Ayşe Sazak

-
Aa
+
a
a
a

Ankara'da kan gövdeyi götürüyor, Açık Radyo'nun müzik yayını aynı hızla sürüyor.
Lütfen duyarlılık...

Her zaman olduğu gibi radyo açık.
Ankara'da kan gövdeyi götürüyor, Açık Radyo'nun müzik yayını aynı hızla sürüyor.
Lütfen duyarlılık...ben haberi Açık Radyo'dan öğrenmek isterdim doğrusu.
Ayşe Sazak 

Merhaba sevgili Ayşe Sazak,

Kaygı belirtmekte haklısınız ama bir haber radyosu donanımına -ve amacına!- sahip olmaktan çok uzak küçük bir "community radio" olarak varlığımızı sürdürmeye çalıştığımızı siz de bizim kadar biliyor olmalısınız. Bağımsız bir haber bülteni programını dahi yürütmemiz maddeten olanaksız. Açık Gazete, kelimenin gerçek anlamıyla bizim tek haber-yorum programımız. Dünyadaki ve Türkiye'deki ekolojik, siyasi, sosyal, ekonomik, antropolojik, bilimsel, sportif vb konularda başdöndürücü bir hızla gelişen ve kötüleşen olguları hem haber, hem haber-analiz, hem de yorum olarak ilgili müzikal parçalarla da destekleyerek vermeye çalışan bu programın kadrosu da gerçekten 3 buçuk kişiden oluşuyor - ve bunlardan ikisi gönüllü).

Dolayısıyla, 24 saat içinde tüm gelişmelere flaş haber mantığıyla müdahale etmeğe çalışmak, imkânsız ve manasız olur. En iyisi, elimizdeki AG programını en kapsamlı ve eksiksiz yürütmek için okuma, izleme, sokağa katılma ve müzik seçme gibi konularda yoğunlaşıp normal programı yürütmeye çalışmak. İnşallah yarın, bu dediklerimizin hiç olmazsa bir küçük fraksiyonunu gerçekleştirmek için vargücümüzle çalışmaktayız. Daha önceleri 1999 Marmara Depremi, 11 Eylül ABD saldırıları, Irak'ın istila ve işgali, ve Gezi ayaklanması gibi dünya çapındaki olağanüstü olaylarda birkaç kere olağan yayın akışının dışına çıkmıştık tabii, ama Roboski, Reyhanlı, Diyarbakır, Suruç, Ankara katliamları gibi olaylarda, çapı ne kadar büyük olursa olsun, 24/7 takip ve yansıtma imkânına sahip değiliz. Lûtfen bizi bağışlayın. İlginizi eksik etmeyin.

Sevgiler, Selamlar

Ömer 

Günaydın Ömer bey,

Sizi dinleyerek yanıtınızı okudum. Duyarlığınıza ve emek harcayıp yazdığınız için size teşekkür borçluyum. Kesinlikle aktardıklarınıza katılıyorum, zaten kadim bir Açık Radyo Dinleyicisi olarak radyonun alacabarsağını biliyorum.

Benim cumartesi günü 10.35'ten başlayarak hissettiğim, telefonla haberi alıp televizyondaki görüntülerle donup kalmam, Ankara'da mitinge katılan yakınlarımı ararken bir yandan Açık Radyo'nun en neşeli -benim de bayılarak dinlediğim- müzik yayınını kesmeden sürdürmesi....

Size dayanamayıp yazana dek bu durum böyle sürdü gitti...Radyonun düğmesine hiçbir zaman olmadığı gibi bir türlü elim uzanamıyor, diğer yandan gözlerim ekrandaki katliama takılı kalıyordu.

Eski bir radyo dinleyicisi olarak beynim benİ sürekli uyarıyor, önüme Kerem Altan'ın evinde hayatını yitiren Defne -soyadını şimdi anımsayamıyorum-'nin haberini, yayın akışını keserek verdiği anıyı koyuyordu.

Benzeri bir çok anlık gelişmeyi gün içinde sıcağıyla öğrendiğim radyomun teknik sorumlularından, en azından yayını ağırlaştırmalarını beklerdim.

