Kelebekler: Türkiye’deki neredeyse 10 türünden birinin nesli yok olma tehlikesiyle karşı karşıya

-
Aa
+
a
a
a

Anadolu, 50’ye yakını yalnızca bu topraklara özgü olan yaklaşık 380 kelebek türüyle Avrupa’nın en zengin kelebek faunasına sahip. Hatta bazı şehirler ya da bölgeler bir ülke kadar kelebek türünü barındırıyor, örneğin Artvin’de görülebilen kelebek sayısı, Slovenya, İsveç, Finlandiya’dan daha fazla. 

Çizim: instagram.com/virginiapatrone
Ebedi Yokoluş: 13 Ocak 2020
 

Ebedi Yokoluş: 13 Ocak 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

V: Ebedi Yokoluş / Forever Extinct programına hoş geldiniz.

Ç: Merhaba.

V: Bugün, en estetik böceklerden biri olan kelebekler hakkında konuşacağız.

Ç: Kelebekler, böceklerin Lepidopeptera takımında, yani kelebekler ve pul kanatlılar takımında, yer alıyor ki bu takım içerisinde 180.000 tür canlıyı barındırıyor.

Kelebek ismine baktığımızda Türkçedeki etimolojik kökenine dair çok az şey bilindiğini görüyoruz.

V: İngilizce adı ‘butterfly’ın etimolojik kökenine dair soru işaretleri olsa da açıkta bırakılan süt ya da tereyağı, yani ‘butter’ ile beslendikleri için ‘butterfly’ isminin verildiği düşünülüyor.

Ç: Morfolojik özelliklerine baktığımızda dört kanatları ve altı bacakları olduğunu görüyoruz. Bu şekli almaları için büyüleyici bir süreç olan ‘tam metamorfoz’ geçiriyorlar yani yumurta, tırtıl, pupa ve erginlik aşamalarının hepsini tek tek tamamlayıp kelebek deyince gözümüzün önüne gelen son biçimlerine erişiyorlar.

Tüm bu aşamalarda önlerinde farklı bir amaç oluyor; örneğin tırtıl formundaki bir kelebeğin amacı erginliğe geçiş için olabildiğince iyi beslenip yağ depolamak oluyor. Erginlerin amacı da neslin devamını sağlayabilmek için çiftleşmek ve çoğalmak oluyor.

V: Tırtıl biçiminde iken oburca beslenen tırtıllar, 4-5 defa deri değiştiriyorlar.

Ç: İyice beslenip yeterli iriliğe ulaşan tırtıllar ipek salgısı ile kendilerine koza örüyorlar. Bu kozadayken pupa durumuna geçiyorlar ve ergin hallerine hazırlanıyorlar. Bir süre sonra pupa kozasını yırtıyor ve genç ergin yeni kelebek ortaya çıkmış oluyor. Bu genç ergin hemen uçamayan, yumuşak ve tamamen savunmasız bir halde. Önce güzel kanatlarındaki damarlarını kanla doldurması ve bu kanatların kuruyarak güçlenmesi için birkaç saat beklemesi gerekiyor.

Genel kanının aksine bütün kelebeklerin ömrü bir günden ibaret değil, kimi kelebek türlerinin ömrü birkaç mevsim sürebiliyor ve hatta bu kelebekler yüzlerce, binlerce km mesafe kat edip göç ediyorlar.

V: Peki neden bazı kelebeklerin nesilleri tükeniyor ya da tehlike altında? Maalesef bu konuyla ilgili derinlemesine bilgi yok ancak yapılan çalışmalar sonucu birkaç neden ön plana çıkıyor. Bunlardan en başta geleni yaşam alanlarının tahribatı ve kaybı ve dolayısıyla yiyeceğe ulaşma sıkıntısı.

Ç: Türkiye’de kelebek gözlemi ve kelebek kaçakçılığının önlenmesi gibi programlar yürüten Doğa Koruma Merkezi’ne göre sanayileşen tarım, zirai ilaçlar, çok büyük alanlarda uygulanan tek tip ürün yetiştiriciliği kelebeklerin yaşam alanlarını ve yaşama şanslarını ortadan kaldırıyor. Kelebeklerin özel ya da ticari amaçlarla doğadan yasa dışı olarak toplanması da kelebeklerin nesillerini tehdit altına sokuyor.

