Nesli insan eliyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunmayan bir canlı: Pembe iguana

-
Aa
+
a
a
a

"Dostumuzun vücudu ve bacakları yer yer pembe yer yer siyah. Siyah bir kuyruğu var. Yassı kafası ve boynunun arkasındaki kalın sorgucuyla fiziki olarak öteki iguanalardan ayrılıyor. Bu dostumuz, kuyruğu hariç yaklaşık 50 cm uzunluğunda."

Çizim: instagram.com/virginiapatrone
Ebedi Yokoluş: 17 Şubat 2020
 

Ebedi Yokoluş: 17 Şubat 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

V: Ebedi Yokoluş / Forever Extinct programına hoş geldiniz.

Ç: Merhaba.

V: Programımıza genellikle çevre ve türlerin yokoluşu ile ilgili haberler vererek başlıyoruz ve ne yazık ki çoğu zaman bu haberler iyi haberler olmuyor. Bugün iyi haberler vererek başlayalım diyoruz.

Ç: İlk haberimiz İspanya'dan geliyor: İspanya’nın yeni hükümeti, küresel ısıtmaya karşı somut adımlar atabilmek amacıyla ulusal çapta iklim acil durumu ilan etme kararı aldı. Hedefleri, 2050’ye kadar karbon emisyonunu azaltmak da dahil olmak üzere Avrupa Birliği tarafından önerilen yönerge ile aynı doğrultuda. Bu taleplerden bir tanesi, otobüs ve kamyonların yol açtığı kirliliğin önüne geçebilmek amacıyla, 2040’a kadar, Akdeniz ülkelerindeki elektrik üretiminin yüzde 95’inin, yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması.

V: İkinci haberimiz plastiklerle ilgili.

Ç: Bugün, plastik kirliliğinin tahmin edilen de büyük olduğunu biliyoruz, hele deniz ve okyanuslardaki gözle görünmeyen plastik kirliliği ciddi bir mesele.

The Cleanup Ocean, Hollandalı Boyan Slat tarafından kurulan ve kâr amacı gütmeyen bir vakıf. Bu girişimin ana amacı gezegendeki suları plastikten arındırmak. The Cleanup Ocean, bir günde 50 ton plastiği nehirlerden arındıran güneş enerjisiyle çalışan bir sistem tasarladı. Adı ‘Interceptor’ yani durdurucu olarak çevirebileceğimiz bu sistem 24 metre uzunluğunda bir mavna: bu mavna yüzerken plastiği topluyor. Şu anda, bir mavna Malezya’nın Klang nehrinde çalışıyor. Yalnızca bu nehre yılda 15.000 ton plastik bırakılıyor. Tabi plastik kirliliğinin çözümünün daha az plastik tüketmekten geçtiğini hepimiz biliyoruz ama halihazırda var olan plastiğin de temizlenmesi gerekiyor ve bu da bu anlamda umut vaat edici bir proje.

V: Son haberimiz ise daha önceki programlarımızda da ele aldığımız ve nesli tehlike altında olan vaquita olarak da bilinen körfez muturu ve de pangolinlerle ilgili.

Ç: Körfez muturları, yunusları oldukça andıran yüzen bir memeli türü ve nesilleri son derece kritik tehlikede. O kadar ki muhtemelen dünya üzerinde yalnızca 10 tane körfez muturu bulunuyor. Sevindirici olan şu ki, geçtiğimiz Kasım ayında, bir biliminsanı tarafından, Meksika Körfezi’nde anneleriyle birlikte yüzen körfez muturu yavruları tespit edildi. Umarız bu körfez muturlarının popülasyonlarının artacağı anlamına geliyordur.

V: Vaquita merak ediyorsanız geçtiğimiz programlara Açık Radyo sayfasından ulaşabilirsiniz.

Ç: Yine daha önce hikayesini anlattığımız bir canlı olan pangolinlerin pulları, yersiz inanışlar nedeniyle Çin’de ilaç yapımında kullanılmak üzere kaçak olarak avlanılıyor. Neyse ki Çin hükümeti buna karşı bir önlem aldı, hükümet pangolin içeren ilaçların sigorta kapsamına girmeyeceğini açıkladı. Bugün hala altmışa yakın ilaç nesli tehlike altındaki pangolinlerin pullarını içeriyor. Çin hükümeti yine aynı sebeplerle, şahin gagalı deniz kaplumbağası, deniz atı, mercan ve sayga boynuzundan elde edilen tıbbi ürünlerin de sigorta kapsamı dışında bırakıldığını açıkladı.

V: Şimdi gelelim bugünkü dostumuza.

