Dinleyicilerimizden
Leman dergisinde "bir radyo açılacak" haberini alıp frekans açıldığından beri Açık Radyo dinliyorum.
Hepinize çok ama çok teşekkür ederim.
Evet Biz Açık Radyolular birlikte çok daha güçlüyüz.
Dünyada bütün maskelerin düşmeye başladığı bu delilik günlerinde sana daha da bir düşkün oldum. Akıl sağlığımı korumanın bir yolu da Açık Radyo'dan geçiyor.
90’lar başında Ömer Madra liderliğinde biraraya gelmiş bir grup aydının, hegemonyası TV aracılığıyla gittikçe artan görselliğe alternatif olarak “ses”e ve “söz”e sahip çıkmanın yaratıcı projesi olarak başlamıştı, dejenere olmadan yirmi küsur yıldır yayınını istikrarla sürdürüyor.
Aynı yalanları izlemekten bıktım yıllar önce televizyonu bıraktım, hayallerim özgür kalsın istedim, "haberlerini, şovlarını, starlarını" kendilerine bıraktım. Ne habersiz, ne eğlencesiz, ne de bilgisiz kaldım. Yanıma radyomu aldım, kulaklarım oradayken hayallerimi kendime bıraktım.
Sabah gözümü açtığım an radyomun düğmesini çevirdiğim an sizin sesinizi duymak ne kadar iyi geliyor güne başlamak için. Yalnız olmadığımı düşünüyorum.
Gezi esnasında sosyal medyanın haber kirliliği, ana akım medyanın habersizliğinden bıkmış, haber alma özgürlüğünün farkına varmış biri olarak Açık Radyo’yu açtım ve o günden beri de kapatmadım.
Ömer Madra üstüne basa basa 212 343 41 41 dedikçe iyi hissediyorum, bu ara kendimizi kötü hissettiğimiz günler ya bunlar, dayanışmaya nasıl da ihtiyaç duyduğumuz hani... Bi görüntü anımsadım, Açık Radyo'da bu sabah "Dinleyici Destek Hattı" programını dinlerken..Yıl 2013 yaz, metrobüste 17 yaş civarı 2 gence rastladım, daha doğrusu bakışlarımız buluştu bir anda bu 2 genç adamla...
Naçizane borcumuzu destek vererek ödeyebileceğimi sanmıyorum, insan kolay yetişmiyor, insana yeterince kıymet verilmiyor, insanlar yeterince sevilmiyor, ta ki bir aile bulana dek, AÇIK RADYO bir aile gibi. herkese kollarını açan bir aile.
Çoluklu çocuklu hayata ve birbirimize tutunalım. Açık Radyo'nun umut verici etkisi hep sürsün.
Benim için kitap gibisiniz açık ve kapanmaması gereken bir kitap.Hiç bir yerden öğrenemeyeceğim ve duyamayacağım şeyleri sizden öğreniyorum. Belki de başka yerde dinleyemeceğim müzikleri buradan dinliyorum.
Gidemediğim konferansları sizler sayesin de takip edebiliyorum, deney yaparken başka bir şehirde.
İklim politikalarını, okumadığım, bilmediğim kitapları, dinlemediğim şarkıları, grupları öğreniyorum sizlerle.
dağın zirvesinden aşağıya kayıncaya kadar Açık Radyo podcast'ları dinliyorum. Sonra tekrar zirve. Ben ve Açık Radyo dağda yalnızız. Şikayetçi değilim. İyi gidiyoruz :)
Yaşadığımız bu günlerde özgürlüğün yok olduğu bir Türkiye'de yayınlarınız bol olsun.
Eşim ve ben Açık Radyo'dan çok şey öğrendik. Belki sadece şu sloganınız yeter bizdeki değişimi izah etmeye: "Dünyanın bütün seslerine ve titreşimlerine Açık Radyo"
Ev-ofis çalışan bir insan olarak, Ömer Madra, Can Tonbil ve hepiniz benim için neredeyse mesai arkadaşı gibisiniz.
On yılı aşkın Açık Radyo destekçisi ve izleyicisi olarak bende uyandırdığı merak nedeniyle, önce kağıt kalemi alıp radyomun başına geçerek başladığım ve ömrümce devam edecek olan felsefe eğitimimle dünyaya başka bir kavrayışla bakmanın, “hep yolda olmanın” hazzını ilk önce radyoma borçluyum.
Çağdaş demokrasilerde farklı sesleri duymak gelişimimize olanak tanır.
Var olun, bizimle kalın...