Bu haftaki programımızı ilkbahar temalı parçalara ayırdık. Program boyunca dinlediğimiz şarkıların bazılarında ilkbahar mevsiminden ve bu mevsimle birlikte doğada yaşanan değişimlerden bahsedilirken bazılarında da “bahar” kavramı, dünya çapında politik ve kültürel anlamda ciddi etki yaratan reform hareketlerini sembolize etmek için kullanılıyordu.
Fransız popüler müziğinde geçmişten günümüze ilkbahar temasını işleyen birçok şarkı bulunuyor. 20. yüzyılın ilk yarısında Félix Mayol ve Suzy Solidor, altmışlı yıllarda da Georgette Lemaire, Dany Danielle, Tino Rossi, Charles Trenet ve Hugues Aufray gibi isimler doğanın soğuk kış günlerinin ardından yeniden uyandığı bu mevsimi konu alan şarkıları seslendirmişler. Bu döneme ait parçalar arasında en fazla dikkat çekenlerden biri de Jacques Brel’in 1958 tarihli üçüncü stüdyo albümüne ismini veren Au Printemps. Şarkıda bahar mevsimiyle birlikte filizlenen aşklardan bahsediyor sanatçı ve: “Baharda, senin kalbin ve benimki, beyaz şarapla boyanır yeniden, baharda, âşıklar giderler dua etmeye güzel havada Notre-Dame’a” diyor parçanın nakarat kısmında.
Repertuarında tıpkı Jacques Brel gibi genelde daha ciddi parçalara yer veren Léo Ferré de, bahar mevsimiyle gelen mutluluk duygusuna karşı koyamayanlardandı. 1964 tarihli C’est le printemps adlı şarkısında: “Artık zamanı kalmayan leylaklar var, mora ya da beyaza dönmek için, bahar geldi… Acılarımızın bile renkleri var, üzüntüde bile bahar var, kendini Monet sanan bir deniz var, ya da Gaugin veya Manet, bahar geldi… Yapacak bir şeyi kalmayan bulutlar var, tıpkı pamuk şekeri gibi, bahar geldi” sözleriyle bahsediyordu bu mevsimde doğada yaşanan değişimlerden. 1968 yılına ait Loulou Gasté imzalı Rose de Mai adlı parçada ise, bu yıl doksan altıncı yaş gününü kutlayacak olan Line Renaud, Mayıs ayında açan güllerden söz ediyordu.
1968 ve Mayıs kelimelerini aynı cümle içinde kullanmışken, Mayıs 1968 olaylarına değinmemek olmaz. İlkbaharla birlikte doğanın dirilişi, zaman zaman insanların içindeki coşku ve isyan duygularını da ortaya çıkarabiliyor. İşte 3 Mayıs 1968’de, Paris’teki Nanterre üniversitesinde bir süredir öğrencilerle okul yönetimi arasında yaşanan gerginlik bir isyana dönüşmüş, olayları protesto etmek için Sorbonne’da toplanan öğrencilere polisin müdahale etmesi 6 Mayıs’ta daha büyük çaplı gösterilere neden olmuş ve 10 Mayıs’ta bu gösteriler yerini şiddetli çatışmalara bırakmıştı. İlerleyen günlerde başlayan fabrika işgalleri ve grevlerle olaylar tüm Fransa’ya yayılırken tüm bu yaşananlar dünya genelinde siyasi, kültürel, toplumsal ve ekonomik alanlarda ciddi bir değişime neden olacaktı. Haliyle, bu olayları konu alan birçok şarkı yer alıyor Fransız popüler müziğinde. Bunların arasında en fazla dikkat çekenlerden biri olan Paris Mai’de, Claude Nougaro; “Artık tükürmek istemiyorum babamın yüzüne, bilinci olup olmadığını bilmek istiyorum insanın, sırtlayacak mıyım bu dar kulübeyi, sağ koluyla, sol koluyla, soluk duaları ve kızıl marşlarıyla, geleceğe olan tutkusu ve kronik hafıza kaybıyla” sözleriyle; özgürlük arayışlarına rağmen hâlâ gelişmekte olan bir toplumun prangalarına hapsolmuş olan o dönem gençliğinin sorgulamalarını ve rahatsızlıklarını dile getiriyor.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi ilkbahar mevsimi insandaki coşku ve isyan duygularını körükleyebiliyor zaman zaman, işte bu yüzden kimi reform hareketleri de bu mevsimde gerçekleşemese de baharla özdeşleştirilebiliyor. Akla ilk olarak 1848’de birçok Avrupa ülkesini etkileyen Ulusların Baharı ve yine 1968 yılında gerçekleşen, Çekoslovakya’nın politik anlamda özgürleşmeye çalıştığı Prag Baharı geliyor. Daha yakın tarihe baktığımızda ise, 2010’da başlayan ve çok daha geniş bir coğrafyayı etkileyen Arap Baharıyla karşılaşıyoruz. İlk olarak 2010’un Aralık ayında Tunus’taki protestolarla alevlenen bu hareket, ilerleyen günlerde Cezayir, Libya, Yemen, Mısır ve Suriye gibi ülkelere de sıçramış, Libya ve Mısır’da Muammer Kaddafi ya da Hüsnü Mübarek gibi isimlerin devrilmesine yol açarken Suriye’de hala devam eden bir iç savaşın başlamasına neden olmuştu. Etkileri Arap yarımadası ve Afrika dışında farklı kıtalara da yayılan Arap Baharı, birçok müzisyene de ilham kaynağı oldu. Örneğin Tryo grubu, 2012 tarihli Printemps arabe adlı şarkısında: “40 yıllık diktatörlük, bayraklarımızın sessizliği altında, 40 yıllık zorluk, Tunus’a tatile giden, Batılıların gözleri önünde, İskenderiye'de fotoğraf çekip, birdenbire şaşırmış gibi görünen, uyuyan halklar uyandığında” sözleriyle bahsediyordu bu hareketten ve Mısır, Libya ve Tunus halklarına teşekkür ederken, batı toplumunun uzun süredir bu coğrafyalarda yaşananları görmezden gelmesini eleştiriyordu. Cezayir asıllı Kaddour Hadadi tarafından kurulan HK et les Saltimbanks grubu ise yine 2012’de piyasaya çıkan Mon printemps, ma liberté (İlkbaharım, özgürlüğüm) adlı parçada: “Aşkımızdan bahsediyorlar, günlerimizin sayılı olduğunu söyleyerek, Peki ne biliyorlar hakkımızda? Ah özgürlüğüm. Çılgın olduğumu mu düşünüyorlar acaba, seni tekrar almalarına izin verecek kadar?” sözleriyle uzun yıllar sonra gelen özgürlüğe ilan-ı aşk ediyordu adeta.
