daha iyisini yapar” diye ekliyorlar.  Şarkının video klibinin finalinde, iki gencin bu sözlerin hemen ardından, yeniden cep telefonlarına sarılmaları da ayrı bir anlam taşıyor. 

Quebec’li söz yazarı, besteci ve yorumcu Pierre Lapointe, yeni albümü "Chansons Hivernales - Kış Şarkıları"nı, 20 Kasım’da piyasaya sürdü. Söz konusu çalışmasında Noel ve yılbaşı temalı parçalara yer veren sanatçı, böyle bir albümü çıkarmayı on beş yıldır planladığını, albümdeki şarkılarda da yılbaşı döneminin tatlı neşesini, huzurunu işlemeye çalıştığını belirtmiş.