Özlem Kar

Ömer Madra üstüne basa basa 212 343 41 41 dedikçe iyi hissediyorum, bu ara kendimizi kötü hissettiğimiz günler ya bunlar, dayanışmaya nasıl da ihtiyaç duyduğumuz hani... Bi görüntü anımsadım, Açık Radyo'da bu sabah "Dinleyici Destek Hattı" programını dinlerken..Yıl 2013 yaz, metrobüste 17 yaş civarı 2 gence rastladım, daha doğrusu bakışlarımız buluştu bir anda bu 2 genç adamla... İki çuval dolusu eşyayı sırtlamışlar, heyecanla konuşuyorlardı, muzipçe bakış attık gülümsedik birbirimize... Karşılıklı bi güvenle... Insan tanımadığına güvenle bakar mı ne alaka mı? Yooo hayır bakar elbet, yarınlarına bi inancı varsa bakar elbet! O arkada taşınanın bomba patlayıcı olması öğretilmemişse ya da deneyimlendirilmemişse gençlere böyle bakılır zaten normalde! Yine normalin tanım değiştirdiği, ağırlaştılmış- kuşatılmış günlerden geçiyorken bu aralar, biz yanımızdan geçene fırlattığımız bakı şın zehiriyle öldürüyoruz umudu geleceği, bizi.. Gelelim 2 genç adamın sırtladığı o çuvallara ... Umutları taşıyan o çuvallarda ne vardı sizce? 2 battaniye, biraz konserve belki 3-5 kazak.. Gezi'ye ne götürülür ki zaten? Haaa peki limon, şinorkel, biraz tibbi malzeme de belki... O birbirine güvenen bakışta ancak bunlar taşınır, siz ne taşırdınız? O tılsımlı birbirimize kefil günlerden bu ayrımcı bu savaşı ensemizde hissettiğimiz günlere geldik... Hani dedi ya ağbi Newroz Diyarbakırında, batıda sokakta doğuda evde durulamayan günler ... Hey gidi... Hazirandan bu yana bakışlarımızla çürütmekteyiz birbirimizi... Bu arada ben bunları niye anlattım ? Şöyle efendim, Açık Radyo'yu bilmem bilir misiniz, kainata açık, hayata açık, iklimlere açık, renklere açık bi radyo, insanın sıcağında sıcak muhabbetlerin olduğu güvenli bilgiye ulaşabileceğimiz bi radyo, insan bi radyo frekansını dinlerken gülümser mi, ben g enelde dinlemeye başladıktan bi süre sonra o boyuta geçebiliyorum mesela, size de tavsiye ederim, frekans 94.9, bu radyocuların bi istirhamı var bizden, "dinleyici destek hattı" ile bizlerden gelecek destek ile bu frekans internet üzerinden de tüm dünyaya ses veriyor, güzel ses ama, çoğul ötekisiz, rengarenk sohbetler, müzikler velhasıl... Arkadaşım Tan Morgül bugun bahsetmiş, radyoculuk nasıl da mühim mesele diye, onun yazısını okurken benim de çorbada tuzum olsun diye Gezi'ye kadar gidiverdim birden....... Kendinizi iyi hissetmek için Açık Radyo 94.9 ve ya www.acikradyo.com dan , dünyanın her yerinden bu dalga frekansı dinleyebilirsiniz... Dinledikçe de nasıl bu radyoyu ayakta tutarım diye kendinize bu soruyu sürekli sormaya başladığınızı görebilirsiniz... 2 çuval dolusu şey her ne ise onu Gezi'ye taşıyan adamlara ya da kadınlara olan özlemlerimle ..... Bi de bişey daha, Gezi Gezi yazdık da Doğu'nun sesine kulak vermeden kulak veremediğimizden o gençlere dokunamadığımızdan o ailelerin acılarını ortaklaştıramadığımızdan oranın haberlerini bize kolaylıkla ulaştıracak bağımsız medyanın azlığından bu günlerdeyiz biraz da, bunu da yazalım, Açık Radyo her sabah bunu da yapıyor, neyse işte bi kulak vererek kendinizi sevindirin, sabah Açık Gazete'nin haberlerini Ömer Madra ile dinleyerek başlayabilirsiniz mesela....