ÇEVBİR ve dayanışmanın gücü

-
Aa
+
a
a
a

Hasan Turgut, Burcu Halaç ve Melek Memiş’le Çevirmenler Meslek Birliği’nin (ÇEVBİR) faaliyetlerini konuştu.

konuşma baloncukları içinden farklı dillerde "merhaba"
Çevirmenler Meslek Birliği’nin (ÇEVBİR) faaliyetleri
 

Çevirmenler Meslek Birliği’nin (ÇEVBİR) faaliyetleri

podcast servisi: iTunes / RSS

Hasan Turgut: Çevirmenler Meslek Birliği’nin ortaya çıkış hikâyesi nedir? ÇEVBİR nasıl bir ihtiyaçtan doğdu?

Burcu Halaç: ÇEVBİR’in temelleri mesleğini, dayanışmayı ve birlikte iş yapmayı önemseyen bir grup kitap çevirmeninin, 2003 yılında bir araya gelip Kitap Çevirmenleri Girişimi (KÇG) adıyla bir mail grubu kurmasıyla atıldı. Bu dönemde sektörde standart hâline gelmesi için hâlen emek gösterdiğimiz ve çevirmenler için asgari çalışma koşullarının çerçevesini çizen tip sözleşme hazırlandı. Yine bu dönemde 83 çevirmen bir araya gelerek 1000 yıllık Japon klasiği olan Yastıkname’yi Türkçeye kazandırdı.

Kitap Çevirmenleri Girişimi zamanla genişledi ve burada filizlenen fikirleri ve çevirmenlerin yaşadığı sorunlara yönelik çözüm önerilerini bir meslek birliği çatısı altında hayata geçirme kararının alınmasının ardından 1 Mayıs 2006’da ÇEVBİR resmî olarak kuruldu. 2009 yılında yapılan Olağanüstü Genel Kurul ile ÇEVBİR yalnızca kitap çevirmenlerini değil, altyazı, seslendirme ve tiyatro çevirisi yapan meslektaşlarımızı da temsil etmeye başladı. Birliğimizin öncelikli amacı çevirmenlerin haklarını korumak ve asgari çalışma koşullarını iyileştirmek olsa da bunun yanı sıra ülkemizdeki çeviri kalitesinin yükseltilmesi, yayıncılık piyasasında belli etik ilkelerin yerleştirilmesi, yurtdışındaki çevirmen örgütleriyle ortak çalışmalar yürütülmesi gibi hedeflerimiz de var.

ÇEVBİR kurulduğu günden bu yana bu hedefleri hayata geçirmek için mücadele ediyor. Şu an beş yüzü aşkın üyemizle bu mücadeleyi daha da büyütmek, eser sahibi çevirmenlerin sorunlarını çözmek için var gücümüzle çalışıyoruz. 

HT: ÇEVBİR’in faaliyet alanları ve yürüttüğü çalışmalar neler? 

Melek Memiş: Öncelikle üye olsun olmasın bütün çevirmenlere gerek sözleşmeleriyle gerek haklarıyla ilgili danışmanlık hizmeti sunuyoruz. ÇEVBİR hak temelli mücadele yürüten bir meslek birliği. Dolayısıyla bu alandaki çalışmalarımız faaliyetlerimizin önemli bir kısmını teşkil ediyor. Çevirmenler, ÇEVBİR’e üye olurken yetki belgesi doldurarak çevirdikleri eserler adına ÇEVBİR’e hareket etme yetkisi tanımış oluyorlar. Çevirmenlerin en sık yaşadığı sorunlardan biri mali haklarıyla ve sözleşmeleriyle ilgili. Çevirmen ödemesini alamadığında öncelikle ilgili yayıneviyle görüşüyoruz. Takip ettiğimiz vakaların önemli bir kısmı bu noktada çözülüyor. Çözül(e)meyen vakalar için avukatımız atılabilecek hukuki adımlara ilişkin yol gösteriyor. Çevirmenle bir mutabakata vardıktan sonra sorunun çözümü için hukuki süreç başlatabiliyoruz. 

Maalesef sektörde yeni baskılardan çevirmeni haberdar etmeme veya geç haberdar etme gibi durumlar yaşanabildiği için ÇEVBİR bandrol takibi konusunda da titizlikle çalışıyor. Üyelerimizin eserleri için alınan bandrolleri takip ediyor ve üyelerimizi bilgilendiriyoruz. Üyelerimiz böylece çevirilerinin yeni baskılarından doğacak haklarını takip edebiliyorlar. 

"Kitap Çevirmenleri Girişimi zamanla genişledi ve burada filizlenen fikirleri ve çevirmenlerin yaşadığı sorunlara yönelik çözüm önerilerini bir meslek birliği çatısı altında hayata geçirme kararının alınmasının ardından 1 Mayıs 2006’da ÇEVBİR resmî olarak kuruldu."

HT: Sorunların çözümü noktasında yararlandığınız bir çerçeve var mı? Tip sözleşmeden bahsetmiştiniz, bu sözleşmenin yararlarından söz eder misiniz?

