Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus’un tüm dünya ülkelerine ve aşı üreticilerine çağrı yaptığı 18 Ocak 2021 tarihli konuşmasının ilk bölümü.
(Ghebreyesus’un konuşmasının bu bölümü Sarkaç'ın internet sitesinden alınmıştır.)
Sayın Yönetim Kurulu Başkanı Doktor Harsh Vardhan, bu zor zamanlarda gösterdiğiniz liderlik için teşekkür ederim.
Ekselansları, değerli meslektaş ve dostlar,
Hepinize günaydın, tünaydın ve iyi akşamlar; mutlu yıllar.
40 yıl önce yeni bir virüs ortaya çıktı ve salgına yol açtı. Hastalığa karşı insanların hayatını kurtaran aşılar geliştirildi, ama dünyanın fakir insanları bu aşılara erişene kadar 10 yıl geçti.
12 yıl önce yeni bir virüs ortaya çıktı, salgına yol açtı. Hayat kurtaran aşılar geliştirildi, ama dünyanın fakir insanları bu aşılara erişene kadar salgın bitti.
Bir yıl önce yine yeni bir virüs ortaya çıktı ve salgına yol açtı. Hayat kurtaran aşılar geliştirildi. Bundan sonra ne olacağı bize bağlı.
Tarihi tekerrür etmekten kurtaracak bir fırsat var elimizde; tarihi başka türlü yazabiliriz, HIV ve H1N1 salgınlarında yapılan hatalardan bu defa kaçınabiliriz.
Yeni bir virüsün ortaya çıkmasından itibaren daha bir yıl bile geçmeden güvenli ve etkili aşılar geliştirilip onay alınması bilimin müthiş bir başarısı ve çok ihtiyaç duyduğumuz ümittir.
Aşılar, hepimize lazım olan cesaret, kolumuzdaki kuvvettir.
Kısa süre önce virüsün hızla yayılan türlerinin ortaya çıkması aşıların da hızla ve adaletle uygulanmasını daha da önemli hâle getirdi.
Fakat esas tehlike ile şimdi karşı karşıyayız: Aşılar bazılarına umut verirken bile dünyada bir şeye sahip olanlarla olmayanlar arasındaki eşitsizlik duvarına bir tuğla daha ekliyor.
Bütün devletlerin öncelikle sağlık çalışanlarının ve yaşlıların aşılanmasını istemesi doğru. Ama zengin ülkelerdeki daha genç ve sağlıklı yetişkinlerin, fakir ülkelerdeki sağlık çalışanlarından ve yaşlılardan önce aşılanması doğru değil.
Herkese yetecek kadar aşı olacak. Ama şu anda, bütün ülkelerde, ağır hastalanma ve ölme riski en yüksek olanlara öncelik vermek için tek bir aile olarak, dünya ailesi olarak hep beraber çalışmamız gerek.
Son dokuz ayda ACT Hızlandırma [Access to Covid-19 Tools – Accelerator: Kovid-19’a Karşı Araçlara Erişimi Hızlandırma] ve COVAX Aşı Ağı, aşıların eşit dağıtım ve kullanımı için gereken altyapıyı oluşturdular.
Bilimsel engelleri, hukuki engelleri, lojistik engelleri ve düzenleme engellerini aştık.
Beş üreticiden 2 milyar doz aşı tedarik ettik, 1 milyardan fazla doz daha tedarik etmek mümkün. Şubat ayında teslimata başlamayı hedefliyoruz.
Bu vesileyle Gavi [Dünya Aşı Birliği] ve CEPI’ye [Salgına Hazırlık İçin Yenilik Koalisyonu] teşekkür ederim.
COVAX, kurulma amacını gerçekleştirmeye, aşı götürmeye hazır.
Gelgelelim, son haftalarda bazı üye ülkelerden, “COVAX acaba ihtiyaç duyduğu aşıları alabilecek mi, yüksek gelirli ülkeler verdikleri sözü tutacak mı?” gibi sorular duyuyorum.
İlk aşılar uygulanırken eşit erişim vaadi ciddi bir risk altında.
Daha yüksek gelire sahip en az 49 ülkede şimdiden, 39 milyon dozdan fazla aşı yapıldı. En düşük gelire sahip ülkelerden birine ise sadece 25 doz aşı verildi. 25 milyon doz değil; 25 bin doz değil; sadece 25 doz.
Sözümü sakınmadan söylemek zorundayım: Dünya korkunç bir ahlaki çöküşün eşiğinde duruyor. Bu çöküşün bedeli, dünyanın en fakir ülkelerinde insanların hayatıyla ve geçim kaynaklarıyla ödenecek.
Bazı ülkeler ve firmalar, eşit erişimden bahsederken bile, ikili anlaşmalara öncelik vermeye devam ediyor; COVAX’a uymamaya, fiyatları yükseltmeye ve sırada öne geçmeye çalışıyorlar. Bu yanlıştır.
Geçen sene 44 ayrı ikili anlaşma yapılmıştı, bu yıl ise şimdiden en az 12 anlaşma yapıldı.
İşi karıştıran bir durum daha var: Üreticilerin çoğu, Dünya Sağlık Örgütü’ne tam dosya sunarak başvurmaktansa kârın en yüksek olacağı zengin ülkelerden ilaç düzenleme onayı almaya öncelik verdiler.
Bu tutum COVAX aşı teslimatlarını geciktirebilir; yığılmalara, piyasada kaos ortaya çıkmasına, müdahale çalışmalarının koordinasyonsuz kalmasına, uzun süreli toplumsal ve ekonomik çalkantılara sebep olabilir. Oysa COVAX tam da bunları engellemek için düşünülmüştü.
Bu “önce ben” yaklaşımı sadece dünyanın en fakir ve en kırılgan durumdaki insanlarını risk altında bırakmakla kalmıyor, bunu yapanların kendi amaçlarına ulaşmalarını da engelliyor. Nihayetinde bu hareketler yalnızca salgının daha uzun zaman devam etmesine, böylece salgına karşı tedbirlerin, çekilen acının ve ekonomik sorunların da sürmesine yol açacaktır.
Aşıda eşitlik sadece ahlaki bir zorunluluk değildir, aynı zamanda stratejik ve ekonomik bir zorunluluktur da.
Yakın zamandaki bir çalışma, yüksek gelirli on ülke için, eşit aşı sağlamanın ekonomik faydasının 2021 için en az 153 milyar dolar olacağını, 2025’e kadar bu rakamın 466 milyar dolara ulaşacağını kestiriyor. Bu kazanım, ACT Hızlandırma’nın toplam maliyetinin 12 katından fazladır.
Henüz çok geç kalmadık. Dünyanın bütün ülkelerine, bu yılın ilk 100 günü içinde, sağlık çalışanlarının ve yaşlıların aşılanmasına bütün ülkelerde başlanmış olması için hep birlikte çalışmaları çağrısında bulunuyorum.
Bu, dünya yüzündeki ülkelerin her biri için en faydalı yol budur.
Hep beraber bu düzenin kurallarını üç şekilde değiştirmeliyiz.
Birincisi, ikili sözleşmeler yapmış –ve aşı stoklarını kontrol eden- ülkeleri, bu sözleşmeler konusunda COVAX’a karşı şeffaf olmaya; anlaşılan aşı miktarı, fiyatlar ve teslim tarihi konusunda doğru bilgi vermeye davet ediyoruz.
Bu ülkeleri, COVAX’ın sıradaki yerine çok daha fazla öncelik vermeye, ellerindeki dozları COVAX’la paylaşmaya çağırıyoruz; özellikle kendi sağlık çalışanlarını ve yaşlılarını aşılamayı tamamladıktan sonra, bunun diğer ülkelerde de yapılabilmesi için aşıları paylaşmalılar.
İkincisi bütün aşı üreticilerini, düzenleyici denetimlerin gerçek zamanlı olarak yapılabilmesi ve onay sürecinin hızlanması için DSÖ’ye tüm verileri vermeye çağırıyoruz. Ayrıca üreticilere, onlarla ikili anlaşma yapmış ülkelerin ellerindeki dozları COVAX’la paylaşmasına izin verme ve yeni ikili anlaşmalar yapmak yerine COVAX’a aşı temin etmeyi önceliklendirme çağrısında bulunuyoruz.
Üçüncüsü, aşı uygulayan bütün ülkeleri sadece güvenlik, etkinlik ve nitelik bakımından sağlam uluslararası standartlara uygun olan aşıları kullanmaya ve aşı yapmaya hazırlık çalışmalarını hızlandırmaya davet ediyoruz.
Dünya Sağlık Günü’nün bu yılki teması sağlıkta eşitsizlik.
Üye ülkelerin hepsinin önüne şu hedefi koyuyorum: 7 Nisan’da, Dünya Sağlık Günü geldiğinde Covid-19 aşılarının bütün ülkelerde yapılıyor olmasını sağlayın, bu aşılar hem salgını hem de dünyanın sağlık sorunlarının pek çoğunun altında yatan eşitsizlikleri yenmede umudun simgesi olsun.
Bu hedefin gerçekleşeceğini umuyorum.
Konuşma metninin tamamı için tıklayınız. (İngilizce)
Video için tıklayınız.
Çeviri: Zeynep Alpar