V: Bugün nesli tehlike altında olan dört kelebek türünün hikayesini anlatmak istiyoruz. Bunlardan ilki güney Hindistan’dan diğer üçü ise Kuzey Amerika’dan.

Güney Hindistan’dan güzeller güzeli bir kelebek türü ile başlayalım o halde, The Malabar tree nymph.

Ç: Malabar ağaç perisi olarak isimlendirilen, bilimsel adıyla Idea malabrica olarak anılan bu son derece zarif kelebek türü, kreme çalan beyaz kanatlarında siyah lekeler ve çizgilerle dantelle bezenmiş gibi görünüyor. 15 cm’e kadar ulaşabilen kanat açıklığıyla oldukça büyük bir kelebek türü olan bu dostumuzun titrek bir uçuşu var, bu büyük kanatlar sanki daha çok süzülmek için var olmuşlar; belki de bu özelliğiyle bu cins kelebeklere ‘kağıt uçurtmalar’ da deniliyor. Birey sayısı kesin olarak bilinmemekle birlikte IUCN’in kırmızı listesinde ‘Neredeyse Tehdit Altında’ kategorisinde yer alıyorlar.

V: Gelelim Kuzey Amerika kelebeklerine.

Bilimsel adıyla Anaea troglodyte olarak anılan Florida leafwing butterfly yani Florida yaprak kanat kelebeği, ortalama 7-8 cm kanat açıklığıyla, Florida'dan orta büyüklükte bir kelebek.

Ç: Kanatlarının üstü turuncu-kırmızı olan bu kelebekler bu canlı renklerle tehlikelere oldukça açık ancak aynı zamanda harika bir savuma mekanizmasına sahipler. Kanatları ölü bir yaprağı andıran renk tonlarına sahip alt kısmı var, dolayısıyla dinlenmek için kanatlarını kapattıklarında, onları ölü bir yapraktan ayırt etmek neredeyse imkânsız hale geliyor.

IUCN’e göre nesli ‘Tehlike altında’ki türler arasında yer alan bu dostumuzun popülasyonunun azalma kesin nedenleri bilinmiyor, ancak büyük olasılıkla, yaşam alanlarının yıkımı, yerli olmayan türlerin yöreye getirilmesi, böcek ilacı kullanımı ve kelebek avcılığı bu nedenler arasında yer alıyor. Ayrıca, Güney Florida bölgesi, küresel ısıtmadan kaynaklanan deniz seviyesindeki yükselme tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyor.

V: Nesli tükenmekte olan bir diğer Kuzey Amerika kelebeği Atala kelebeği, bilimsel adıyla Eumaeus atala. Bu kelebek de yine Florida’dan ve bölgedeki en büyük ve yanardöner renklere sahip kelebek.

Bu dostumuzun bilimsel adının hikayesi de oldukça ilginç. Bilimsel adındaki ilk ismi yani cins ismi olan Eumaeus, Homeros’un İlyada ve Odysseus’sında geçiyor. Eumaeus, Odysseus'un domuz çobanı ve arkadaşı. Bilimsel adındaki ikinci isim olan Atala ise, Chateaubriand’ın romanı Atala / René’nin kahramanı Hint prensesi Atala’dan geliyor.

Ç: Ergin Atala kelebekleri yabanda üç hafta veya daha fazla yaşayabiliyorlar, yeteri kadar besin ve konak bitkisi bulunduğu takdirde üç aya kadar ömürleri çıkabiliyor.

Florida’ya ilk yerleşenlerin bu kelebeğin konak bitkisini aşırı tüketmeleri nedeniyle dostumuzun nesli büyük bir düşüş yaşadı; 1937-1959 yılları arasında neslinin tamamen tükendiği sanılıyordu. Bugün, nadir olarak rastlanabiliyor; nesli tamamen tükenmemiş olsa da IUCN’e göre tükenme tehlikesiyle karşı karşıya.

