Sevgili Açık Radyo ve Ömer Madra,
Ben 1997 yılında emekli olduktan sonra boş zamanımı nasıl değerlendiririm diye düşünürken, sevgili İbrahim Betil'in kurucusu olduğu TEGV (Türkiye Eğitim Gönüllüleri) ile tanıştım ve 20 yıllık Gönüllülük hayatım başladı. Bu sayede Açık Radyo ile de tanışmış oldum.
Artık Açık Radyo, evde benim ev arkadaşım oldu; sabah kalkınca, kahvemi yapmak için mutfağa giderken ilk işim radyomu açmak olur ve kahvemi içerken, Açık Gazete'yi dinlerim, sabah gazete almak derdim olmaz bu sayede ve Açık Radyo bütün gün benimledir.
Daha sonra farkettim ki, gönüllülük yaptığım sürede tanıştığım pırıl pırıl gönüllü gençler Açık Radyo müdavimleri imiş, bunların içinde Açık Radyo'da program yapanlar da vardı.
Yıllar içinde, Açık Radyo'da bir çok ortak dostum ve arkadaşımın olduğunu gördüm, bu çok güzel bir şey. Açık Radyo, kâinatın tüm seslerine açık olduğu gibi, ayrım yapmaksızın yediden yetmişe tüm insanlara hitap eden bir radyo. Gerçekten çocukların dahi radyoda program yaptığı tek radyo olduğunu düşünüyorum ve bu programı hazırlayan çocuklarımızın ne kadar güzel okuma alışkanlıkları edinmiş olduklarını, bunu da diğerlerine ne kadar güzel bir şekilde aktardıklarını takdirle dinliyorum pazar sabahları.
Yani Açık Radyo'nun tüm programları dinleyiciye çok şey katıyor. Bana çok şey kattı ve ben emekli olduktan sonra Açık Radyo'dan çok şey öğrendim.
Neticede Açık Radyo'nun destekçileri arasına katıldım. Bundan da onur duyuyorum.
Bunun için Açık Radyo'nun değil sesinin kesilmesi, sesinin kısılmasına dahi tahammülüm yok, buna izin vermeyelim.
Açık Radyo'yu hiç dinlememiş, manifestosunu, kuruluş gerekçelerini okumamış bir kurumun, sudan gerekçelerle Açık Radyo'yu kapatma kararı kabul edilemez.
Sonuç olarak iyi ki varsın Açık Radyo, emeklilik yaşantıma anlam kattığın için sonsuz teşekkürler.
Saygı ve sevgilerimle
Destekçiniz Oya Noraman