Sevgili Açık Radyo,
Hayatımda çok özel bir yere sahipsiniz. ‘95 senesinde İstanbul’da açtığım atölyemde hayata yeni atılmış iken sizinle tanışmış ve sayenizde hiç yalnızlık çekmemiş, her günümü sizlerle geçirmeye başlamıştım. Radyonun doğum günü olduğunu öğrenmiş, kurye ile özene bezene size atölyemde çalıştığım kupalardan hediye yollamıştım - iyi ki doğdunuz, iyi ki varsınız mesajı ile. Sonra bir gün atölyenin telefonu çalmıştı. Karşıdaki ses ‘Ben Ömer Madra, hediyeniz için çok teşekkür ederiz’ demişti. Bayılacak gibi olmuştum! Beni böyle mutlu edecek başka bir ses ve arama olamazdı. Öylesine büyük hayranlık ve sevgi doluydum - hâlâ öyleyim:))
Beş yıl sonra Kaş’a taşındım. Doğada olmak arzum ile gelen geri çekilişimde merkezden, olup bitenden uzak olmak açığımı Açık Radyo kapatıyordu. Size olan sadakatim kesintisiz devam etti. Bana bir okul, haber kaynağı olmanın ötesinde toplumsal moralsizliklerimde varlığınızla daima güven hissi ve birlik duygusu vererek güçlendirdiniz…
Ben pandemi girdabına yurt dışında yakalananlardanım. Güç bela ülkeye girebilmiş ama kaçırılır gibi uçakla Sivas’a indirilmiş ve 15 gün Sivas'ta bir yurtta tek kişilik odalarda tutulmuştuk. Odamda izlerini isim kartını bulduğum benden önce kalmış bir kişinin varlığını gizlediler. Virüsten herkes gibi ödüm kopuyordu. Odamda birisi kalmış söylenmiyor, yetkililer yetersiz, yediğim şeyleri kusuyorum ve en kötüsü klostrofobim var, kapatıldığımız odadan kaçmak istiyorum… Buradan sağ çıkamayacağım panik atakları yaşarken üçüncü gün biraz kendime gelip Açık Radyo'yu açıp, en yakınlarım dışında kimseyle konuşmayıp, ışıkları açmadan yaşayıp, gündüzleri günlüğüme desen çizip, bütün gün sadece Açık Radyo ile nefes alıyordum.
Geçenlerde bu günlük elime geçti, 31 Mart2020’de demişim ki; ‘Yedinci gün. Artık çalışanlar da, misafirler de telaşsız. Defterim ve Açık Radyom bana ilaç.’
Bu not aklıma geldi Açık Radyo ile uğraşıldığını öğrenince. Siz bir dostsunuz, rehbersiniz ve ilacımız 'şifa'mızsınız; bunu böyle bilin lütfen. Kıymetlimizi kaybetmek korkusu hepimizin yüreklerini açtırdı. Herkesin duyguları, paylaşımları öyle güzel ve içten ki... Bu tatsız olay, bu dile ve yazıya gelen sevgimizi güçlendirmekten başka bir işe yaramaz.
Sizin birleştirici, geliştirici, doğa ve dünya ile uyumu teşvik edici politikanız anlaşılıyor ve her geçen gün biraz daha yayılıyor. Bunun önü kesilemez.
İyi ki varsınız ve daima hayatımdasınız,
Sonsuz sevgilerimle,
Sibel Düzel