Hâlâ kulağım sizde olarak, dikkatimi toparlama zorluğuyla yazdıklarımı bitirip size ve tüm Açık Radyo'ya selam, sevgi, dostluk ve dayanışma dileklerimi iletiyorum.

Ayşe 

Merhabalar Ayşe Hanım,

Cevabıma hemen cevap yazdığınız için teşekkürler. Açık Radyo'nun yayınlarından beklentiler konusunda elbette gayet haklısınız. Ne var ki, Ankara Gar katliamı konusunda ilk haberi aldığımız andan itibaren radyo akışında bir değişiklik yapmak, önceden kaydı yapılmış programlarla birlikte hemen herşeyi değiştirip tüm programları (ama tümünü!) yeniden ele almayı gerektiriyor. Programcılarımızla hemen temasa geçtik tabii, çoğu da kendi sorumluluk anlayışları çerçevesinde, canlı olanlarda değişiklik yapıp bir-iki kelime yas ve hüzün anonsu ile birlikte programlarını ağırlaştırdılar. Bunu kendimizi savunmak adına söylemiyorum ama, mesela sizin dinlediğiniz 12,079 programını değiştirmek imkânsızdı. (Hem 1950-1970 arasında "hit" olmuş parçaların tarihi sırasına göre dizildiği 20 yıllık belli bir sekansı izlediği için, hem de her bölümün günlerce önceden kaydedilmiş olması dolayısıyla). Ya ülkedeki genel depresyon haline göre bu tip programları artık toptan iptal etmek zorundayız, ya da böyle bırakmak - ikisinin ortasını bulmak zor.

Öte yandan, sizin de zaten tespit ettiğiniz gibi, Açık Radyo uluslararası, bölgesel ve yerel gelişmeleri Açık Gazete'de etraflıca ele aldıktan sonra, çeşitli programlarında günler, haftalar, hatta aylar ve yıllar boyunca fikr-i takip yapmaya çalışarak hem yayınlarında, hem de acikradyo.com.tr adlı sitesinde ele almayı sürdürüyor. Sitemizde geriye dönük şöyle üstünkörü bir bakış bile bunu ortaya koymaya yetecektir.

Daha büyük dönüşümler içinse, daha önce size yazmaya çalıştığım gibi, bir ortak karar almak ve pek çok programcımızla birlikte hareket ederek haftalar, hatta belki de aylar sürecek bir olağanüstü yayın düzenine geçmemiz gerekir. Ankara katliamı şüphesiz ülkenin gördüğü en büyük terör ve şiddet olayı olmakla birlikte, henüz böyle (17 Ağustos 1999, İkiz Kuleler, 2001, Irak, 2003 ve 2005, Gezi, 2013) bir format değişikliğini bize dayatır gibi görünmüyor. Zaten, yayını kesip ilk haberi verdikten sonra, sürekli olarak değişen ya da değişmeyen ölü/yaralı sayılarını takip edip aktarmak, yönetemeyen yöneticilerin ipe sapa gelmez açıklamalarını, bunlara gelen tepkileri, ardından bunlara karşı tepkileri yansıtmak vb. bizce son derece zor, hatta imkânsız bir işin peşinde koşmuş olacaktık.

Bu sabahki uzatılmış Açık Gazete için yerli yabancı kaynaklardan 200 küsur sayfalık tarama yaptık, kimbilir kaç dakikalık ses kaydını editledik, bunlara uygun bazı müzikler (ne çok ağıt, ne de "oynak" olsun) derledik ve bir biçimde bütün bunları derli toplu bir biçimde yansıtmaya çalıştık; tek örnek vermek gerekirse, sadece bir tek gün için 17 gazeteden 65 yazarın katliam yazılarını içeren 40 küsur A4 sayfa yazı elimizin altında bizim değerlendirmemizi bekliyordu.)
Sonuçtan tatmin olmak mümkün değil elbette, ama ustamızın adı Hıdır işte...

İlginizi eksik etmeyin lûtfen

Sevgiler, saygılar

Ömer Madra

NOT: Tabii ki, Roboski (Uludere), Defne Joy Foster'in ölümü vb. konularındaki âni gelişmelerde yayın akışında ufak tefek değişiklikler yaptık, ama bunun sınırlı imkânlara dayalı bir şey olduğunu kabul etmeliyiz yine de.