Sevgili Açık Radyo,
Önceleri İstanbul dışında olduğumuz için uzaktan ‘izledik’ seni. Sonra tanışınca dinledik, evimizi doldurdun kâinatın tüm sesleriyle, kendin değişmez ses oldun. Eşimize dostumuza hep seni anlattık, internet ile arası olmayan aile büyüklerimize seni dinleyebilsinler diye internet radyolar aldık, kurduk. Ülkenin ve evrenin can yakan sorunlarını dert edinen yayınların kadar burada sayılamayacak çeşitlilikte programlarınla bizi hayrete düşürdün (nerede bulabilirsiniz örneğin 2. Dünya Savaşı sonrası Japon popüler müziğiyle ilgili bir radyo programını?) Bazen kulak veremesek de orada olduğunu bilmenin güvencesiyle günlük yaşantımızı sürdürdük. Ta ki RTÜK kararıyla lisansın iptal edilene kadar. Programcılar haftaya görüşebilecek miyiz derken, bu yanlışlar silsilesinin ne yazık ki belki de geri döndürülemeyecek noktaya geldiğini anladık tüm Açık Radyo dinleyenleri ve destekçileriyle birlikte…
Kendi varlığı farklı renklerin, farklı seslerin bir aradalığının ispatı olan, bize birbirine benzemezlerin de barış içinde, yan yana ve birlikte olabileceğini gösteren radyomuzun olmadık sebeplerle kapatılmaya çalışılmasını kabul etmiyoruz, Açık Radyo susturulamaz!
Bu süreçte yaşananlarla Açık Radyo’nun, radyo şenliklerinden de büyük ve genişlemiş bir halkaya ulaştığını duyuyoruz, hissediyoruz. İnsanların duymak istemedikleri doğruları ısrarla savunursanız marjinal ilan edilirsiniz. Ama zaman sizi haklı çıkarınca ‘ana akım’ oluverirsiniz. Son yaşananların ikinci bir bağlamda da Açık Radyo’yu ana akım ‘medya’ haline getirdiğini düşünüyoruz. Belki de radyoyu bundan sonra ulaşamadığı kesimlere ulaştırarak, ülke geneline yayarak, hatta görsel iletişim ortamına taşıyarak Açık Radyo’yu bir kez daha ‘ana akım medya’ haline getirmek için bir fırsat olur bu çekilen çileler, kim bilir...
Sevgiler.
Aysu ve Gökhan Gündüzalp
Not: Bu satırları yazarken idarenin yürütmeyi durdurma kararı verdiğini öğrendik, umutlandık, umarız hukuki süreç hepimizin beklediği gibi sonuçlanır ve bu kara bulutlar dağılır.