Yukarıda söz ettiğimiz iki şarkıda da bahar mevsimi metafor olarak kullanılmıştı, gerçek anlamda ilkbaharı, bu mevsimin en güzel aylarından olan Mayıs’ı konu alan parçalardan bahsedelim biraz da. Örneğin, Charles Aznavour, 1950’de Pierre Roche’la birlikte yazdığı J’aime Paris au mois de Mai (Paris’i Mayıs ayında seviyorum) adlı şarkıda, günlerin iyiden iyiye uzadığı, güneşin kendini daha fazla hissettirmeye başladığı, kafelerin teraslarının hiç boş kalmadığı bu ayda, tomurcukların yeniden doğduğunu ve yeni bir gençliğin eski şehri ele geçirdiğini belirtiyor ve yılın bu ayının açıklayamadığı binlerce küçük şeyle dolu olduğunu söylüyordu. Serge Lama ise, Mayıs 1968 olaylarına farklı bir açıdan baktığı Les belles de Mai (Mayıs güzelleri) adlı şarkısında, olayların politik yönünden çok, gösterilere katılan genç kızlarla ilgileniyor ve: “Mayıs’ta hatırla, barikatların ardında, üçer üçer geldiler bize göz atmaya, hatırla üçer üçer gidiyorduk, onlara serenat yapmaya, barikatların ardında” sözleriyle anlatıyordu o günleri.
.
Program boyunca vurguladığımız gibi, ilkbahar çoğu kişide yeniden doğuş, hayata dönüş gibi duygular uyandırıyor fakat bu mevsimi daha hüzünlü şekilde ele alan şarkılar da yok değil. Örneğin 2016 tarihli Sombre printemps adlı parçada, Emily Loizeau ve kuzini Kate Hargreaves; İkinci Dünya Savaşı sırasında hamile olan büyük annelerinin ağzından, savaşa denizci olarak katılan ve gemisinin batması sonucu hayata veda eden büyük babalarına hayali bir mektup yazıyordu. Bestesi Michel Legrand şarkılarını akıllara getiren, sözleri ise romantik bir filmi andıran parça: “Bu mektup o kadar çok okyanus aştı ki, umarım seni mutlu bir kalple bulur / Akdeniz şimdi çok güzel / Bu zalim ve karanlık ilkbaharda” sözleriyle başlıyordu.
Bu haftaki programımızın kapanışını, Nisan ayından bahseden bir şarkıyla yaptık. 2009 yılında piyasaya sürdüğü "Des vagues et des ruisseaux" adlı albümde yer alan Quand le mois d’Avril adlı parçada La Grande Sophie: “Nisan ayı kaçıp giderken, kendime tuhaf sorular soruyorum, Nisan ayı kaçıp giderken, tomurcukların büyümesini izliyorum, gökyüzünde sayılırken şüpheler, bir güneş ışını var bulutların arasında, yağmur damlalarını kovalayan, Nisan kaçıp giderken, bu aynı zamanda güzel Mayıs’a yer açmak içindir” diyor ve bu ayın kendisinde sıkıntı ve umut gibi farklı duyguları aynı anda uyandırdığını vurguluyordu.
Şarkıcı / Yorumcu | Parça Adı | Albüm Adı | Süre |
---|---|---|---|
Clio | Printemps | Clio | 3:09 |
Jacques Brel | Au printemps | Au printemps | 2:42 |
Alain Barrière | C'était aux premiers jours d'avril | Paroles et musique | 3:55 |
Léo Ferré | C'est le printemps | Barclay Vol.4 | 2:43 |
Line Renaud | Rose de Mai | Les revues : Plaisirs, désirs de Paris / Paris Line (Remasterisé) | 2:12 |
Claude Nougaro | Paris Mai | Une soirée avec Claude Nougaro | 6:10 |
Dominique Grange | Chacun de vous est concerné | Chacun de vous est concerné | 2:57 |
Tryo | Printemps arabe | Ladilafé | 4:00 |
HK & Les Saltimbanks | Mon printemps, ma liberté | Les temps modernes | 4:51 |
Charles Aznavour | J'aime Paris Au Mois De Mai | Palais Des Congrès 2000 | 3:19 |
Serge Lama | Les belles de Mai | D'aventures en aventures | 2:47 |
Emily Loizeau | Sombre printemps | Mona | 3:11 |
La Grande Sophie | Quand le mois d'avril | Des vagues et des ruisseaux | 3:20 |