13 Ekim 2013Milliyet Gazetesi
Sanki havaları ben soğuttum! Havalar iki gün soğur soğumaz bir şikayet, bir şikayet ki sormayın gitsin! “Havalar bizi şaşırtıyor. Bir gün güneş, ertesi gün yağmur. Ne giyip nasıl hareket edeceğiz, bir türlü kestiremiyoruz. Bu durum çoğumuzu hasta etmeye yetiyor. Kalın giymek hasta ediyor. Ani hava değişimleri hasta ediyor...”Bu kadar soru bombardımanı üzerine, “Soğuk hava bizi nasıl hasta ediyor?” diye merak edip araştırdım. Türkçe kaynakların bazıları “Soğuk hava değil, düşen vücut ısısı hasta ediyor” diyor. “Vücut sıcaklığı” yerine yanlış bir şekilde “vücut ısısı” diyen bu kaynaklara ne kadar güvenilir!Soğuk algınlığı ve gribin nedeni üşümemiz
Bu konuda en doğru Türkçe açıklamayı acunn.com’da buldum. “Soğuk hava gribe neden olmaz!” diye başlık atıp “Doğru bilinen bazı tıp yanlışları kötü bir grip gibidir; geçmek bilmez” diyerek taşı gediğine koymuş. Bu hatayı en çok da “Ceketini giy, üşüteceksin” diye çocukların arkasından bağıran anneler yapıyormuş. Aslında biz ne kadar “Soğuk hava grip ve nezleye neden olmaz” dersek diyelim tüm anneler binlerce yıl yaptıkları gibi çocuklarını hep sarıp sarmalamaya devam edecektir. Ama soğuk hava insanı nasıl hasta eder ki?Sağlıklı bir yaşam için en güvenilir tavsiyeleri ben Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Yayınları’ndan alırım. Harvard’a göre araştırmacılar bu soruyu uzun yıllar incelemiş ve günümüzde normal bir soğuk havaya maruz kalmanın gribe neden olmayacağı sonucuna varmışlar. Çünkü grip ve soğuk algınlığı viral birer enfeksiyondur. Yani uzmanlar kışın artan soğuk algınlığı ve gribin nedeninin üşümemiz olmadığını belirtiyor. Diğer bir deyişle, araştırmalar soğuk ve ılık ya da kuru ve ıslak havada insanların virüs kaptıklarında hasta olma şanslarının eşit olduğunu söylüyor.
Acunn.com’da aktarıldığına göre, New England Journal of Medicine’ın 1968 yılında yayımladığı bir araştırma, havanın soğuk algınlığına etkisi olduğunu kesin olarak yalanlıyor. Araştırma, düşük sıcaklıkların soğuk algınlığına yakalanma olasılığında hiçbir etkisi bulunmadığını gösteriyor.
Dr. Janet O’ Mahony’ye göre grip ve nezle doğrudan temasla geçer. Hastalanmanız için birinin üzerinize doğrudan öksürmesi ya da hapşırması gerekli veya sizin mikrop bulaşmış eşyalara dokunup elinizi gözlerinize, ağzınıza, burnunuza götürmeniz yeterli. Özetle, kapalı alanlarda mikroplarla yakın temasta bulunduğumuz zaman hasta oluyoruz.
Buraya kadar soğuk ya da sıcak havanın vücudumuza virüsü koymadığını anladık. Ama etraftan aldığımız her virüs bizi neden bazen hasta ediyor bazen de etmiyor? Kimine göre soğuk algınlığına sebep olarak ani hava değişiklikleri gösterilebilir çünkü havanın ani değişmesi veya soğuması insanların vücut direncini düşürüyor, yani bağışıklık sistemimizi zayıflatıyormuş. Ne yalan söyleyeyim, ben de öyle düşünüyor, ne vitamini alsam, ne yesem de bağışıklık sistemimi kuvvetlendirsem diye sorup soruşturuyordum.Reçete yazdıranlara bir de maske hediye edilmeli
Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Yayınları’na bağışıklık sistemimi nasıl kuvvetlendiririm diye bakınca bu arayıştan vazgeçtim. Harvard’a göre soğuk havanın insan bağışıklık sistemi üzerine herhangi bir olumsuz etkisi yok. Şüphesiz aşırı soğuk havaya maruz kalmanın neden olduğu hipodermi ve soğuk ısırığı, doku hasarı gibi problemler olur fakat bağışıklık sisteminiz için endişelenmeyin diyorlar.Kimine göre de kalın giyinmek de hasta ediyor çünkü terletiyormuş! “Bu da mı yalan!” diyebilirsiniz ama bunun da bilimsel hiçbir dayanağı yokmuş.
O yalan, bu yalan ama sigara içmemek, doğru beslenmek, hijyen, yeterince uyumak, düzenli doktor kontrolü ve hareketli bir yaşam sürmek en doğrusu!
Evet, soğuk hasta eder ama grip gibi viral enfeksiyonların birinci sorumlusu hava ve meteorologlar değildir. Sonuçta soğukta hasta olmamızın sebebi, kapalı mekanları daha çok kullanıp mikroplarımızı birbirimizle daha çok paylaşmamızdır. Ayrıca sadece soğuklar gribe neden olsa bahar ve yaz aylarında hiç kimse grip gibi hastalıklara yakalanmazdı.
Sağlık Bakanlığı’ndan bir ricam var: Grip gibi bulaşıcı hastalıkların yayılmaması için reçete yazdıranlara bir de maske hediye edilsin. Sonuçta koruyucu hekimlik, tedaviden daha ucuz, acısız, sıkıntısız...