V: Bugün hikayesine göz atacağımız bir diğer kelebek ise Kuzey Amerika’nın en bilinen kelebeği olan Kral kelebeği. Bilimsel adıyla Danaus plexippus. Bu kelebekler, Kaliforniya ve Meksika’ya her kış yaptıkları büyük kitleler halindeki göçleriyle tanınıyorlar.

Ç: Kral kelebekleri, 5000 km yol yapabilen tek kelebek türü ve kışın çetin koşullarından sakınmak adına bu yolculuklarına sonbaharda başlıyorlar. Kral kelebekleri, tırtıl halinden kurtulup kelebeğe dönüştüklerinden itibaren 6 hafta yaşayabiliyorlar oysa bu göç yolculuğu 8-10 hafta sürüyor yani göç yolculuğuna başlayan kral kelebeklerin yavruları bu göç yolculuğunu tamamlıyor. İlginç bir şekilde, bu yavrular bir şekilde yolu biliyor ve ebeveynlerinin izledikleri aynı yolu izliyorlar, hatta ebeveynlerinin ya da büyükanne ve büyükbabalarının, gidiş yolunda dinlenmek için seçtikleri ağacı, yavrular dönüş yolunda dinlenmek için seçiyor. Gidiş-dönüş yolunda tam 4 nesil değiştiriyorlar. Göçün tamamlanmasını sağlayan 4. nesil, diğerlerinden 6 ay daha fazla yaşıyor.

Birçok bilim insanı doğudaki kral kelebeklerinin popülasyonu konusunda endişeli. ABD Balıkçılık ve Yaban Hayatı İdaresi (U.S Fish and Wildlife Service), 1990 yılından bu yana yaklaşık bir milyar kral kelebeğinin yok olduğunu açıkladı.

V: Peki neden? Zararlı kimyasalların kullanılması kral kelebeği tırtıllarının beslendikleri bitkilerin yok olmasına neden oldu.

Ç: Her yıl Meksika’ya ulaşan popülasyonda düşüş gözleniyor ve geçtiğimiz yirmi senenin en düşük sayısı bu seneye ait. Ayrıca, son zamanlarda küresel ısıtmadan kaynaklı iklim krizi de bu şahane canlıların neslini tehdit eden nedenler arasında.

Gelelim Türkiye’ye. Anadolu, 50’ye yakını yalnızca bu topraklara özgü olan yaklaşık 380 kelebek türüyle Avrupa’nın en zengin kelebek faunasına sahip. Hatta bazı şehirler ya da bölgeler bir ülke kadar kelebek türünü barındırıyor, örneğin Artvin’de görülebilen kelebek sayısı, Slovenya, İsveç, Finlandiya’dan daha fazla. Ancak bugün, bu topraklardaki neredeyse 10 kelebek türünden birinin nesli yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Şimdi, kelebekler besin zincirinin önemli bir parçası. Ayrıca çiçeklerin tozlaşmasını sağlamak gibi önemli bir rolleri de var. İklim değişikliği gibi çevresel değişikliklere karşı ani tepkiler vererek bizi bir nevi uyarıyorlar. Yani bir yerde kelebekler yok oluyorsa orada çevre sağlığı açısından ters giden bir durum var demek. Adeta bu ters gidişata ilk tepkiyi gösterip tehlikenin ciddiyetini işaret ediyorlar.

V: Kelebekler, bize bir şey anlatmak için çırpınıyor, peki siz duymaya hazır mısınız?

V: Dinlediğiniz için çok teşekkür ediyoruz.

Programın illüstrasyonlarını sosyal medyada paylaşacağız. Bize Instagram ve Facebook’tan ulaşabilirsiniz.

Ç: Bugün Puccini’nin Madame Butterfly’ını Maria Callas’ın sesinden dinleyeceğiz.

V: Ben Virginia Elena Patrone,

Ç: Ben Çiğdem Fidan.

V&Ç: Gezegendeki her şey! Çok güzelsiniz ve sizi seviyoruz!

 

Kaynaklar:

Şarkıcı / YorumcuParça AdıAlbüm AdıSüre
Maria Callas Vogliatemi bene (Puccini) Callas, Maria: Liebeslieder 4:31