Avrupa Ne Konuşuyor programımızda Finlandiya’da hacklenen terapi notları ve Avrupa’da asgari ücret tartışmaları var.
Finlandiya'da hackerlar Vastaamo isimli bir psikoterapi merkezinden on binlerce hastaya ilişkin bilgileri çaldığı ortaya çıktı. Psikoterapi merkezine, bu verilerin yayınlanmaması için 450 bin avro tutarında kripto para ödemesi yönünde şantaj yapıldı. Hacklenen bilgiler arasında terapi merkezinde hizmet alanların isimleri ve iletişim bilgilerinin yanı sıra terapi seanslarına ilişkin notlar da yer alıyordu.
Vastaamo parayı ödemeyi reddedince bu kez bireysel olarak hastalara şantaj yapıldı. Ve 15 gün önce Finlandiya’yı sarsan bu olayda bazı bilgiler de internete kondu.
Vastaamo ülke çapında 25 şubesi ve onbinlerce danışanı olan bir psikoterapi merkezi. Aynı zamanda kamuyla bağlantılı bir kurum; devlet, terapiye ihtiyacı olan kişileri buraya yönlendirebiliyor. Vastamoo’dan hizmet alan ve bilgileri hacklenenler arasında eski bir milletvekili olan Kirsi Piha da var. Piha kendisine gönderilen şantaj emailinin ekrar görüntüsünü Twitter’dan paylaşırken, şantaja yanıtını da şöyle verdi: “Size kalmış. Destek almak asla utanılacak bir şey değildir.”
Finlandiya’nın önde gelen gazetelerinden Helsingin Sanomat da insanları, hacklenmiş bilgilere bakma dürtüsüne direnmeye çağırıyor:
“Özel alanın bir parçası olduğundan kimsenin kuşku duymadığı ve yasadışı yollarla edinildiği kesin verilere bakılmaması, bunların yayılmaması ve üzerlerine yorum yapılmaması çağrısında bulunuyoruz. ... Şantajcılara boyun eğmemeliyiz; hep birlikte onların planını bozabiliriz. Aynı zamanda ruh sağlığı ile ilgili anlayışımızı yeni bir düzeye çıkarmak için bir fırsat bu. Herkes hayatında zor bir dönem geçirmiştir ve bu konuda yardım alanlar bu sebeple utanmak zorunda olmamalı.”
AB’de asgari ücret
AB Komisyonu, tüm üye ülkelerde çalışanların düzgün koşullarda yaşayabilmesine yetecek kadar asgari ücret alması yönünde bir öneri sundu.
Bu öneriye göre, Avrupa genelinde bir asgari ücret tutarı belirlenmeyecek ama bir insanın düzgün bir şekilde yaşayabilmesi için gereken minimum tutarı belirlemek üzere kriterler getirilecek.
Bu öneri genel olarak olumlu karşılanıyor ve köşe yazarları tarafından “çoktan hayata geçirilmiş olması gereken mutlak bir minimum” diye yorumlanıyor.
Öte yandan konunun şöyle çetrefil bir noktası var. Bu düzenlemeyle ilgili Kuzey ülkeleri özellikle İsveç ve Danimarka endişeli. Üstelik öneriye karşı çıkanlar arasında işçi sendikaları da var çünkü asgari ücret uygulamasının ülkelerindeki minimum ücret seviyesini düşürebileceğini düşünüyorlar.
Danimarka ve İsveç’te nüfusun çok büyük kısmının ücreti halihazırda toplu is sözleşmeleriyle belirleniyor ve bu sözleşmeler sayesinde minimum düzeyde de Avrupa’nın diğer ülkelerine kıyasla, çalışanlar daha yüksek maaşlar alıyor.
AB Komisyonu Kuzey ülkelerinin kaygılarını gidermek için toplu iş sözleşmelerinin de asgari ücreti belirlemek için bir yol olabileceğini söyledi. Yine de bu ülkeler bu düzenlemeler sonucunda, istihdam piyasasında oturttukları modelin zarar görmesinden endişe ediyorlar.
Kuzey ülkelerinin medyası ise bu düzenlemeye sendikalardan daha olumlu yaklaşıyor ve ayak dirememek gerektiği yönünde yorumlar yapılıyor. Örneğin Danimarka’da Politiken gazetesinden bir yorum şöyle:
Avrupa'da işçilerin neredeyse yüzde onu 'çalışan yoksullar', yani çalışmalarına rağmen yoksul olanlar sınıfına girecek kadar düşük ücret alıyor. Onlara insani bir yaşam ve iş sunmak boynumuzun borcu.
Bu haftalık Avrupa Ne Konuşuyor’dan bu kadar. İnternet sitemizde çok daha fazlasını bulabilir, bizi Twitter ve Facebook’tan da takip edebilirsiniz.