Sevgili Açık Radyo,
Kendimi nefes nefese kalmış gibi hissediyorum şu anda. Dokuz günlük şenliğin son gününe yetişme telaşı benimki...
Bu yılki şenlik günleri tam da henüz tamamladığımız bir projenin raporlama aşamasına denk gelince bir yandan rapor yazarken, aynı anda sizlere kulak vermek, o coşkunun, heyecanın içinde olmak zorladı. Kimi zaman siz galip geldiniz, çalışmayı bırakarak sadece dinledim, kimi zaman rapor galip geldi radyonun sesini kıstım.
Yine bir şenlik zamanı size yazdığım bir mailin konu kısmına da “Açık Radyo’dan şikayetçiyim” yazmıştım ! Her an radyodan yayılan ilgi çekici bir program, bir konu, bir konukla kesilen konuşmalar, sohbetler nedeniyle... Şimdi yine şikayetçi olurken, serzenişte bulunurken buluyorum kendimi. İnsan sevdiğine küsermiş misali...
Bir dahaki şenlik zamanını önceden öğrenip 9 günlük tatil yapmaya karar verdim şimdiden. Tadını çıkarmak için, bu heyecana doya doya ortak olmak için, sürekli dinlediğim Açık Radyo programlarının dışında daha önce hiç ilgilenmediğim yeni programları, programcıları keşfetmek için, birlikte umutlanmak, birlikte coşmak, birlikte kalbi yerinden oynamak, hop oturup hop kalkmak için.. Giderek tatsızlaşan, sertleşen, çığrından çıkan ülke, dünya ve tabii çevre koşullarında destek, dayanışma, işbirliği, coşkuyu yaşayabileceğimiz o kadar az alan, ortam kaldı ki...Dolayısı ile bu destek Açık Radyo’ya bir destek mi, kendimize bir destek mi emin değilim...Bu, aslında maddi bir alış veriş değil, bir değer alış verişi, faydaya ortak olmak hali...
Onun için bu şenliğin bu son gününde son saatleri, yeni pek çok destekçiyi Açık Radyo ailesi ile buluştursun, yeni, eski daha çok daha fazla dinleyicinin eli telefona, “Destekçi Olun” butonuna gitsin... Hem Açık Radyo’yu hem birbirimizi destekleyelim...
Daha nice şenlik zamanlarında buluşmak üzere...
Sevgi ve selamlarımla,
Sibel Çetingöz