Ölümsüz Açık Radyo,
Gözlerimi kapıyorum, bütün ihtişamıyla,bir yer küre dönüp duruyor. Derelerini,ırmaklarını,denizlerini,okyanuslarını,ormanlarını,tepesi karlı dağlarını daha nice süslerini takınmış,usul,usul,sessiz.... hiç telaşı,acelesi olmadan...
Ellerimi iki yana açıyorum, başım yukarılarda... sol avucumun içinde bir sıcaklık duyuyorum, içimde bir şenlik ateşi kıvılcımlanıyor... avucumda bir el....tam gözlerimi yukarılardan ayıracakken, o ne?... bu kez de öteki avucumda bir sıcaklık. Parmaklarım, yumuşacık ama güçlü, "ben de buradayım" diyen bir dost elini kavrıyor. Önce ürkek, çekingen, sonra sımsıkı sevgi dolu....Gözlerim avuçlarımda... gözlerim, her an eklenen avuçlardan oluşan bedenlerin rengarenk dönüp duran zincirinde....
Güzelim yer küre,şimdi daha bir süslü,şıngır mıngır,bütün görkemiyle dönenirken çevresinde ellele tutuşmuş bizler " çok yaşa açık radyooo, sesin sonsuza dek yankılansın" diye en gür sesimizle sesleniyoruz. O anda kainatın bütün kuşları havalanıp olanca güçleriyle kanat çırpıyorlar...
"Gümmm"... diye bir sesle gözlerim açılıyor, "işte böyle" diyen tanıdık ses....yerdeyim ve açık radyo açık kalmış, beni yeni güne uyandırıyor...
Çok yaşa Açık Radyo, sırdaşımsın, dostumsun.
Ayşe Sazak
Kaçık dinleyici
NOT: Eğer beğenir de okumaya değer görürseniz, sabahleyin okur musunuz lütfen?
Selamlar, sevgiler, kolaylıklar
AS.