BH: Kitap çevirmenleri için vaka takibi yaparken çerçevemizi ve izleyeceğimiz yolu belirleyen şeylerden biri, yayınevi ve çevirmen arasında imzalanan sözleşme oluyor. Dolayısıyla çevirmenlerin imza attıkları sözleşmeleri okumaları, buradaki haklarından haberdar olmaları, sözleşmeyi imzalamadan evvel sözleşme maddeleriyle ilgili tereddüt ettikleri, kafalarında soru işareti uyandıran noktaları ÇEVBİR’e danışmaları çok önemli.  Bununla bağlantılı olarak gerek kitap çevirmenlerinin gerekse altyazı ve seslendirme çevirmenlerinin asgari çalışma koşullarını belirten tip sözleşmelerimize büyük önem veriyoruz. Tip sözleşme yalnızca asgari bir tarife belirlemekle kalmıyor ayrıca yayınevi/işveren tarafından eserin üçüncü şahıslara/taraflara devredilmesinin önüne geçiyor ve yayınevinin/işverenin eser çevirisini kaç yıl süreyle kullanabileceğini belirtiyor. Hem yayınevi/işveren hem de çevirmen tarafından karşılanması gereken asgari şartlar hukuki bir metinle garanti altına alınmış oluyor. Kitap çevirmenleri için öngördüğümüz tip sözleşmeyi yıllar içerisinde sektörde standart hâline getirmeye çalıştık ve bu sözleşme epey yaygınlaştı. Birçok yayınevi artık bu sözleşmeyi kullanıyor ya da bu sözleşmeye referansta bulunuyor. Özellikle ilk sözleşmesini imzalayacak çevirmenlerin tip sözleşmemizi okumalarını, hakları hakkında bilgi sahibi olmalarını ve mesleğe bu şekilde başlamalarını çok önemsiyoruz. Zira yine tip sözleşmede öngörüldüğü üzere çevirmenin eser sahibi olarak her baskıda telif ödemesi almasını sağlayan anlaşmalara imza atmasını salık veriyoruz. Yayınevleri ve çevirmenler arasında yaşanan telif sorunlarında çevirmenin haklarını gözetiyor ve telif bilincinin gerek çevirmenler gerek yayınevleri nezdinde yerleşmesi için çalışmalar yürütüp çevirmenlerin eser sahibi olarak fikri mülkiyet alanındaki haklarının genişlemesi için çalışıyoruz.

Bu noktada yürüttüğümüz hak temelli mücadelenin uzun soluklu bir mücadele olduğunun ve dayanışmadan güç aldığının altını çizmekte fayda var. Bütün faaliyetlerimize yön veren amaç çevirmen haklarının ihlal edilmediği, çevirmenlerin seslerinin ve taleplerinin duyulduğu, bir meslek olarak çevirmenliğin sürdürülebilir koşullarda yapıldığı bir ekosistem yaratılmasına katkıda bulunmak.

"biz çevirmezsek dünya dönmez"

HT: Son yıllarda dijital platformların artmasıyla birlikte altyazı ve seslendirme çevirmenlerinin yaşadığı sorunlar daha görünür hâle geldi, daha geniş bir çevirmen kitlesi aynı sorunları paylaşır oldu. Bahsi geçen çalışmalara ek olarak altyazı ve seslendirme çevirmenleri özelinde ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz? 

MM: Özellikle son üç yıldır altyazı ve seslendirme çevirmenleri için mesleki standartları oluşturmak adına yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Kitap çevirmenleri için daha önceden oluşturulmuş ve büyük ölçüde kabul görmüş bir tip sözleşme olsa da altyazı ve seslendirme çevirisi alanında bu sözleşmenin gerek altyazı gerekse seslendirme alanında hazırlanıp kabul edilmesi çok yeni. Film festivallerine, doğrudan televizyon kanallarına ya da televizyon kanalları ve dijital platformlar için çeviri hizmeti sunan şirketlere yaptığımız çevirilerin mesleki standartlarını, ÇEVBİR’e yeni katılan altyazı ve seslendirme çevirmenleriyle oluşturmaya devam ediyoruz. Her yıl sene başında asgari tarifelerimizi açıklayarak film festivallerine ve şirketlere bu tarifeleri iletiyor, altyazı ve seslendirme çevirmenlerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi için yeni adımlar atıyoruz. Bir yandan teknik de bir iş olan altyazı-seslendirme çevirisi için terimce hazırlayıp ÇEVBİR internet sitesinde paylaştık. Yine meslek içi dayanışmayı ve birliği güçlendirmek adına ÇEVBİR üyesi olmayan çevirmenlerin de bulunduğu kalabalık bir e-posta grubu kurduk, burada hem mesleğe dair sorunları konuşuyor hem de hep birlikte çözüm yolları bulmaya yönelik çeşitli sohbetler yürütüyoruz. Düzenlediğimiz atölyeler, ÇEVBİR üyesi altyazı-seslendirme çevirmenlerinin katıldığı konuşmalar ve sosyal medya hesaplarımızdaki paylaşımlarla altyazı-seslendirme çevirmenlerinin de dayanışmayı büyütmeleri için çalışıyoruz. Bunların dışında AVTE - Avrupa Altyazı-Seslendirme Çevirmenleri Birliği (Audiovisual Translators Europe) ile görüşmelere başladık, mayıs ayında yapacakları genel kurula katılarak Avrupa’da altyazı-seslendirme çevirmenlerinin çalışma standartları ve Türkiye’de bu standartların nasıl iyileştirilebileceğine dair birebir temaslarda bulunacağız. Türkiye’deki altyazı-seslendirme çevirmenlerinin çalışma koşullarını AVTE’yle paylaşıp çözüm üzerine beraber çalışmanın kıymetli olduğuna inanıyoruz. Ayrıca bu kurulda üyelik başvurumuzun da onaylanmasını bekliyoruz.

"Özellikle ilk sözleşmesini imzalayacak çevirmenlerin tip sözleşmemizi okumalarını, hakları hakkında bilgi sahibi olmalarını ve mesleğe bu şekilde başlamalarını çok önemsiyoruz."

HT: ÇEVBİR çevirmenlerin yasal haklarının takibi dışında başka neler yapıyor?

MM: ÇEVBİR’in önem atfettiği meselelerden biri de çevirmenlerin mesleki gelişimine katkıda bulunmak ve bir araya gelebilecekleri platformlar, vesileler yaratmak. Bu amaçla atölyeler ve paneller düzenliyoruz. Bu etkinliklerde dil ve çeviri ekseninde farklı uzmanlıklara sahip konuklarımız oluyor. Üyelerimiz dışında bu meselelere ilgi duyan herkes bu etkinlikleri hem sitemizden hem de sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilir. YouTube kanalımızda hâlihazırda düzenlediğimiz çeşitli panellerin ve oturumların kayıtları mevcut. Burada bir arşiv oluşması da bizim için çok değerli.

Bu etkinlikler hem meslek içi eğitim imkânı sunmaları hem de çevirmenleri bir araya getirmeleri bakımından önemli. Birbirimizle tanışmak, sorunlarımızda ortaklaşmak yine bu buluşmalar vesilesiyle oluyor. Ayrıca tüm üyelerimize açık bir e-posta grubumuz var. Burada hem çeviri yaparken aklımıza takılanları birbirimize sorabiliyoruz hem de çeviriyle alakalı paylaşımlar yapabiliyoruz. İnternet sitemizde üyelerimizin kaleme aldığı, farklı konuları ele alan yazılar, söyleşiler var. Yine sitemizde yer alan “Yayınevini Arayan Çeviriler” başlığı altında üyelerimizin baskısı tükenmiş veya henüz basılmamış çevirilerini yayınevleriyle buluşturmayı amaçlıyoruz. Yakın zamanda bir “Takas Kitaplığı” başlattık.

"Her yıl sene başında asgari tarifelerimizi açıklayarak film festivallerine ve şirketlere bu tarifeleri iletiyor, altyazı ve seslendirme çevirmenlerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi için yeni adımlar atıyoruz."

HT: ÇEVBİR’e üye olmanın öneminden söz eder misin?

BH: ÇEVBİR yıllar içinde epey yol katetti. Tip sözleşmenin kitap çevirmenleri için sektörde bir standart hâline gelmesi, çevirmenlerin telif hakları konusunda bilinçlenmesi ve dayanışmayla seslerini duyurmalarının mümkün olduğunu deneyimlemeleri bunlara örnek gösterilebilir. Dolayısıyla ÇEVBİR üyesi olmanın hem üyelerimize hem de çevirmenleri temsil eden bir meslek birliği olarak bizim atacağımız adımlara katkısı çok büyük. Üyeleriyle güçlenen ve büyüyen bir meslek birliğiyiz. Üye sayımızı ve temsil gücümüzü artırmamız bu uzun soluklu mücadeleyi yürütmemiz adına çok önemli. O yüzden meslektaşlarımızı ÇEVBİR çatısı altında bir arada olmaya ve dayanışmaya davet ediyoruz. 

HT: ÇEVBİR nerede? Çevirmenler üye olmak için hangi yolları takip etmeliler?

MM: Ofisimiz Kadıköy’de. Çeviri eser sahibi herkes ÇEVBİR üyesi olabilir. Üye olmak için yayıneviyle eser sahibi sıfatıyla sözleşme imzalamış olmak yeterli. Örneğin kitap çevirmeniyseniz ÇEVBİR’e üye olmak için çevirinizin basılmış olması gerekmiyor. Üye olmak isteyen çevirmenler ÇEVBİR’in hazırlamış olduğu yetki belgesi ve üyelik başvuru formunu doldurduktan sonra giriş ödentisini ödeyerek ve nüfus cüzdanı fotokopisi ile iki fotoğrafı adresimize ulaştırarak üyelik başvurularını yapabilir. Üyelik işlemleri böylece başlamış olur. Her ay düzenlenen yönetim kurulu toplantılarında yeni üye başvurularını değerlendirerek başvuruları onaylıyoruz.