Ç: Önce şunu söyleyelim, bugün ilk defa nesli insan eliyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunmayan bir canlıyı ele alacağız. Bugünkü Galapagos’un Isabela Adasındaki sönmüş Wolf volkanına endemik bir tür olan pembe iguana, bilimsel adıyla Conolophus marthae.

Ç: Bu dostumuz Galapagos’un en son keşfedilen türlerinden biri olmasına karşın genetik olarak en eski türlerinden biri olduğu düşünülüyor. Pembe iguana, öteki iguanalarla akraba olmasına karşın, yalnızca rengiyle öteki iguanalardan ayrılmıyor, aslında tamamen apayrı bir tür. Bu dostumuz bize dünya üzerinde keşfedilecek bir sürü şey olduğunu hatırlatıyor sanki.

Ulusal park bölgesinde 1986’da tespit edilen pembe iguanalar, 2009’a kadar ayrı bir tür olarak sınıflandırılmamışlar. Haklarında yapılan çalışmalar sonucu ayrı bir tür oldukları kanıtlanmış ve hatta genetik olarak türün 5,7 milyon yıl önceye dayandığı da ortaya çıkmış.

V: Dostumuz otçul ve genellikle kaynanadili olarak bilinen kaktüsün yaprak ve meyveleriyle besleniyor.

Ç: Bu dostumuz, yağışlı sezonda, yaklaşık 1700 rakımdaki, Wolf volkanının krater çukurunun yakınlarındaki tropikal, çalılık alanlarda yaşıyor. Yağmur yağmayan kuru sezonda volkanın ormanlık alanlarına, yaklaşık 600 rakıma göç ediyor. Krater çukurunun içerisinde hiç gözlemlenmemişler. Wolf volkanı hala aktif bir volkan, en son Mayıs 2015’te harekete geçmiş.

V: Adından da anlaşılacağı üzere kafası gül rengine yakın bir pembe.

Ç: Dostumuzun vücudu ve bacakları yer yer pembe yer yer siyah. Siyah bir kuyruğu var. Yassı kafası ve boynunun arkasındaki kalın sorgucuyla fiziki olarak öteki iguanalardan ayrılıyor. Bu dostumuz, kuyruğu hariç yaklaşık 50 cm uzunluğunda.

Üremeleri ile ilgili çok kısıtlı bilgi bulunuyor. Henüz dört yaşın altında bir bireye rastlanmamış. Bulunan bir dişinin ise 4-7 yumurtası olduğu tespit edilmiş ki bu yakın akrabaları olan ve 25 yumurta üreten Galapagos kara iguanalarınınkine kıyasla çok az.

V: IUCN’e göre nesilleri ‘kritik tehlikede’ olan bu dostumuzdan dünya üzerinde yalnızca 192 birey bulunuyor.

Ç: Yaşam alanları yalnızca aktif olan Wolf volkanıyla sınırlı olduğu için tehdit altında bir hayat sürüyorlar. Dostumuzun yaşam alanlarındaki diğer doğal tehditler ise Galapagos şahini ve bu dostumuzun yumurtalarına epey meraklı olan yabani kediler ve kara sıçanlar.

V: Programlarımızda bugüne kadar nesilleri insan eliyle tehlike altında olan canlılara değiniyorduk. Bugün ilk defa nesli insan yüzünden tehlikede olmayan bir canlıyı ele aldık.

Ç: Şunu da hatırlayalım, aslında türlerin yokoluşu doğal bir süreç ve günümüzde yok olan türler yalnızca insan eliyle yok olmuyor ancak bugün yokoluşun bu denli hızlanmasının nedeni daha önce de birçok kez vurguladığımız üzere insan.

‘Milyonlarca yıl önce, gök boşluğunda sıcak bir gaz bulutu belirdi. Bu bulut, uzun bir gelişme sonunda dünyamız olacak. Biz insanlar, acı ve tatlı bütün serüvenlerimizi onun üstünde yaşayacağız. Öykümüz, güneşin parlak ışıkları altında renklenen bu bulutla başlıyor’ diye söze giriyor Orhan Hançerlioğlu’nun Düşünce Tarihi adlı kitabı. Bu öykü böyle başlıyor ve bu öykünün nasıl sona ereceğinde ise bugün biz insanların büyük rolü var.

V: Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyoruz.

Programın illüstrasyonlarını sosyal medyada paylaşacağız. Bize Instagram ve Facebook’tan ulaşabilirsiniz.

V: Bugünkü şarkımız Rachel Portman’dan Passage of Time ve bu şarkımızı bugünkü dostumuza adıyoruz. 

V: Ben Virginia Elena Patrone,

Ç: Ben Çiğdem Fidan.

V&Ç: Gezegendeki her şey! Çok güzelsiniz ve sizi seviyoruz!

Kaynaklar: