Kuruluşundan beri destekçilerinden biri olmaktan onur duyduğum Açık Radyo'nun son savaş konusundaki tavrı beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. Bir savaş konusunda tarafsız olamayıp, taraf olması sahiden çok üzücü. Bu savaşın daha büyük yıkımlara ve ölümlere sebebiyet vermesini sağlayacak tek şey savaşın uzamasıdır. Savaşın uzamasından çıkar sağlayacak dünyadaki tek ülke ise ABD'dir. Bu konuda ne yazık ki kendini aydın gören insanlarımızın da bir kısmının sonunda "Noam Chomsky bu işlerden anlamaz" noktasına gelmiş olmalarını sahiden ibret ve üzüntü ile izliyorum.
Sevgiler,
Ruşen Ertan
Sayın Ruşen Ertan,
Mesajınız için teşekkürler. Mesajınızdan hiçbir şey anlamadık diyebilirim. "Büyük hayal kırıklığı"nızın nereden kaynaklandığı hakkında da en ufak fikrimiz yok. Açık Radyo'nun tavrı konusundaki fikrinizi ve bunu "çok üzücü" bulmanızı da hiçbir şekilde anlamış değilim/değiliz. Dahası, Noam Chomsky hakkında ne düşündüğümüz hakkındaki yorumunuzu ve bundan duyduğunuz "ibret ve üzüntü" konusundaki anlattıklarınızdan çıkardığımız anlamlandırma süreci ise sıfır noktasında.
Kuruluşundan beri destekçilerinden biri olmaktan onur duyduğunuza göre şunu yakinen biliyor olmalısınız: Açık Radyo yayına başladığı günden bir yıl öncesinden başlayıp hiçbir yalpalama göstermeden tarihteki tüm saldırı savaşlarına karşı çıkmış ve bu tavrını çeşitli programlarında ve platformlarda sergilemekten bir an geri durmamıştı. Şimdi de durum tastamam aynı. Tavrımızda milim değişiklik yok! En azından benim bildiğim kadarıyla.
Siz biliyorsunuzdur elbette, ama biz gene de hatırlatma bâbında bu duruşumuz ve tavrımızla ilgili bir özeti Radyo'muzun internet sitesinden hemen aktaralım isterseniz:
"Savaş ve Barış:
"Açık Radyo, yayına geçtiği gün, Bosna-Hersek’teki savaş devam ediyordu; o da sözü ve müziği ile altta kalanların yanında oldu. Aylarca Saraybosna’ya bağlanarak “Bosna Günlüğü”nü sürdürdü... Bir tuhaf küreselleşme mantığının doğal sonucu olan şiddeti, sahneye konduğu andan itibaren “izlemeye” koyuldu.
Irak’ın ahlâk ve hukuk dışı işgaline belki de dünyada ilk “uyanan” ve karşı çıkan mecralardan biri oldu. Savaş tamtamlarını daha 17 ay öncesinden “okuyup” anlatmaya başladı, “kitle imha silâhları” dosyasındaki tehdidin “imkânsız” olduğu, daha dünya ahalisi raporları öğrenmeden önce bu radyoda söylendi, gelişmeler “Barış Bandı” programı üzerinden izlendi ve direnişin sesi yayında yansıtılmaya çalışıldı...
Bu radyo insanlık tarihinin gördüğü en büyük barış gösterilerinde Londra ve New York’la bağlantıdaydı. Türkiye Cumhuriyet tarihinin en önemli Meclis kararlarından birinin alındığı gün Ankara’da yapılan tarihî kitle gösterisi sırasında Sıhhiye Meydanı’ndaydı: 'Tezkere'nin reddine giden süreci 'naklen canlı yayın'la o meydandan aktardı.
Irak Dünya Mahkemesi’nin İstanbul Nihai Oturumu’nda tarihî Darphane-i Âmire binasındaydı; tanıklıkları ve Vicdan Jürisi’nin tarihi kararını, üç gün boyunca, belli periyodlarla naklen canlı yayında aktardı... Jüri başkanı Roy ile mülakat yaptı."
(Bkz.:https://acikradyo.com.
Sayın Ertan,
Şimdi de günümüzdeki korkunç savaşa gelelim. Mesajınızda Chomsky mi demiştiniz? Biz de Chomsky diyoruz. Size, Açık Radyo'nun çeşitli programlarında yakın zaman önce kısmen aktarma fırsatını bulduğumuz bazı röportaj ve analiz yazılarından birkaç küçük alıntı ile de kısaca cevap vermeye çalışalım:
"Sorunuzun cevabına geçmeden önce, tartışma götürmez birkaç gerçek (hakikat/olgu) üzerinde anlaşalım. Bunlardan en can alıcı olanı şu: Rusya'nın Ukrayna'yı istila etmesi üst düzey (majör) bir savaş suçudur; sadece iki belli başlı örnek verecek olursak: ABD'nin Irak'ı istilası ve Hitler ile Stalin'in 1939 Eylül'ünde Polonya'yı istila etmesi ile aynı derecede büyük bir suçtur. Olaylara açıklama getirmek ve haklı sebepler aramak her zaman anlamlıdır, ama bu suçun haklı gerekçesi, hafifletici sebebi olamaz. [...]
"Putin'in, başlattığı saldırı için hukuki gerekçeler bulma çabası konusunda söylenecek hiçbir şey yok. Bu çabanın değeri sıfır. ABD'nin ve müttefiklerinin gözlerini bile kırpmadan uluslararası hukuku çiğnedikleri elbette doğrudur, ama bu Putin'in suçlarını hafifletecek bir mazeret olamaz. [...]
"İstiladan sonra elimizde kalan seçenekler ürkütücü. Bunlardan en az kötü olanı, hâlâ elimizde kalmış olan diplomatik seçeneklere destek vermektir: Şu konuşmamızdan daha birkaç gün önce elde edilmesi mümkün olanın çok da uzağında olmayan bir sonuca ulaşmak: Yani Ukrayna'nın Minsk II anlaşmasında öngörülen bir tür federalizm ile Avusturya benzeri tarafsızlaştırılması. Bu şimdi çok daha zorlaştı tabii. Ve -zorunlu olarak- Putin'e de bir imdat çıkış kapısı bırakarak yapılması. Yoksa, sonuçlar hem Ukrayna hem de başka herkes için çok daha kötü olabilir - belki hayal bile edilemeyecek kadar daha kötü. [...]
"Beğenelim beğenmeyelim, önümüzdeki seçenekler çirkin bir ikili sonuca indirgenmiş durumda: Ya Putin'i saldırı ediminden dolayı cezalandırmak yerine ödüllendirmek gibi çirkin bir seçenek var veya bir yokedici savaş: son durak/terminal - ki pekâlâ mümkün olabilecek bir son bu. Pek akıllıca bir seçim sayılmaz. [...]
"Aynı zamanda, anavatanlarını zalim saldırganlara karşı kahramanca savunanlara, şiddet ve dehşetten kaçanlara ve devletlerinin işlediği bu suça karşı kendileri için büyük tehlikeyi göze alarak açıkça karşı çıkmış ve hepimize bir ders vermiş olan o binlerce cesur Rus'a anlamlı bir destek sağlamak için her şeyi yapmalıyız. Ve ayrıca, çok daha geniş bir kurban sınıfına, yani Yeryüzündeki tüm hayata yardımcı olacak yolları arayıp bulmak zorundayız..."
(Bkz.: Noam Chomsky: US Military Escalation Against Russia Would Have No Victor", C.J. Polychroniou, Truthout, March 1, 2022, https://truthout.org/articles/
Günümüzün en büyük düşünürlerinden biri, hatta birincisi saydığımız (kendisiyle 10 yıl arayla iki kapsamlı mülakat yapıp yayınlama fırsatını bulduğumuz) Profesör Chomsky ile tamamen hemfikir olduğumuzu bir kez daha size iletmekten memnuniyet ve gurur duyuyoruz.
Sayın Ertan,
Son olarak bir de günümüz sol-sosyalist düşünürlerinden ikisinin, Nancy Lindisfarne ile Jonathan Neale'in birlikte kaleme alıp 3 Mart'ta Anne Bonny Pirate adlı web sitesinde yayınladıkları "Putin, Modi ve Trump: Ukrayna ve Irkçı Sağ Kanat Popülizmi" başlıklı 46 sayfalık risale'nin girişinde yazdıkları özel not'u sizinle paylaşmak isteriz; şöyle diyor bu yazar ve akademisyenler:
"Daha baştan açıkça belirtmek isteriz ki biz Putin'in istila saldırısına karşıyız. Barış için gösteri yapan Rusları destekliyoruz. Ukrayna ordusunun ve sivil halkının silahlı direnişinin istilaya karşı doğru ve uygun bir cevap olduğunu düşünüyoruz.
"Ama ABD ve Avrupa'nın NATO ülkeleri hükümetlerinin de yanında yer almıyoruz. Bu ülkeler çok fazla sayıda başka ülkeyi istila ettiler ve çok daha fazla sayıda diktatörlüğü yerleştirdiler. Bu ülkeler de sorunun bir parçası, çözümün değil."
(Nancy Lindisfarne and Jonathan Neale, "Putin, Modi and Trump: Ukraine and Racist Right-Wing Populism", https://www.academia.edu/
Bu görüşlere de bütünüyle katılıyor, yayınlarımızı da bu doğrultuda yapıyoruz. Bu majör savaş -ve belki de insanlık- suçunun bir an önce bitirilmesi için elden gelen her şeyi yapmaktayız ve yapmaya devam edeceğiz.
Bütün yayın hayatımızda da, kişisel hayatımızda olduğu gibi, yazılı tarihin başından beri saldırı savaşlarının ve haksız savaşların tümüne kayıtsız şartsız karşı çıktığımız, bunu her fırsatta dile getirdiğimiz halde Açık Radyo'yu ve bizleri neden böyle bir haksız suçlamayla karşı karşıya bırakmış olduğunuzu bilemedik doğrusu. Bu "izaha muhtaç" bir konu. Suçlamalara biraz daha açıklık ve dayanak getirseydiniz ne iyi olurdu.
Her neyse, sağlıcakla ve barış içinde kalın.
Saygılar, selamlar
Ömer Madra
Açık Radyo kurucu ortaklarından ve programcılarından, yayın yönetmeni